Kudüs'ün gündemden düşmemesi için sorumluluk sahibi herkesin elinden geleni yapması gerektiğini belirten Molla Sinan Ünel, "Mescid-i Aksa, imani ve akidevi bir mesele olduğu için bütün Müslümanlar buradan mesuldürler." dedi.
Dünya Kudüs Haftası dolayısıyla İLKHA’ya konuşan Molla Sinan Ünel, Kudüs’ün yıllardır işgal altında olduğunu belirterek, İslam alimlerinin Kudüs'ün önemini gündemde tutabilmek amacıyla Recep ayının son haftasını Dünya Kudüs Haftası ilan ettiklerini söyledi.
Gazze’de yaşanan soykırım ve direnişi de değerlendiren Ünel, Gazze halkının imanı ile verdiği mücadelenin, dünya Müslümanları için umut kaynağı olduğunu ifade etti.
Ünel, Mescid-i Aksa'nın bir iman davası olduğuna dikkat çekerek, tüm Müslümanların bu kutsal değerleri korumak için el birliğiyle çaba göstermesi gerektiğini belirtti.
“Amaç Kudüs'ün gündemden düşmemesi”
Molla Sinan Ünel
Ünel, "Kudüs malumunuz mukaddes bir şehirdir ve yıllardır işgal altındadır. Bundan dolayıdır ki İslam alimleri, Kudüs'ün gündemde tutulabilmesi ve öneminin anlaşılması için Recep ayının son haftasını Dünya Kudüs Haftası olarak ilan etmişlerdir. Buradaki amaç, Kudüs'ün gündemde olması, Kudüs'ün değer ve kıymetinin bilinmesi ve Kudüs'ün gündemden düşmemesi için sorumluluk sahibi herkesin elinden geleni yapmasıdır. Bu münasebetle dünya genelinde Müslümanlar bu haftayı bu şekilde idrak edip o şekilde değerlendiriyorlar.” dedi.
“Gazze müthiş bir direniş ortaya koyuyor”
Gazze'de dünyada görülmemiş bir katliama ve dünya tarihinde eşine az rastlanmış bir direnişe şahitlik edildiğini vurgulayan Ünel, “Gazze topraklarında şu anda iki olaya şahitlik ediyoruz. Birincisi, dünyada görülmemiş bir katliam, bir soykırım ve bir vahşet yaşanıyor. Belki dünya tarihinde bu kadar soykırıma maruz kalmış, bu kadar katledilmiş kundaktaki bebeğinden tutun yaşlı insanlar ve kadınlara kadar hiçbir değer, mukaddesat ve sınıf farkı gözetmeksizin topyekün bir imhaya girişilen nadir vakalardan bir tanesidir. Bununla beraber yine dünya tarihinde eşine az rastlanmış bir direniş var. Gazze, sadece Kassam mücahitleriyle değil Gazze halkıyla birlikte çok müthiş bir direniş ortaya koyuyor. Bununla beraber müthiş bir sebat ortaya koydular ve elhamdülillah, bu örnek tavır, dünya Müslümanlarını umutlandıran bir tavırdır. Filistin'deki mücahitler ve kardeşlerimiz, hakikaten imkanları ile değil, imanları ile bir mücadele veriyorlar. Dünya emperyalizmi ve tüm şer güçlerinin ortak ittifakına karşı yok denilecek kadar az imkanlarla, siyoniste kafa tutarak bir mücadele ortaya koydular, bir azim ve bir gayret ortaya koydular. Elbette ki bu mücahitlerin dayandığı şey, Allah'tan başka kimse değildir.” şeklinde konuştu.
“Hiçbir İslam ülkesi Gazze'nin yanında durmadı”
Hiçbir İslam ülkesinin Gazze’ye fiili olarak destek olmadığını ve Gazze’nin kendi kaderine terk edildiğine dikkat çeken Ünel, “Bizler, 2 yıla yakındır Gazze'de yaşanan katliamları sosyal medya ve televizyon ekranlarından takip ediyoruz. Maalesef fiili olarak hiçbir İslam ülkesi Gazze'nin yanında durmadı, hiçbir Batı ülkesi Gazze'nin yanında fiili olarak durmaz. Belki kınamalar yapıldı, belki farklı noktalarda sesler yükseltildi ama fiili olarak Gazze kaderine terk edildi, tek başına kaldı. Bundan dolayıdır ki Gazze'nin dilinden dökülen bir kelime var, gerçekten çok önemli: 'Hasbunallah ve nimel vekil.' Bu da gösteriyor ki Gazze halkı sadece ve sadece Allah'a dayanarak, Allah'a olan bağlılıklarını ve teslimiyetlerini ortaya koyarak bu mücadeleye girdi. Son damlasına kadar bütün bedelleri ödemeyi göze alarak, ki bu bedeli de en ağır şekilde ödediler fakat sabrettiler ve sebat ettiler. Allah da onlara bir zafer nasip etti, ortaya koydu ve bu şekilde direniş gösterdiler.” diye konuştu.
Gazze'deki mücahitlerin İslam ümmetinin akidesini, imanını ve namusunu muhafaza etmek için bedel ödediğini dile getiren Ünel şöyle devam etti:
“Şu an Gazze'deki mücahitler sadece bir toprak parçasını savunmak için bu mücadeleye girmediler. 50 binin üzerinde şehit, 100 binin üzerindeyse yaralı var ve hiçbir yapı ayakta kalmadığı bir harabe şehirle karşı karşıyayız. Mücadele sadece bir toprak parçasını muhafaza etmek değildir ki buradaki en önemli şey mukaddesatların muhafazasıdır. Mescid-i Aksa, akidevi bir meseledir, orası coğrafi bir mesele değildir. Bir iman mücadelesi ve iman davasıdır. Bütün Müslümanların ortak değeridir. Gazze'deki mücahitler aslında İslam ümmetinin akidesini ve İslam ümmetinin imanını ve namusunu muhafaza etmek için bu bedeli ödediler. Mescid-i Aksa, imani ve akidevi bir mesele olduğu için bütün Müslümanlar buradan mesuldürler. Mescid-i Aksa ve Kudüs işgal altındayken, bütün Müslümanların buna karşı duyarlı olması lazım, onu işgalden kurtarmak için elinden gelen bütün imkanları kullanması lazım. Maalesef bu bedeli Gazze, Gazze'deki mücahitler ve Gazze'nin halkı ödüyor. Gerçekten tarihe destanlar yazmış, kahramanlıklar göstermiş, bütün imkanlarını, tüm sevdiklerini, mal ve canlarını bu mukaddesat uğruna ortaya koymuş, ortaya koyarken de akidevi ve imani bir mesele olarak gördükleri için neye mal olursa olsun, Aksa'yı koruyacaklarına, Aksa'yı özgürleştireceklerine dair kendilerine bir karar kılmışlar ve bu yolda azimli bir şekilde Allah'a inanarak, Allah'a güvenerek devam ediyorlar. “
“Gazze'yi ayakta tutan, gerçekten Kur'an-ı Azimüşşan’dır “
Gazze’nin bir Kur’an tefsiri haline geldiğini söyleyen Ünel, “Özellikle seyrettiğimiz ve müşahede ettiğimiz kadar Gazze'yi ayakta tutan, gerçekten Kur'an-ı Azimüşşan’dır. Nerede olursa olsun, hangi şartlarda olursa olsun, Kur'an-ı Kerim ile besleniyorlar. Kur'an-ı Kerim ve cami tedrisatından geçmişler. Bu durumda Gazze bir Kur'an-ı Kerim tefsiri haline geldi. Küçük yaşlarda konuşmayı dahi yeni yeni öğrenen çocukların Kur'an-ı Kerim ayetlerini sıralaması, o sabır, sebat ve cihat ayetlerini okuması, gerçekten insanı derinden etkileyen bir durumdur. Bu kadar güzel yetiştirilmiş ve bu şekilde imana ulaştırılmış çocuklar karşısında etkilenmemek mümkün değil. Bellidir ki Gazze halkı evini mescide çevirmiş, camiler aktif bir şekilde çalışıyor, tamamen Kur'an-ı Kerim tedrisatından geçmiş bir millet ve bir halk gördük. Allah Azze ve Celle, bu halkı inşallah bir dönem imtihan edecek ama asla yalnız bırakmayacak, bugüne kadar yalnız bırakmadığı gibi." dedi. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Şanlıurfa’daki STK’ların düzenlediği "Direnişten Dirilişe Kudüs" programı, İl Milli Eğitim Müdürlüğü Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.
Gazze için gerçek anlamda bir seferberlik başlatıp maddi ve manevi her türlü desteğin sağlanması gerektiğini belirten Diyarbakır halkı, Müslümanların bu konuda ciddi anlamda iyileştirici adımların atması gerektiğini ifade etti.
Prof. Dr. Vasfi Aşur Ebu Zeyd, “Aksa Tufanı, ümmetin imani, siyasi ve insani bir yükselişidir. Bu süreçte Filistin yalnız değildir; ümmetin her bireyi, direnişe maddi ve manevi destek vermelidir." dedi.