Doğuştan görme engelli olan Adile Alptekin, engelli olan ve 10 yıldır da yatağa mahkum olan Kıbrıs gazisi eşine bakarak vefalı eş olmayı hayatıyla ortaya koyuyor.

Toplumda her geçen gün artan boşanmalar, şiddetli geçimsizlikler ve kargaşalara karşı aile olmanın değerini ortaya koyan, doğuştan görme engelli Adile Alptekin, engelli olan ve 10 yıldır yatağa mahkum olan Kıbrıs gazisi eşine bakarak vefalı eş olmayı hayatıyla ortaya koyuyor.

Sevabını Allah'tan umarak ve sadece Allah rızası için eşine baktığını ve Allah'ın işini kolaylaştırdığını dile getiren Alptekin, genç çiftlere "Bir yuvada saygı varsa her şey kazanılmıştır. Saygı olduktan sonra merhamet de olur, vicdan da olur" diye seslenerek karşılıklı saygı-sevgi tavsiyesinde bulundu.

Adıyaman Merkezde yaşayan Alptekin ailesi, tüm sıkıntılara rağmen hayatın bir imtihan olduğunun altını çizerek şükür içinde yaşamaya çalışıyor.

"Hayata hiç küsmedim"

Üç çocuk sahibi Alptekin, doğuştan görme engelli olmasına rağmen hayata hiçbir zaman küsmediğini dile getirerek "Bu durum Rabbimin bize verdiği bir nimettir. Birileri muhakkak imtihan olacak. Bu ben olmasa, o olmasa kim olacak? Allah'a hamd olsun 2 oğlum bir kızım var. Ben Rabbimin bana verdiği annelik duyusuyla sonuna kadar çocuklarıma annelik görevim yapmaya çalışacağım." dedi.

Evlatlarının salih ve âlim insanlar, ülkesine faydalı, arkadaşlarına örnek insanlar olması için dua eden Alptekin, "Eşim Kıbrıs Savaşı'nda askerken dağdan düşmüş. Son 10 yıldır da tamamen yatalak olmuş durumdadır. Rabbim bize güç kuvvet veriyor. Birbirimize bakacağız ve sabredeceğiz. Her zorluktan sonra muhakkak ki bir kolaylık vardır." şeklinde konuştu.

"Kur'an-ı Kerim okumayı çok istedim"

Hayatta hiçbir zaman mal mülk istemediğini tek isteğinin Kur'an-ı Kerim'i okumak olduğunu ifade eden Alptekin, şöyle devam etti:

"Her şeye rağmen Rabbime binlerce hamd olsun ki cahile adetleri üzerine değil de Rabbimize hesap vereceğimiz endişesi içerisinde Rabbimize ibadet ediyoruz. Allah'a hamd olsun hiçbir zaman Rabbimden dünyalık istemedim. Çok şükür çocuklarımızın karnını doyurabiliyoruz. Aç değiliz açıkta değiliz. Rabbimden hep Kur'an-ı Kerim okumayı çok istedim. Rabbim verdi. Eşimin durumundan dolayı sürekli kursa gidemiyorum. Ama bir yıl düzenli gittim. Hatasız bir şekilde Kur'an-ı Kerim'i öğrendim. Evde kendi kendimi geliştiriyorum, okumalarımı yapıyorum. Bize emeği geçen bütün Müslümanlardan Allah razı olsun."

"Sevabını Allah'tan umarak ve sadece Allah rızası için eşime bakıyorum"

Eşine sevabını Allah'tan umarak ve sadece Allah rızası için baktığını dile getiren Alptekin "Hayatta elbette zorluklarla karşılaşıyorum. Bir yatalak hastaya bakmak gerçekten kolay olmuyor. Ama kolaylaştıran kolaylaştırıyor. Rabbim kolaylaştırıyor. Evlendiğimizde ben de eşim de engelliydik. Fakat biraz yürüyebiliyordu. Merdiven koruluklarına dayanarak hareket ediyor, elektrikli motoruyla gezebiliyordu. Son 10 yıldır yatağa bağlı hale geldi. Mecburen birbirimizin derdini dinleyeceğiz. Allah rızası için ve cennete girmek için eşime bakıyorum. Bunun dışında hiçbir beklentim yok." dedi.

"Düşmenin etkisiyle beyinde zedeleme meydana gelmiş"

Eşinin başından geçenleri aktaran Alptekin, her şeye rağmen şükrederek "Eşim dağdan düşerken Rumlar onların bütün evraklarını yakmışlar. Sadece arkadaşlarının yardımına gittiğini hatırlıyor. Diğer şeyleri hatırlamıyor. Sadece kulakları duyuyor, gözleri görüyor Allah'a hamd olsun. Düşmenin etkisiyle beyinde zedeleme meydana gelmiş. O zaman bu durumu fark etmemişler. Askerden geldikten bir yıl sonra bu durumu fark etmişler. Bu hastalığa yakalandıktan sora doktora götürmüşler doktor kılcal damarlarının tıkandığını söylemiş. Bununda hiçbir şekilde tedavisi yoktur. Durumu gittikçe kötüleşiyor. Rabbim bize ne kadar ömür tayin etmiş onu da bilemeyiz." şeklinde konuştu.

"Bir yuvada saygı varsa her şey kazanılmıştır"

Genç çiftlere "Birbirinize karşı saygılı olun her işiniz hal olur" tavsiyesinde bulunan Alptekin, son olarak "Şimdiki gençler çok yanlış yapıyorlar. Allah'ın rızasını kazanmak için yuvalarını dağıtmasınlar. Kurulan bir yuvanın da dağılmaması için gayret sarf etsinler. Bir yuvada saygı varsa her şey kazanılmıştır. Saygı olduktan sonra merhamet de olur, vicdan da olur. Allah'ın izniyle hayırlı evlatlar da olur. Allah'ın izniyle ümmeti Muhammedin fertleri çoğalır. Keşke ülkemizde hiç boşanmalar olmasa ve gündeme gelmese." dedi. (Cemil Özdaş -İLKHA)