Suriye Cumhurbaşkanı Şara'nın "israili" "varlık" olarak nitelemesi ne anlama geliyor?

Suriyeli siyaset analisti Basil Muaravi, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmet El Şara'nın "israil" için “varlık” ifadesini yazılı ve hem içeriye hem dışarıya yönelik resmî bir konuşmada kullanmasının, Suriye’nin geleneksel söyleminin dışına açık bir çıkış; ayrıca bunun normalleşme karşıtı bir ifade olduğunu belirtti.
Suriye’nin işgalci rejim olan "israile" yönelik resmî söyleminde dikkat çekici bir değişiklik yaşandı.
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed El Şara, son konuşmasında "israilden" defalarca "varlık" (el-kiyân) olarak söz etti. Gözlemciler, bu ifadeyi Suriye dış politikasındaki yön değişikliğinin stratejik bir göstergesi olarak değerlendiriyor. Bu değişim, özellikle Süveyda’daki son gelişmelerin ardından ve ABD’nin Suriye’ye yönelik yaptırımları kaldırma kararının hemen sonrasında dikkat çekiyor.
Suriyeli siyaset analisti Basil Muaravi, Şara'ın “varlık” ifadesini yazılı ve hem içeriye hem dışarıya yönelik resmî bir konuşmada kullanmasının, Suriye’nin geleneksel söyleminin dışına açık bir çıkış olduğunu belirtti.
Muaravi, önceki dönemlerde Suriye'nin resmî açıklamalarında, işgal saldırılarını kınarken bile açık düşmanlık ifade eden terimlerden kaçınıldığını ve dengeli, diplomatik bir dil kullanıldığını hatırlattı.
Ayrıca, geçmişte Suriye Dışişleri Bakanı da dâhil olmak üzere bazı yetkililerin yaptığı açıklamalarda, Suriye'nin komşularını tehdit etme niyetinde olmadığını vurguladıklarını ve zaman zaman işgalci rejimin "varlığını zımnen tanıyan ifadeler kullandıklarını" aktardı.
Muaravi, “Bu söylem değişikliği, kısmen ABD’nin Suriye’ye yönelik yaptırımları kaldırmasının ardından güç dengelerinde yaşanan değişimin bir yansımasıdır” dedi. Ayrıca işgalin bu karara karşı çıkmasına rağmen, ABD'nin adımının Suriye'nin elini rahatlattığını ifade etti.
Muaravi, işgal ile daha önceki dolaylı temasların sadece 1974 Ayrışma Anlaşması'na dönüş vaatleriyle sınırlı kaldığını belirterek, İsrail'in Suriye'deki geçiş sürecinden faydalanarak ek kazanımlar elde etmeye çalıştığını kaydetti.
"Şara, "normalleşmeyi" reddediyor"
Cumhurbaşkanı'nın son konuşmasının, işgal rejimi ile ilişkilerde yeni bir çerçeve çizdiğini belirten Muaravi, konuşmada işgalin "devlet" olarak tanınmamasının ve “işgalci” anlatısının öne çıkarılmasının, normalleşme sürecine katılma veya İbrahim Anlaşmaları gibi bölgesel projelere dâhil olma niyetinin olmadığını açıkça ortaya koyduğunu söyledi.
Muaravi ayrıca, Suriye Dışişleri Bakanlığı’nın mevcut hükümetin kurulmasından bu yana ilk kez resmî açıklamalarında “israil işgali” ifadesini kullandığını belirtti. Bu durumun, devletin yeni söylemi resmen benimsediğini ve işgalci rejime herhangi bir bölgesel meşruiyet kazanım sağlanmasına karşı duruş sergilendiğini gösterdiğini ifade etti.
İdlib’teki Kuzey Üniversitesi’nde siyaset bilimi profesörü olan Kemal Abdu ise, Şara'nın son konuşmasının “dengeli, akılcı ve halkla dürüst bir yüzleşme” niteliği taşıdığını belirtti.
Abdu, işgalci rejime karşı "askerî bir seçeneğin şu anda gündemde olmadığını", çünkü güç dengelerinin buna elvermediğini ve ülkenin yeni, belirsiz bir savaşa sürüklenmesini önlemek istediklerini" söyledi.
Abdu, Şara'nın "israilden" birçok kez “varlık” olarak söz etmesinin ve Dışişleri Bakanlığı’nın “israil işgali” ifadesini kullanmasının, yeni bir siyasi duruşun kökleşmesine işaret ettiğini söyledi. Bu duruşun, Şara'yı hem önceki rejimi tasfiye eden bir lider hem de "israil" işgaline karşı duran bir figür olarak meşrulaştırdığını savundu. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Duma milletvekilleri, WhatsApp'ın Rusya pazarından çekilmeye hazırlanması gerektiğini belirtiyor.
İslami direniş hareketi HAMAS, işgal rejiminin Gazze Şeridi’ne yönelik devam eden saldırılarında başarısızlıklarını artırdığını vurgulayarak, bu savaşın işgalcinin her düzeydeki artan başarısızlığının bir yansıması olduğunu belirtti.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi, ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı'nın (CENTCOM) yaptığı, Yemen Ulusal Direniş Güçleri (NRF) olarak bilinen bir askeri grubun, Yemen'deki Husilere giden "büyük miktarda" İran silah sevkiyatını ele geçirdiği yönündeki iddiasını "temelsiz ve İran karşıtı propaganda kampanyasının bir parçası" olarak nitelendirdi.
Suriye'nin güneyindeki Süveyda kentinde yaşanan çatışmalarda, Dürzi lider Hıkmet el-Hicri'ye bağlı grupların, çocukların başlarını kesme ve kadınlara tecavüz etme gibi ağır suçlar işlediği iddia edildi.