Son zamanlarda vuku bulan gıda zehirlenmeleri karşı önemli uyarılarda bulunan Beslenme ve Diyet Uzmanı Sara Ayyıldız, "Dışarıdan bir tüketim olacaksa, ilk etapta gıdanın hazırlanma aşamasındaki hijyen koşullarına, soğuk zincire ve eklenmiş hazır gıdaların beslenme içerisinde olup olmadığına dikkat edilmelidir." dedi.

Özellikle geçtiğimiz günlerde İstanbul'da meydana gelen gıda zehirlenmesi ile beraber son zamanlarda ülkede gıda zehirlenme vakaları artmış durumda. Ayyıldız, İLKHA muhabirine gıda zehirlenmelerine karşı yapılması gerekenler hakkında önemli tavsiyelerde bulundu.

Ayyıldız, özellikle gıda seçiminde; etiket okuma, ambalajı inceleme, gıdanın rengi, kokusu ve dokusuna mutlaka bakılması gerektiğini vurgulayarak, tüketilecek gıdalarda temkinli davranılması gerektiğini belirtti. Ayyıldız, bazı durumlarda zehirlenme vakalarının önemsenmediğine dikkat çekerek, bulunan yerde veya evde çok sık hatalar yapıldığını aktardı.

Son zamanlarda gıda zehirlenme vakaların arttığını belirten Ayyıldız, "Malum olduğu üzere son zamanlarda gıda zehirlenmeleri gündemde. Özellikle İstanbul Ortaköy’de meydana gelen gıda zehirlenmesi vakasında 4 kişilik gurbetçi aile hayatını kaybetti. Zehirlenmenin seyyar satıcıdan alınan bir gıdadan kaynaklanmış olabileceğine dair bir ihtimal var ancak henüz net bir durum söz konusu değildir. Bu konuyla ilgili insanlar, gıda güvenliğini kontrol etmek için özellikle gıda seçiminde etiket okuma, ambalajı inceleme, gıdanın rengi, kokusu ve dokusuna mutlaka bakmalıdır. Dışarıdan bir tüketim olacaksa ilk etapta gıdanın hazırlanma aşamasındaki hijyen koşullarına, soğuk zincire ve eklenmiş hazır gıdaların beslenme içerisinde olup olmadığına dikkat edilmelidir. Bu durumlar göz önünde bulundurularak tüketilecek gıdalarda temkinli davranılmalıdır." şeklinde konuştu.

"Marka, son tüketim tarihi ve paketlemede araştırma yapılması gereklidir"

Özellikle dışarıdan alınan gıdaların tüketimi hakkında değinen Ayyıldız, "Dışarıdan gıda alındığında mutlaka o yemeğin soğuk–sıcak zinciri vardır. Özellikle o gıdanın satış yerine gelene kadar soğuk zincirde iyi bir şekilde muhafaza edilmesi hususunda araştırılması ve o şekilde tüketiminin temin edilmesi gerekir. Bu konuya hâkim olunmadığında veya bir hastalık söz konusuysa dışarıdan mümkün olduğunca gıda tüketimine gidilmemesi gerekiyor. Aynı zamanda kullanılan ürünlerin hijyeni, hazırlanışı, alınan ürünlerin işlenmiş gıdalar; sucuk, sosis gibi olması hususunda dikkatli davranılmalıdır. Bu noktada marka, son tüketim tarihi ve paketlemede araştırma yapılması gereklidir. Kişi hem kendi nezdinde alışverişte hem de toplu yemek yapılan alanlarda, seyyar satıcılarda bu noktaları göz önünde bulundurmalıdır." ifadelerini aktardı.

Zehirlenme vakalarında insanların yaptığı yanlışlara dikkat çeken Ayyıldız, "Zehirlenme vakası yaşandıktan sonra işi biraz önemsemeyip aslında bulunduğumuz yerde, evde çok sık hatalar yapılabilir. Zehirlenme vakalarında kişinin ilk aklına gelen yoğurt veya sütün tüketilmesi oluyor. Bununla beraber kişi kendini kusturmaya çalışabiliyor veya antibiyotik kullanabiliyor. Bunların yerine yakın bir sağlık kuruluşuna gitmek en sağlıklısı olacaktır." dedi.

"Artık hiçbir şeyi hafife almamamız, bizim için en doğrusu olacaktır"

Ayyıldız, gıda güvenliği konusunda toplumsal farkındalığı artırmak için yapılması gerekenlere de değinerek, "Toplumsal farkındalığı artırmak için hepimize görev düşüyor. Denetim noktasında yapılan hizmetler ülkemizde oldukça fazla. İş yeri sahiplerinin özellikle çalıştırılan bireylere yönelik hijyen eğitimlerini sürekli vermesi gerekmektedir. Bununla beraber kamu spotu anlamında kişilerde hijyeni, özellikle gıda hazırlamada elden bırakılmamasını sağlayacak kampanyalar düzenlenmesi gerekiyor. Bu işin ehli olan profesyonellerin diyetisyen ya da gıda mühendisi sektörel eğitimde mutlaka işin içinde olması gerekiyor. Burada herkese görev düşmekte. Canımız bizim için mühim. Malum olduğu üzere gıda zehirlenmesi belirtileri kişide bazı durumlarda sinsice kendini gösterebiliyor. Sağlık ve beslenme kişinin parmak izi gibidir. O yüzden küçük ihtimalleri de göz önünde bulundurup en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Artık hiçbir şeyi hafife almamamız bizim için en doğrusu olacaktır." şeklinde belirtti. (İLKHA)