Bayram bitti… Gazze'de açlık ve katliam devam ediyor

Gazze'de bu Kurban Bayramı ne tekbir sesleri duyuldu ne de çocuk kahkahaları… Bayram sabahı bir sessizlik hâkimdi; yıkıntıların, açlığın ve ölümün sessizliği.
Kuşatma altında 8 aydır hayatta kalmaya çalışan Gazze halkı için bu bayram, sadece takvimde yer alan bir tarihten ibaretti. Et değil, insan kurban edildi.
Şehirde kurbanlık hayvan bulunamadı; zaten pişirecek ocak, saklayacak buzdolabı da kalmamıştı.
Bayram sofraları kurulmadı, bayramlıklar giyilmedi. Komşular birbirini ziyaret edemedi; çünkü ya mezarda ya da molozların altındaydı.
Kuzey Gazze'deki bir çadır kampında yaşayan Gazzeli Fayez Zakkut, yaşadıklarını Filistin Enformasyon Merkezi'ne şu sözlerle anlattı:
"Bayramın hangi gün olduğunu bilmiyoruz artık. Tekbir duymadık, et kokusu almadık. Açız, ama açlıktan daha acı olan şey bu sessizlik."
Şekerin kilosu 300 şekel, çeyrek kilo kahve 250 şekel; ama ne para var ne de satacak bir yer. Marketler yıkılmış, depolar boş, yiyecek olsa bile pişirilecek yakıt yok. Yalnızca açlık ve çaresizlik var.
Gazze halkı bu yıl da hac ibadetinden mahrum bırakıldı. İşgalin kuşattığı sadece bedenler değil; ibadetler, dualar ve umutlar da zincire vuruldu.
Bayramın ikinci günü, batı Refah'ta yardım almak için toplanan yüzlerce sivilin üzerine işgal ordusu ateş açtı. 14 kişi oracıkta şehit düştü. O anlara tanıklık eden Ramiz Hamdan şöyle konuştu:
"Bir torba un için kilometrelerce yürüyoruz. Ama un gelmeden kurşun yağıyor. Açlık yavaş öldürüyor, kurşun hızlı..."
BM, siyonist rejimi "kasıtlı aç bırakmakla" suçladı ve bunun savaş suçu sayıldığını ilan etti. Ancak uluslararası çağrılar, yardım koridorlarını açmaya yetmedi. UNRWA'nın açıklaması ise durumu özetliyor:
"Yardım elimizde var, ama ulaştıracak yol yok. Sadece gıda değil, güvenli geçişe ihtiyacımız var."
Son verilere göre Gazze'de şu ana dek 54 bin 927 şehit verildi. 126 bin 615 kişi yaralandı. İki milyondan fazla insan hâlâ evsiz, susuz, ışıksız.
Buzdolapları et değil, şehit çocukların naaşlarını saklıyor artık.
Bayramın adı kaldı, ruhu yok. Gazze bu bayramda ne et kesti ne tebessüm etti; sadece insanlığın ne kadar sessizleştiğini bir kez daha gördü.
Gazze bayram istemiyor; yaşam hakkı, insan onuru ve bir yudum güvenlik istiyor. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Gazze'deki ateşkes anlaşması bir sınama ve şüphe dönemine girerken, Aksa Tufanı'na liderlik eden ve en güçlü askeri mekanizmaya sarsılmaz bir kararlılıkla karşı koyan komutan Yahya Sinvar, şehadet yıldönümünde rahmet ve minnetle anılıyor.
35 yıl önce, 3 Ekim 1990'da, Alman Demokratik Cumhuriyeti (Doğu Almanya) ile Federal Almanya Cumhuriyeti'nin (Batı Almanya) birleşmesi gerçekleşti. Ancak Doğu ve Batı Almanya halkı günümüzde de giderek birbirinden uzaklaşıyor.
Gazze'deki soykırım ve Suriye'deki saldırılar nedeniyle tırmanan gerilim, Ankara ile Tel Aviv arasında askeri bir çatışma ihtimalini gündeme taşıdı. Peki, olası bir karşılaşmada güç dengesi hangi tarafa kayar?
Siyonist rejimin gelişmiş hava savunma sistemi "Barak MX"in Güney Kıbrıs'a sevki, Ankara'nın güney sahillerini kapsayan bir radar ağı ile izlenmesini mümkün kılıyor. Türkiye, karşı hamle için S-400 ve yerli sistemlerle stratejik hazırlıklarını hızlandırıyor.