Berlin U-Bahn hattında gece yarısından hemen sonra Alman ordusu tarafından kapsamlı bir askeri savunma tatbikatı gerçekleştirildi.

Yankılanan silah sesleri, çığlıklar ve maskeli askerlerin koşuşturması, tatbikatın gerçekçiliği açısından dikkat çeken özelliklerdi. Barut kokusuyla dolan istasyonda yoğun bir duman tabakası platformu kaplarken, sarı metro treni güçlükle seçilebiliyordu.

Bundeswehr Muhafız Taburu’nun olası bir saldırı anında başkenti nasıl savunacağına yönelik eğitim çalışmasının parçası olan tatbikat, senaryonun tamamlanmasıyla son buldu. Genellikle tören görevleriyle bilinen birlik, Berlin’in tam merkezinde gerçek bir acil durum rolü olan federal hükümeti koruma görevini icra edecek şekilde tatbikat yaptı.

“Bollwerk Bärlin III” adı verilen tatbikat, 17–21 Kasım tarihleri arasında yaklaşık 300 katılımcıyla en kötü senaryoları canlandırdı. Yaklaşık 30 askerin bulunduğu birlikte; yaralı sivilleri canlandıran oyuncular ve destek ekipleriyle birlikte toplam katılımcı sayısı 50’ye ulaştı.

Tatbikat senaryosuna göre, Bundestag olağanüstü hâl ilan etmiş ve Berlin savunmaya ihtiyaç duyar hâle gelmişti. Askerlerin görevi, aralarında kendi silah arkadaşları ile sivillerin de bulunduğu bir treni durdurup rehin alan Havellandlı kurgusal ayrılıkçı güçlerle mücadele etmekti.

Silah seslerinin ve yaralı askerlerin çığlıklarının istasyonu doldurduğu anlarda birlik, hızla trenin bulunduğu hatta ilerledi. Her şeyin güvenli şekilde ilerlemesi için askerlerin, Berlin ulaşım operatörü BVG’den özel eğitim aldığı belirtildi. Özellikle ray hattına inmeden önce enerji hattının kesilmesi gerektiği vurgulandı; aksi hâlde ilk adım atan askerin düşman müdahalesi olmadan kaybedilebileceği belirtildi.

Dumanla kaplı istasyonda askerler, BVG trenine tek tek ulaştı. Kısa süre sonra bir kadın yolcu güvenli alana çıkarıldı. Ayrılıkçı tehdidin baskı altına alındığı izlenimi oluşsa da tren içerisinden hâlâ çığlıklar geliyordu. “Bacağım!” diye bağıran bir sesin ardından başka bir yaralı, “Beni bırakın!” diye haykırdı. Ancak askerler, “birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için” prensibi gereği geri dönmedi; tüm yaralılar sırasıyla tahliye edildi.

Yaralılar ray hattı boyunca karanlık tünele taşındı veya sedyelerle platforma çıkarılarak güvenli bölgeye alındı.

Tren kontrol altına alındıktan ve yaralılar tahliye edildikten sonra askerler ve gazeteciler yeniden platformda toplandı. Yerde veya oturur hâlde rol yapan yaralılar acı içinde inlerken, tehdit ortadan kalktığı için askerler ilk yardım uygulamaya başladı. Bu sırada bir keskin nişancı, bölgeyi güvenlik altına almak üzere silahıyla pozisyon almış halde çevreyi izliyordu. (İLKHA)