Ekmek yok, su yok, merhamet yok: Gazze'de açlıkla ölüm arasında seçim kalmadı

Siyonist rejim, açlıkla boğuşan Gazze halkına yapılan yardım dağıtımlarını dahi hedef alıyor. Ekmek ve un sıralarında bekleyen siviller, acımasızca vuruluyor. 2 milyonu aşkın insan, açlık ve bombardıman arasında hayatta kalma mücadelesi veriyor.
Gazze'de insani kriz her geçen gün daha da derinleşiyor. Aylardır süren abluka, ağır bombardıman ve kışkırtıcı saldırılar nedeniyle altyapısı tamamen çöken bölgede, halk açlık ve ölüm arasında tercih yapmaya zorlanıyor.
Son günlerde Gazze'nin kuzeyinden orta kesimlerine kadar birçok bölgede siyonist rejim ordusunun doğrudan yardım dağıtım noktalarını hedef alması, dünya kamuoyunu bir kez daha dehşete düşürdü. Bir torba un, birkaç şişe su ya da az miktarda konserve almak için saatlerce sırada bekleyen siviller, yardım almak yerine şehit oluyor.
Gazze Sağlık Bakanlığı, son 72 saat içinde sadece yardım noktalarına yapılan saldırılarda onlarca kişinin şehit olduğunu, çok sayıda kişinin de ağır yaralandığını açıkladı. Yaralıların çoğunun çocuk ve kadınlardan oluştuğu bildirildi. Bölgedeki sahra hastanelerinin büyük ölçüde yetersiz olması nedeniyle birçok yaralı, tedavi bile edilemeden şehit oluyor.
Birleşmiş Milletlere bağlı bazı yardım kuruluşlarının "kıtlık" uyarısına rağmen siyonist rejimin yardım tırlarının geçişine izin vermemesi, açlıkla mücadeleyi daha da zora sokuyor. Gazze'de yaklaşık 2 milyon insanın açlık sınırının altında yaşadığı belirtilirken, çocuklarda ciddi beslenme bozuklukları ve ölüm riski her geçen gün artıyor.
Görgü tanıkları, işgal ordusunun yardım dağıtımı yapılan noktaları sistematik biçimde hedef aldığını aktarıyor. El-Megazi ve Nusayrat mülteci kamplarında yardım dağıtımı sırasında gerçekleşen son saldırılarda, ekmek almak için sırada bekleyen sivillerin üzerine doğrudan ateş açıldığı kaydedildi.
HAMAS yetkilileri, bu saldırıların "yardımı engelleme ve halkı aç bırakma" stratejisinin bir parçası olduğunu, bunun açıkça savaş suçu teşkil ettiğini vurguladı. HAMAS, uluslararası toplumu sessizliğini bozarak acil müdahalede bulunmaya çağırdı.
Öte yandan bölgedeki gazeteciler, insanların çoğunun günde bir öğün bile yemek yiyemediğini, çocukların gelişiminin ciddi şekilde etkilendiğini, bebek ölümlerinin arttığını aktarıyor.
Gazze'de şu anda yaşananlar yalnızca bir savaş değil; açlık, kuşatma ve sistematik imha ile yürütülen bir soykırım. Yardım kuyrukları artık bir umut değil, ölümün beklediği bir son durağa dönüşmüş durumda. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
61 bini aşkın Filistinliyi katleden siyonist rejim, şimdi de Gazze'yi topyekûn işgal planları yapıyor. Rejim içindeki tartışmalar, vahşetin dozunu artırma yönünde fikir ayrılıklarını ortaya koyuyor.
Siyonist rejim, 1990'lardan bu yana uyguladığı sistematik abluka ve kısıtlamalarla Gazze halkını gıdadan mahrum bıraktı. 2023'te başlayan topyekûn saldırıyla tarım, hayvancılık ve balıkçılık tamamen çökertildi; milyonlar açlıkla baş başa bırakıldı.
Dünya Müslümanları bugün, şehadetinin birinci yılında yalnızca bir siyasi lideri değil; bir davayı, bir ümmeti temsil eden bir önderi anıyor.
Gazze'deki kuşatma ve soykırıma karşı çaresiz hisseden dünya halkları, umutlarını ve özürlerini Akdeniz'in dalgalarına emanet ediyor. Mısır'dan Türkiye'ye uzanan dayanışma girişimi, deniz yoluyla Gazze'ye ulaşmayı hedefleyen "şişe mesajları"yla anlam kazanıyor.