Yemen direnişi ve ABD’nin denizlerdeki hegemonyasının çatırdaması

ABD'nin Yemen'deki "başarısızlık" olarak nitelendirilen durumu, sadece teknolojik bir eksiklikten ziyade, değişen tehditlere karşı stratejik adaptasyon ve entegrasyon eksikliğine de işaret edebilir. Geleneksel askeri doktrinlerin ve operasyonel yaklaşımların bu yeni asimetrik tehditlerle mücadelede yetersiz kaldığı görülebilir.
ABD Başkan Yardımcısı James David Vance şöyle konuştu:
"Amerika'nın deniz, hava ve uzaydaki üstünlük dönemi artık sona erdi ve Amerika Birleşik Devletleri ile ordusu buna uyum sağlamalı. Yemen'e açık bir diplomatik hedefle girdik, kuvvetlerimizi uzun süreli bir çatışmaya sokmak için değil. Askerî liderler, ucuz insansız hava araçları ve seyir füzeleriyle kolayca zarar görebilecekleri bir dünyaya uyum sağlamayı öğrenmelidir."
ABD Başkan Yardımcısının Yemen açıklamaları ve modern savaşın geleceği
ABD Başkan Yardımcısının Yemen'deki çatışmalara dair yaptığı açıklamalar, modern savaşın değişen dinamiklerine önemli bir ışık tutuyor. Özellikle insansız hava araçları (İHA'lar) ve ucuz seyir füzeleri gibi asimetrik tehditler karşısında geleneksel uçak gemilerinin etkinliğinin sorgulanması, deniz gücünün geleceği ve savunma stratejileri açısından dikkat çekici çıkarımlar sunuyor.
Asimetrik tehditlerin yükselişi
Yemen'deki Ensarullah Hareketi gibi aktörler, fiyat-performans olarak yüksek İHA'lar ve seyir füzeleri kullanarak ABD'nin ve müttefiklerinin gelişmiş askeri platformlarına karşı önemli bir tehdit oluşturuyor. Bu durum, teknolojinin herkes tarafından değerlendirilmesi ve daha küçük aktörlerin bile büyük güçlere karşı caydırıcı yetenekler geliştirebilmesi gerçeğini ortaya koyuyor. Uçak gemileri gibi milyarlarca dolarlık platformlar, görece ucuz ve bol miktarda üretilebilen bu tür silahlara karşı savunmasız kalabiliyor.
Uçak gemisi paradigmasının sorgulanması
ABD Başkan Yardımcısı Vance'nin uçak gemilerinin "işe yaramadığı" yönündeki ifadesi, bu devasa platformların gelecekteki çatışmaların rolü üzerine ciddi bir tartışma başlatıyor. Geleneksel olarak deniz gücünün belkemiği olarak kabul edilen uçak gemileri, hava savunma sistemleri ne kadar gelişmiş olursa olsun, insansız sistemlerin ve füze teknolojilerinin sürekli gelişimi karşısında artan riskler taşıyor. Yakın denizlerde veya düşmanın gelişmiş füze menzili içinde operasyon yapma kabiliyetleri sorgulanır hale geliyor.
Fiyat-performans ve kaynak dağılımı
ABD'nin askeri bütçesinin büyük bir kısmı geleneksel büyük platformlara ayrılırken, Yemen örneği, küçük ve ucuz sistemlerin büyük etkiler oluşturabileceğini gösteriyor. Bu durum, savunma harcamalarının nereye odaklanması gerektiği konusunda yeniden düşünme ihtiyacını doğuruyor. Daha fazla insansız sistem, siber güvenlik ve gelişmiş istihbarat kapasitelerine yatırım yapılması, gelecekteki tehditlere karşı daha esnek ve etkili bir yanıt sağlayabilir ancak Yemen direnişinde olduğu gibi taraflar da aktivitelerini yükselterek süreci etkisiz kılabilir.
Entegrasyon ve adaptasyon ihtiyacı
ABD'nin Yemen'deki "başarısızlık" olarak nitelendirilen durumu, sadece teknolojik bir eksiklikten ziyade, değişen tehditlere karşı stratejik adaptasyon ve entegrasyon eksikliğine de işaret edebilir. Geleneksel askeri doktrinlerin ve operasyonel yaklaşımların, bu yeni asimetrik tehditlerle mücadelede yetersiz kaldığı görülebilir.
Sonuç olarak objektif bir çıkarsamayla ulaşabileceğimiz nokta şudur:
ABD Başkan Yardımcısının açıklamaları, modern savaşın sadece teknolojik üstünlükle değil, aynı zamanda adaptasyon, maliyet etkinliği ve yeni nesil tehditlere karşı stratejik esneklikle de ilgili olduğunu açıkça gösteriyor. Uçak gemileri gibi geleneksel semboller, gelecekteki çatışmalarda farklı bir rol üstlenebilir veya daha küçük, otonom ve dağıtık sistemlerle desteklenmeleri gerekebilir. Bu durum, uluslararası güvenlik ve savunma stratejilerinde köklü bir değişimin habercisi olabileceğini şimdiden gösterdi. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Siyonist rejimin saldırısıyla Gazze'de bir ev yerle bir oldu. Doktor Alaa en-Naccar, çocuk bölümünde hayat kurtardığı hastanede, bu kez sekiz evladının yanmış bedenlerini karşıladı. Henüz enkaz altında olan iki çocuğunun akıbeti ise hâlâ bilinmiyor.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'nin kaldırımlara işlediği Kürt İslam alimlerinin sözleri ve isimleri, toplumda derin bir rahatsızlık doğurdu. DEM Partili belediyenin bu uygulamasını savunmak için öne sürdüğü "kamusal alanda Kürtçeye görünürlük kazandırma" argümanı, güzel bir niyetmiş gibi sunulsa da şekli ve yöntemi tam bir saygısızlık örneği.
Araştırmacı Yazar Nezir Tunç "Şehid Hasan Saklanan, eğer Kudüs’e kadar gitmişse ve orada siyonist çetelere ölümcül darbe vurmuşsa, işte bu İbrahimî duruşundan dolayıdır.” " dedi.