Böbrek yetmezliği hastalarına önemli uyarılarda bulunan uzmanlar, günlük yaklaşık 2,5 litre sıvı tüketmelerini öneriyor.
özellikle yaz aylarında insan vücudunun ciddi bir su kaybına uğradığını belirten uzmanlar, bundan en çok etkilenen böbrek yetmezliği hastaları olduğuna dikkat çekerek bol sıvı tavsiyesinde bulunuyor.
Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi İç Hastalıklar ve Nefroloji Uzmanı Dr. Enver Yüksel, Ramazan ayında oruç tutan böbrek yetmezliği hastalarının iftar ve sahur arasında yaklaşık 2,5 litre sıvı tüketmesi gerektiğini söyledi.
Yüksel,"17 saatlik susuzluk döneminde sonra yaklaşık 7 saatlik yeme içme dönemi başlıyor. Sağlıklı insanlar için sağlıklı insanların günde 1,5 litre idrar çırakması gerekiyor. Yaz döneminde kıyaslarsanız günlük 2,5 litre su içmesine tekabül ediyor. Böbrek yenmezlerin de 5 evre en son 5'inci evre diyaliz evresidir. 3 ve 4'üncü evrelerde kadar biz hastaların günlük idrar çıkışlarını da takip ederek su içmelerini öneriyoruz. Normal insanlar gibi ekstra hastalıkları ve çok ödem yoksa onlarda da ortalama 1,5 veya 2 litre idrara tekabül edecek su içmelerini istiyoruz." dedi.
Böbrek hastalarının olabildiğince az miktarda tuz kullanmasını gerektiğini belirten Yüksel, "Yaz ayların insanların çok terlediği aylardır. Ter, nefes yoluyla ciddi su kaybına uğruyoruz. Bizim yaşadığımız şehirde 40 derece bulabilen sıcaklıklar var. Sadece su ihtiyacı değil tuza da dikkat etmeleri gerekir. Tuz çok önemli, ülkemiz de ortama tuz kullanma oranı dünyanın çok üzerindedir. Böbrek hastalarının evreleri ilerledikçe idrar atması azalıyor. Bu tip hastalar tuzu kullandıkları zaman hem tansiyonları yükseliyor hem de vücutların da ödem oluşabiliyor. Hastaların kısaltmalarını istiyoruz. İleriki evlerde böbrek hastalıklarına tansiyon eşlik etmeye başlıyor. Hipertansiyon oluyor bu hastalar tuz da bilindiği gibi tansiyonun en büyük düşmandır. " ifadelerini kullandı.
Yüksel, tüketilen etlerin protein olarak böbrekten atıldığını ve bunun da böbreğe zarar vermesi dolayısıyla hastaların et tüketimlerini kısıtlamaları gerektiğini ifade etti.
Böbrek yetmezliği olanlar oruç tutabilir mi?
Böbrek çalışma oranın yüzde 30'un altında olanlara oruç tutmayı önermediklerini dile getiren Yüksel, "Bunula ilgili İslami ülkelerde hem de ülkemizde çalışmalar var. Çok net olmamakla beraber yaygın görüş belirten otörler, (uzmanlar) böbrek yetmezliği hastalar eğer oruç tutacaksa çok sıkı takiplere çağırın deniliyor. Takipler esnasında eğer böbrek yetmezliği bozuluyorsa hastanıza oruç tutturmayın diyor. Ortalama böbrek çalışma oranının 30'un altındaki hastalarda genelde tutturmuyoruz. Çünkü artık ileri derecede bozulmuş. Dolayısıyla susuzluk, bu hastaları ciddi bir şekilde etkilediği için tutturmuyoruz. Bazen çok ısrar eden hastalarımız oluyor. Onları genelde haftalık kontrollerle eğer böbrekleri giderek bozuluyorsa onlarla paylaşıp tutturmuyoruz. Ama böbrek çalışmasını 30'un üzerindeki hastalarda tutup yakın takibe alabiliyoruz." şeklinde konuştu. (Abdurrahman Tetik, Emrah Deniz - İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Havaların ısınmasıyla meydana gelecek kene tutunması vakalarına dikkat çeken ve vaka meydana geldikten sonra ne yapılması gerektiği ile ilgili önemli bilgiler aktaran Aile Hekimi Dr. Fuat Zengin, her yıl yüzlerce kene tutunması vakalarının meydana geldiğini ve bazen ölüme sebep olan durumların meydana geldiğini belirtti.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Merkezi Hekim Randevu Sistemi'ndeki sorunların kalıcı olarak çözmek için yeni tedbirler getirileceğini belirtti.
İntaniye (Enfeksiyon) Hastalıkları Uzmanı Dr. Zeynel Abidin Demir, havaların ısınmasıyla kene ısırıklarının artış gördüğü dönemde dikkat edilmesi gereken hususlar hakkında önemli açıklamalarda bulunarak, bilinçsizce ve zamanında müdahale edilmediği takdirde çok ciddi hastalıklara sonuçlanabileceğini vurguladı.
Psikolojik olarak iyi hissedildiğinde bilişsel kapasitenin de daha iyi kullanabildiğini dile getiren uzmanlar, fiziksel olarak iyi hissedildiğinde psikolojik olarak da iyi hissedildiğini söylüyor.