Son zamanlarda hastanelerdeki yoğunluğa dikkat çeken uzmanlar, salgın hastalıkların hızlı bir şekilde yayılmasının en büyük nedenin kalabalık ortamlar ve korunma kurallarının olmadığını söylüyor.

Diyarbakır Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Abdurrahman Şenyiğit, son dönemde artan salgın hastalıklar hakkında açıklamalarda bulunarak 65 yaş üstü birey ve çocukların daha çok risk altında olduğunu söyledi. Şenyiğit; kronik bir hastalık, şeker, tansiyon, astım ve bronşiti olan hastaların kalabalık ortamlardan uzak durması tavsiyesinde bulunarak salgın hastalığın belirtilerine değindi.

Solunum yoluyla bulaşan hastalıkların daha hızlı yayıldığını söyleyen Şenyiğit, virüslerden korunmak için maske takılması ve kalabalık ortamlardan uzak durulması gerektiğini ifade etti.

Şenyiğit, "Bir aya yakındır salgın bir hastalık var. Bu salgın hastalık çocuk ve yaşlılarda daha fazla görülmektedir. Bu mikrop yeni bir mikrop değildir. Peki neden bu mikrop 2 yıl önce yokken niye şimdi var? 2 yıl önce maske takıyorduk. Kalabalığın olduğu ortamlara girmiyorduk bundan dolayı yayılmıyordu. Sadece Covid-19 vardı başka da bulaşıcı hastalık yoktu ama şimdi baktığımız zaman eski virüsler tekrar geldi. Nasıl? Grip, nezle, HMPV Virüsü ve Covid-19 gibi virüsler var. Fakat bu mikroplar şimdi daha çok dağılıyor çünkü maske takmıyoruz, kalabalık ortamlara gidiyoruz ve kendimizi muhafaza etmediğimiz için çoğalıyor. Kendimizi korumamız lazım." dedi.

"Çocuklar ve 65 yaş üstü bireyler daha fazla risk oluşturuyor"
65 yaş üstü bireylerin kalabalık ortamlara maskesiz gitmemeleri gerektiğini belirten Şenyiğit, "Bu virüslerin tesiri daha fazla, 6-8 hafta arasında değişen bir devamlılık süresi var. Öksürük geçmiyor. Bazı hastalarda karın ağrısı, göğüs ağrısı ve ishale sebep oluyor. Bu virüsler eski virüsler ama yeniden ortaya çıktı. Kış olduğu için yayılması normal ama kendimizi muhafaza etmemiz lazım. Bunların tedavisi yok. Antibiyotikler bu hastalılara az etki ediyor. Bu hastalıkların tedavisi kendimizi muhafaza etmemizdir. Kronik bir hastalığınız, şekeriniz, tansiyonunuz, astımınız, bronşitiniz varsa sakın kalabalık ortamlara girmeyin, uzak durun, kalabalık bir ortama gittiğinizde maskenizi takın. Çocuklar da hastalandığında okula göndermeyin. Çünkü bu çocuk okula gittiğinde diğer çocuklara da etki edebilir. Dolayısıyla bir hafta evde dinlensin." tavsiyelerinde bulundu.

Bu tür virüslerin yeni virüsler olmadığına dikkat çeken Şenyiğit, salgına yakalanan hastaların en iyi tedavi yollarının dinlenmek ve C Vitamini tüketimi olduğunu belirtti.

"Virüslerin tedavisi kendimizi korumaktır"

Antibiyotik kullanımında anne ve babaların yanlış uygulamalarına dikkat çeken Şenyiğit, ebeveynlere önemli uyarılarda bulunarak şunları kaydetti:

"Bu tür şikayetlerle yanımıza gelen hastalarımızda eğer çok yüksek ateş yoksa antibiyotik vermiyor, 'gidin evde istirahat edin, meyve tüketin, bol bol C Vitamini alın ve dinlenin' diyoruz. Lakin ateşleri 38 derece ve üstünde ise antibiyotik veriyoruz. Antibiyotik kullanımında da çok yanlışlar yapıyoruz. Mesela 7 yaşındaki çocuğun ateşi 37 derece olduğunda anne baba hemen antibiyotik veriyor, bu yanlış bir uygulama. Antibiyotiklerin virüslerin üzerinde tesiri yok. Virüslerin tedavisi kendimizi korumaktır. Bu salgın hastalığa yakalananlar evde bir hafta istirahat edecek, dışarı çıkmayıp, bol bol su içecekler. Bu virüs başka hastalıklara yol açmaz ama kanser veya ağır hastalığı olanlar bu salgını daha ağır atlatıyor." (İLKHA)