​Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçim sonuçlarına ilişkin, ortada bir şaibe ve yolsuzluğun olduğuna dikkat çekti ve YSK Başkanı Güven'in, CHP'nin tehditlerine karşı suskun kalmasını eleştirdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) 25. Olağan Genel Kurulu ve yeni genel merkez binasının açılış törenine katılarak bir konuşma yaptı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçim sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, usulsüzlüklerle, hukuksuzluklarla bir 31 Mart'ı kurban etmek istemediklerini söyledi.

"YSK Başkanı 'Siz nasıl olur da bizi tehdit edersiniz?' demiyor?"

Vatandaşın, kendisine "Başkanım, bu seçim yenilenmeli." dediğini aktaran Erdoğan, "Yüksek Seçim Kurulu'nun Sayın Başkanı (Sadi Güven) kendilerine yapılan tehdit karşısında şu ana kadar niçin acaba bir yazılı açıklama yapmak suretiyle, 'Siz nasıl olur da bizi tehdit edersiniz?' demiyor? Ortada bir şaibe, yolsuzluk var ve bunun ortadan kaldırılması hem YSK'yi aklayacaktır hem de milletimizin gönlü ferah hale gelecektir. Burada bir şaibe var. Bu açık ortada. Yolsuzluk var açık ortada. Gidelim millete, milli irade nasıl bir karar veriyorsa başımız gözümüz üstüne deriz onu kabulleniriz. Olay bu kadar basit." dedi.

Erdoğan, "Memur noktasında sandıkta memur değil de bankadaki sözleşmeli işçiler o sandıklarda görevlendirilirse ve bunun üzerinde hala neyi düşünüyoruz? Maalesef 4-5 tane bankanın işçileri sandıklarda görevlendiriliyor. Peki ne diyorlar? Diyorlar ki bunu bizden kaymakamlar istedi. İsteyebilir. Eğer kaymakam böyle bir yanlış yapmışsa sen bu yanlışı uygulamak zorunda değilsin ve bu yanlışa da hak vermek durumunda değilsin. Çünkü yasa ortada. Ne diyor yasa? Memur diyor, yani 657." ifadelerini kullandı.

"Yapısal reformların hazırlıklarını hızla yapıyoruz"

Yerel seçimlerin artık geride kaldığını belirterek, Türkiye’nin önünde Cumhurbaşkanlığı ve Meclis olarak 4, belediyelerde ise 5 yıllık bir icraat döneminin bulunduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Milletimiz bizden icraat bekliyor, hizmet bekliyor, sorunlarına çözüm bekliyor. Türkiye ortak paydası altında birliğimizi, beraberliğimizi güçlendirerek, önümüzdeki dönemi her bakımdan en verimli şekilde değerlendirmekte kararlıyız. Ekonomiden adalete kadar her alanda yapısal reformların hazırlıklarını hızla yapıyoruz." şeklinde konuştu.

"Asla yıkıcı patlamalara izin vermeyeceğiz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bize düşen, ekonomiyi yeniden yükselişe geçirerek, milletimize karşı şükranlarımızı ifade etmektir. Kur üzerinden ekonomimizi çökertme hesapları devam ediyor olmakla birlikte, artık kontrol bizim elimizdedir. Geçen yılın Ağustos ayında yaşananların bir daha tekrarlanmamasını sağlayacağız. Küçük inişler çıkışlar elbette olacaktır, ama asla yıkıcı patlamalara izin vermeyeceğiz. Enflasyonda tüketici fiyatlarında düşüş eğilimi sürüyor. Üretici fiyatlarını da dizginlemeye başladık. Çarşıdaki, pazardaki, mutfaktaki sıkıntıları çok iyi biliyoruz, bunların çözümünü önceliklerimizin en başına aldık. Milletimizin ‘seçim’ değil ‘geçim’ derdinde olduğunun şuuruyla gece gündüz çalışıyoruz." dedi.

CHP'liler ne demişti

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "YSK'nın içinde AK Parti ile iş birliği yapıp İstanbul seçimlerini iptal ettirmek için ortaklaşa bir kumpas mı hazırlanıyor? YSK üyelerinin 'yasaları ben tanımam' deme hakkı yok. 'Türkiye'de gerçek anlamda hakimler var mı yok mu' bunu göreceğiz. Bütün dünya izliyor. Seçim bitti, halk tercihini yaptı." ifadelerini kullanmıştı.

CHP Grup Başkan Vekili Engin Altay ise YSK üyelerine şu ifadeleri kullanmış ve büyük tepki toplamıştı: "İnsan içine çıkacak yüzünüz olsun, çocuklarınızın, torunlarınızın yüzüne bakacak yüzünüz olsun. Kızılay'da sizi yürütmezler, yüzünüze tükürürler. Tam kanunsuzluk için itiraz edebileceğimiz YSK'nın bizatihi kendisi, tam kanunsuzluk hali içindedir. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi bize göre bitmiştir. Bundan sonrası gasp olacaktır. YSK'nın eliyle bu gasp yapılamaz."

CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun da yargı yoluna gitmeyi gasp olarak nitelendirerek "Demokratik kurallarla ve yollarla kazanılmış bir seçimin, siyasi baskılarla soyut iddialarla ve gerçek dışı kara propaganda yollarıyla gasp edilmesine hiçbir şekilde izin vermeyeceğiz." demişti. (İLKHA)