Kalp krizi belirtileri arasında göğüste baskı, nefes darlığı, çarpıntı ve bayılma hissi gibi şikâyetlerin bulunduğunu belirten Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Hüseyin Altuğ Çakmak, özellikle kış aylarında soğuk havanın damarları daraltarak kalp krizi riskini artırdığını söyledi.

Kalp krizi, kalbi besleyen koroner damarların tıkanması sonucu kalbe yeterli oksijen gitmemesiyle meydana gelir. Kalp krizi belirtileri arasında göğüs ağrısı, nefes darlığı, çarpıntı, terleme ve bayılma hissi yer alıyor.

Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Hüseyin Altuğ Çakmak, İLKHA muhbirine yaptığı açıklamada, kalp krizi risklerinin arttığına dikkat çekerek, kalp krizinin, kalbi besleyen koroner damarların tıkanması sonucu meydana geldiğini, risk faktörlerinin başında sigara, aşırı alkol tüketimi, obezite ve stresin geldiğini söyledi.

Kış aylarında soğuk havanın damarları daraltarak kalp krizi riskini artırdığını vurgulayan Çakmak, kalp krizi belirtilerinin göğüste baskı, nefes darlığı ve bayılma gibi şikâyetlerle kendini gösterdiğini ifade etti.

"Kalp krizini oluşturan sebep hemen ortaya çıkmaz"

Kalp krizinin, kalp damar hastalıklarının en ciddi komplikasyonlarından biri olduğunu belirten Çakmak, "Kalp krizini oluşturan sebep hemen ortaya çıkmaz. Hastanın kalbi besleyen koroner damar adı verilen kalp damarlarında zamanla oluşan plak denilen, içerisinde yağ, kalsiyum ve pıhtı parçalarından oluşan plakların ilerlemesiyle birlikte damar lümeni dediğimiz damarı en az yüzde yetmiş ve üzerinde tıkamasıyla oraya giden kan akımının azalmasıyla ortaya çıkan bir sorundur." dedi.

" Kalp krizinin risk faktörlerine dikkat etmek gerekir"

Kalp krizinin birçok belirtiye sahip olmasıyla birlikte, öncelikle risk faktörlerine dikkat etmek gerektiğini kaydeden Çakmak, "Kalp krizinin başlıca risk faktörleri ailesel faktörler, sigara, alkol, sedanter yaşam, obezite ve doğuştan var olan bazı kalp damar anormallikleri başta olmak üzere birçok risk faktörünü barındırmaktadır. Stres gibi kalp damarlarında oksidatif hasar dediğimiz tıkayıcı hasara yol açan risk faktörünü de göz ardı etmemek gerekir." şeklinde konuştu.

Kalp krizinin belirtileri nelerdir?

Kalp krizinin belirtilerine değinen Çakmak, "Öncelikle hastalarımızda son 1 ile 3 ay arasında efor yapmakla, iki kat merdiven çıkmak gibi orta ve ağır eforlu hareketlerde ortaya çıkan göğüste yaygın bir rahatsızlık hissi, baskı, yanma, üzerine bir şeyler oturmuş gibi bir his olmakla birlikte nefes darlığı, çarpıntı, ciddi bir bayılma hissi ve bilinci kaybedip bayılmasıyla sonuçlanan belirtiler gözlemlenebilir. Bu durumlarda hemen bir kardiyoloji uzmanına başvurulması gerekir. Aksi takdirde, çok daha az olan darlık yüzdeleri zamanla ilerleyerek kişilerde aniden kalp krizine bağlı ani ölümlerle sonuçlanabilmektedir. Halı sahalarda ve ağır eforlar sırasında spor yaparken, ciddi bir efor sırasında ortaya çıkan ani kalp ölümlerinde, otopsi raporlarının çoğunda kişinin doğuştan bir kalp damar hastalığı olduğu ya da aniden sessiz bir kalp krizi sonucunda hastanın kaybına yol açtığı görülmektedir. Bu nedenle en ufak şikayetlerde bir kardiyoloji hekimine başvurarak bazı testlerin yapılması gerekir."  dedi.

"Kış aylarında kalp krizi vakaları artıyor"

Kış aylarında kalp krizi vakalarının artığını ifade eden Çakmak, "Özellikle kış aylarında kalp krizi vakalarının artmasının sebeplerinden biri, soğuk havanın mevcut olan kalp krizine yol açan bu kompleks plakların daha büyümesine ve damar lümenine daha da daralmasına, ciddi bir şekilde büzüşmesine yol açmasıdır. Var olan kan akımının azalması ve damar büzüşmesiyle birlikte durum daha kötü hale gelmekte ve kişilerde kalp krizi vakalarının artmasına yol açmaktadır." diye belirtti.

"Kalp krizi öncesi diyet çok önemlidir"

Diyetin çok önemli olduğunu vurgulayan Çakmak, sözlerini şöyle tamamladı: "Karbonhidratlı değil, daha çok protein ağırlıklı diyet öneriyoruz. Tavuk, balık, meyve, sebze, baklagiller, yeşil salatalardan oluşan bir diyet listesi öneriyoruz. Her gün bir saat orta tempolu yürüyüşler, sigaranın kesinlikle bırakılması, alkolün kullanılmaması ve mümkün oldukça stres faktörlerinden uzak durulması tavsiye edilmektedir. Ara ara kan yağları ve şekerleri ölçülmeli ve eğer altta yatan bu gibi hastalıklar varsa, bir an önce onların tedavi edilmesi gerekir." diye konuştu. (İLKHA)