Covid-19 tedavisi gördüğü hastanede vefat eden Fesih Güler, sevenlerinin yoğun katılımıyla defnedildi.
Yaptığı İslami hizmetlerinden dolayı 28 Şubat sürecinde ağır baskılar gören, ardından yıllarca cezaevinde kalan Fesih Güler, 25 Temmuz'da Covid-19 tanısıyla Diyarbakır'da yatırıldığı özel bir hastanede tedavi görüyordu. Güler, tedavi gördüğü hastanede akşam saatlerinde Hakk’ın rahmetine kavuştu.
Vefatının ardından Güler’in naaşı, Selahaddin Eyyubi Devlet Hastanesi'nde getirilerek yıkandı, ardından defnedilmek üzere memleketi Çınar’a getirildi.
Güler, sevenlerinin yoğun katılımıyla Çınar İlçe Mezarlığı'nda defnedildi.
Güler'in cenazesine HÜDA PAR Genel Başkanı İshak Sağlam, İTTİHADUL ULEMA'dan bir heyet, STK temsilcileri, kanaat önderlerinin yanı sıra çok sayıda vatandaş katıldı.
Fesih Güler Kimdir?
1990'lı yıllarda öğretmenlik yapan Güler, istifa ederek kendisini İslami çalışmaya adadı. İslami hizmetlerinden dolayı 1997-2000 yılları arasında muhaceret hayatı yaşadı. 2000 yılında gözaltına alınan Güler, 3 ay boyunca en ağır işkencelerden geçirildikten sonra cezaevine konuldu. 7 yıl boyunca Siirt ve Diyarbakır cezaevlerinde kalan Güler, tahliye olduktan sonra İslami çalışmalarına devam etti. 2012 yılında kusma ve baş dönmesi şikâyetiyle başvurduğu Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde, "Böbrek yetmezliği" teşhisi konuldu. Geçmişte gördüğü ağır işkenceler nedeniyle her 2 böbreğini kaybeden Güler'e, kardeşi Nuri Güler'den alınan böbrek nakledildi. Fesih Güler, evli 4 çocuk babasıydı. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Çocuk ve ergenlerde bipolar bozukluğu konusunun kafa karıştırıcı olduğunu belirten Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, hiperaktivite de eşlik ettiğinde, bu durumun dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu gibi görünebileceğini veya karşıt olma karşıt gelme bozukluğu gibi algılanabileceğini söyledi.
Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, eğer anne-baba sürekli olarak ‘Yapma, dokunma, etme’ diyorsa, bu durumun çocuğun sosyal becerilerinin gelişimini olumsuz etkileyebildiğini vurguladı.
Bağımlılığın günümüzde önemli bir halk sağlığı sorunu ve hastalığı haline geldiğini, kumarın da eroin, esrar ve sigara gibi bir bağımlılık olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Abdullah Atlı, Kumar bağımlılığının nedenlerini ve sonuçlarını anlattı.
Bebeklerde ağız ve diş sağlığını korumanın önemi, erken yaşlarda alışkanlık kazandırılan diş hijyeni uygulamalarıyla artıyor.