Uzman Diyetisyen Didem Yıldız Küçük konu hakkında bilgiler verdi.
Kolajen cildin yüzde 75’ini, vücudun ise yüzde 35’ini oluşturan eklem ve iç organları bir arada tutan aynı zamanda cilde esneklik ve dayanıklılık sağlayan bütün vücut için ‘kilit’ rol oynayan önemli bir proteindir.
Vücudumuz kolajeni kendisi üretebilir. Ancak vücuttaki kolajen kaybı özellikle 25 yaşından sonra her yıl yüzde 1 oranında azalır.
Öncelikle ihtiyacımız olan kolajenin üretimi için yeterli ve dengeli beslenmek esastır. Yani yaş, boy, cinsiyet, ağırlık gibi temel özellikler ele alınarak ihtiyacınız olan beslenmeyi yerine getirmek gerekir. Yeterli ve dengeli beslendiniz; sigara, alkol tüketimi, stres, hareketsiz yaşam tarzı, radyasyona maruz kalma gibi faktörler var ise vücuttaki kolajen üretimi olumsuz etkilenir. Bu faktörlerden en az bir tanesi varsa yaşa bağlı olmaksızın kolajen üretimi azalacaktır.
Yeterli kolajen üretebilmek veya azalmış kolajen üretimini arttırmak için yapmanız gerekenleri şöyle sıralayabiliriz.
Haftada 2 kez kırmızı et, 3 kez beyaz et (tavuk ve balık) tüketmelisiniz. Kolajen bakımından en zengin olanları sığır eti, hindi eti, tavuk eti, sakatat ve omega-3 kaynağı balıklardır. Kemikli sığır etlerini uzun süre haşladıktan sonra suyuna kolajen geçecektir.
Yumurta tüketin. Yumurtanın beyazı da sarısı da kolajen üretimi konusunda güçlü bir kaynaktır.
Kemik suyunu çorbalarınıza ekleyiniz. Kemik suyu iyi bir kolajen kaynağıdır.
Yeşil yapraklı sebzeleri sofranızdan eksik etmeyin. Nane, adaçayı, roka, ıspanak, ısırgan otu, ebegümeci, brokoli, avokado kolajen üretimini desteklerken C vitamini içeriğiyle de üretimi engelleyen durumlara savaş açarak vücutta kolajensenzetini arttırırlar.
Kuruyemişlerve tohumlara günlük beslenmenizde yer verin. Ceviz, chia tohumu, taze öğütülmüş keten tohumu, sarımsak, turp, turunçgiller, süt ve süt ürünleri, avokado, kırmızı ve mor meyveler kolajen içeriği bakımından zengin besinlerdir.
C vitamini bakımından yüksek meyve ve sebzeleri tüketin. Ananas, limon, greyfurt, portakal, havuç, bal kabağı, kivi gibi C vitaminini bolca barındıran besinlerdir.
Sülfür bileşenleri içeren besinleri tüketin. Sarımsak, kereviz, zeytin çeşitleri, tofu, soğan, pırasa, salatalık, muz gibi sebze ve meyvelerdir.
Meyve tüketiminde kırmızılara da yer verin. Ahududu, böğürtlen, yaban mersini, kızılcık, çilek, kiraz, siyah üzüm, elma, pancar, kırmızı kapya biber, domates gibi besinler içerdikleri güçlü antioksidanlar sayesinde kolajen üretimini uyarırlar. Güneşin zararlı ışınlarının deriye etkilerini azaltırlar.
Süt ve süt ürünleri mutlaka tüketilmeli. Lor peynir, beyaz peynir, inek sütü, soya sütü kolajen üretimini destekler. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Yaz aylarının yüksek sıcaklıklarının, birçok insanın duygusal durumunu olumsuz etkileyebildiğini dile getiren uzmanlar, vücut ısısını dengede tutmada yaşanan zorluğun, zihinsel ve duygusal stresi artırdığını söylüyor.
Uzman Diş Hekimi Nevzat Gök, dişlerin önemi, günlük rutin olarak diş fırçalaması ve evde kullanılan kontrolsüz yöntemler hakkında önemli açıklamalarda bulunarak, misvakın dişleri fırçalamada çok etkili olduğunu ifade etti.
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Ahmet İnanır konu hakkında önemli bilgiler verdi.