Türkiye’nin en büyük Avrupa’nın üçüncü ve dünyanın dördüncü hayvanat bahçesi olma unvanına sahip olan Gaziantep Hayvanat Bahçesi’nde tam teşekkülle kurulan hastanelerde, yaralı yabani hayvanlar tedavi edilerek, sağlığına kavuşturuluyor.

Gaziantep Doğal Hayatı Koruma ve Hayvanat Bahçesi, bünyesinde bulunan ve dışarıdan gelen yaralı yabani hayvanları tedavi etmek için bünyesinde iki tane tam teşekkülle hastane kurdu. Adeta hastane gibi çalışan kurum, yaralı ve hasta hayvanlara anında müdahale ederek, tüm sağlık ihtiyaçlarına cevap veriyor.

Türkiye’nin en büyük Avrupa’nın üçüncü ve dünyanın da dördüncü hayvanat bahçesi olma unvanına sahip olan bin dönümlük alanda 350 tür ve 7 bin civarında hayvanı bünyesinde barındıran Gaziantep Doğal Hayatı Koruma ve Hayvanat Bahçesi’nde yer alan Hayvan Hastanesi’nde ameliyattan sezaryene, acil müdahaleden ortopedik müdahalelere kadar tüm operasyonlar yapılıyor.

Hayvanat bahçesinde görev yapan uzman veteriner hekimlerle söz konusu müdahaleleri yapan ekip, ameliyatlarda teknolojinin tüm imkânlarını kullanıyor. Bahçede sağlık sorunları yaşayan hayvanların yanı sıra çevreden gelen yaralı hayvanlar ile bazı avcıların yaralayıp vatandaşların bularak getirdiği hayvanları da ameliyat eden ekip, hayvanları sağlıklarına kavuşturmanın yanı sıra doğal yaşama da katkı sağlıyor.

Gaziantep Hayvanat Bahçesi’nde kurulan Hayvan Hastanesi ile ilgili bilgi veren Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Doğal Hayatı Koruma ve Hayvanat Bahçesi Daire Başkanı Celal Özsöyler, hem bahçe hem de dışarıda yaralanan yabani hayvanları tedavi etmek için iki tane tam teşekkülle hastane kurduklarını söyledi.

Hayvanların doğal yaşamları için birçok yenilik ve kolaylıklar sunduklarını belirten Özsöyler, bahçeye birçok yaralı hayvanın geldiğini ve bu yaralanan hayvanları rutin sağlık hizmetlerinden sonra iyileştirip kafeslerine koyduklarını belirtti.

Avcılar tarafından yaralanan ya da kaza sonrası kanat ve bacakları kırılan birçok hayvanların ameliyatı için bir birim oluşturduklarını, kendi ortamlarında hayatlarını sürdürebilecek olanları doğal yaşama saldıklarını belirten Özsöyler, bunun olmadığı durumda bu tür hayvanları hayvanat bahçesi ailesine kattıklarını belirtti.

“Bir yılda 2 bin hayvan tedavi edildi”

Uzman veteriner hekimler ile bizzat kendisinin ameliyatını yaptığı hayvanların tekrar sağlığına kavuşmasından memnuniyet duyduğunu ifade eden Özsöyler, “Çevre İl Müdürlüğü yetkilileri ile sürdürdüğümüz işbirliği çerçevesinde bize özellikle avcılar tarafından yaralanan ceylan, sırtlan, papağan, pelikan, kanarya, şahin, atmaca, kedi ve köpek gibi hayvanlar geliyor. Yaraları olan hayvanların rutin tedavilerinin yanında çok ağır olanları da ameliyat ediyoruz. Bunun için teknik cihazlarımız ve uzman veterinerlerimiz mevcut. Sadece kendi hayvanat bahçemizdeki hayvanları değil, şehir dışından gelen hayvanların da tedavi ve ameliyatlarını yapıyoruz. Bizim amacımız; hayvanların doğal yaşamlarını en sağlık bir ortamda devam ettirmelerini sağlamak.” dedi.

Yaralı havyanların yaralarını görüntüleme odasında tespit ederek tedaviye başladıklarını ifade eden Özsöyler, “Özellikle kırıkları buradan tespit ediyoruz. Kan sayım cihazımız, ultrason aletleriyle tam teşekküllü bir hastaneyiz. Ayrıca alanda yabancı hayvanları, yabancı oluşumları da buradan takip edip müdahale ediyoruz. Hastanemiz sadece bizim kentimize değil tüm bölgeye hizmet veriyor. Özellikle buraya getirdikleri yaralı yaban hayvanlarını burada gerekli tedavilerini yapıyoruz. Bu şekilde geçen sene 2 bine yakın hayvanı tedavi etmiş bulunmaktayız.” diye konuştu.

“Kars’tan gelen kartal tedavi ediliyor”

Yaklaşık bir ay önce Kars’tan kanadı elektrik tellerine çarpmış kartalın tedavisini gerçekleştirdiklerini  belirten Özsöyler, “Kartalın gerekli tedavilerine başladık ve genel durumu iyileşene kadar da bekleyip, kemik operasyonuna başlayacağız. Operasyon sonrası yaralı kartal kendini ikame ettirebilecek duruma gelince doğaya bırakacağız. Özellikle kanat kırıkları, ayak, gaga problemi olan hayvanları burada tedavi edip, sonrasında doğaya bırakıyoruz.” ifadelerini kullandı. (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)