Gazze'de prematüre bebekler risk altında

İşgal rejimi on binlerce kişinin sığındığı ve tedavi gördüğü hastanelerin çevresini hedef almaya devam ederken, Şifa Hastanesi'nde büyük dram yaşanıyor.
Haftalardır malzeme sıkıntısı çeken personel, çocuklar da dahil olmak üzere savaşta yaralanan hastaları anestezi olmadan ameliyat etmek durumunda kalınıyor.
Artık işlevini yerine getiremeyen hastanede yaklaşık 650 hasta ve 500 personelin yanı sıra çok az yiyecek ve suyla içeride barınan yaklaşık 2 bin 500 yerinden edilmiş Filistinli de kalıyor.
Şifa Hastanesinin kuvözlerinin elektriği günler önce kesildikten sonra, Gazze'deki Sağlık Bakanlığı pazartesi günü bir fotoğraf yayınladı ve bir düzine prematüre bebeğin uygun sıcaklıkta tutulabilmeleri adına yatağa battaniye ve folyolarla sarıldığını gösterdi.
Aksi takdirde bebeklerin hemen öleceklerini belirten Gazze Sağlık Bakanlığı Genel Müdürü Medhat Abbas, bebeklerden 4'ünün anneleri öldükten sonra sezaryenle dünyaya geldiğini söyledi.
Gazze Sağlık Bakanlığı, Şifa Hastanesi'nde acil durum jeneratörünün cumartesi günü yakıtının bitmesi nedeniyle üçü bebek olmak üzere 32 hastanın şehid olduğunu söyledi. Ekipmanlarının çalışamaması nedeniyle 36 bebeğin ve diğer hastaların ölme riski altında olduğu belirtildi. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
İşgal medyası Yedioth Ahronoth gazetesi, işgal ordusunun Gazze Şeridi'ndeki işgalci esirleri kurtarmak için gerçekleştirdiği operasyonların başarısızlıkla sonuçlandığını yazdı.
İşgal rejiminin Kızılhaç aracılığıyla Filistinli onlarca şehidin cesedini teslim etmesiyle birlikte işgal ordusunun Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılar sırasında işlediği suçların vahşiliği bir kez daha ortaya çıktı.
İşgal rejiminin teslim ettiği şehit cenazeleri, Gazze’de bir kez daha büyük acılara sahne oldu. Han Yunus’taki Nasır Tıp Merkezi’ne gelen aileler, parçalanmış ve işkence izleri taşıyan cesetler arasında evlatlarını teşhis etmeye çalıştı.
İslami Direniş Hareketi (HAMAS), işgal rejiminin güney Lübnan’daki sivillere yönelik saldırılarını kınayarak, Lübnan halkıyla dayanışma mesajı verildi.