Tel Aviv'den Ankara'ya gözdağı: "Müdahale gücü" mesajı
İşgal basınının aktardığına göre siyonist rejim, Yunanistan ve Güney Kıbrıs'la birlikte Türkiye'ye karşı Doğu Akdeniz'de ortak bir "müdahale gücü" kurulması fikrini masaya yatırdı. Planın şimdilik sadece bir caydırıcılık mesajı taşıdığı vurgulandı.
İşgal basınında yer alan bir habere göre, siyonist rejimin siyasi yönetimi, ordu komutanlığına Yunanistan ve Güney Kıbrıs'la ortak bir "müdahale gücü" oluşturulması fikrinin incelenmesi talimatını verdi. Haberde, bu aşamada herhangi bir uygulamaya geçilmesinin söz konusu olmadığı, yalnızca ön planlama yapılmasının istendiği belirtildi.
"Ynet" haber sitesinin aktardığına göre söz konusu girişim, siyonist rejim ile Atina ve Lefkoşa arasında son dönemde artan askeri iş birliğinin bir parçası olarak gündeme geldi. Taraflar arasında hava, kara ve deniz unsurlarını kapsayan ortak tatbikatların sürdüğü, bu iş birliğinin bölgesel bir askeri ortaklığa dönüştürülmek istendiği ifade edildi. Buna karşın Tel Aviv yönetimi, Yunan medyasında yer alan "yakında müdahale gücü kurulacak" iddialarını resmi olarak yalanladı.
Haberde, siyonist rejim ordusunun nihai talimatı sözde Başbakan Binyamin Netanyahu ile sözde Savunma Bakanı Yisrael Katz'tan beklediği, siyasi düzeyin ise bölgesel sonuçları nedeniyle şimdilik planlama aşamasının aşılmamasını istediği aktarıldı.
İşgal basınına göre bu girişimin asıl hedefi Türkiye. Olası bir "müdahale gücü"nün, Doğu Akdeniz'de Türkiye'ye karşı siyonist rejim, Yunanistan ve Güney Kıbrıs'ın yanı sıra Mısır'ın da "ekonomik çıkarlarını ve deniz yetki alanlarını koruma" iddiasıyla konumlanacağı belirtiliyor. Bu kapsamda doğal gaz ve petrol arama faaliyetleri, balıkçılık hakları, Türkiye'nin deniz yetki alanlarına ilişkin itirazları ve Ankara'nın karşı çıktığı israil-Avrupa doğal gaz boru hattı projeleri öne çıkıyor.
Haberde ayrıca, Yunanistan ile Türkiye arasındaki Ege adaları geriliminin ve Kıbrıs meselesinin, NATO üyeliğine rağmen iki ülke arasındaki çatışma potansiyelini canlı tuttuğu vurgulandı. Askeri karşılaştırmada ise Türk Silahlı Kuvvetleri'nin özellikle kara ve deniz unsurlarında belirgin bir üstünlüğe sahip olduğu, savunma sanayisindeki ilerlemenin Tel Aviv'i tedirgin ettiği ifade edildi. Bu nedenle siyonist rejimin hava ve istihbarat kabiliyetleriyle denge unsuru olmayı hedeflediği kaydedildi.
Rapora göre Tel Aviv, böyle bir ortaklığın Doğu Akdeniz'de güç dengelerini değiştirebileceğini ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı Yunanistan'la olası bir kriz öncesinde yeniden hesap yapmaya zorlayabileceğini düşünüyor.
Öte yandan siyonist rejimin endişelerinin yalnızca Doğu Akdeniz'le sınırlı olmadığı belirtildi. Haberde, Suriye'de Beşşar Esed yönetiminin çöküşünün ardından Türkiye'nin askeri ve siyasi etkisini artırmasından, radar ve hava savunma sistemleri konuşlandırmasından rahatsızlık duyulduğu aktarıldı. Bu durumun, siyonist rejimin hava saldırılarını kısıtlayabileceği değerlendiriliyor.
Ayrıca Tel Aviv yönetiminin, Gazze için gündeme gelen ve ABD öncülüğünde tartışılan "uluslararası istikrar gücü"ne Türkiye'nin dahil olmasından da ciddi kaygı duyduğu ifade edildi. İşgal basını, olası bir Türkiye birliğinin Gazze'de siyonist rejimin hareket alanını daraltacağını ve HAMAS'a yönelik tutum nedeniyle Tel Aviv'de alarma neden olacağını yazdı.
Haberde, Türkiye'nin böyle bir güce bin asker veya daha fazla katkı sunabileceği iddialarına yer verilirken, siyonist rejimin bunu "askeri ve siyasi risk" olarak gördüğü aktarıldı.
Sonuç olarak "Ynet", Yunanistan ve Güney Kıbrıs'la ortak "müdahale gücü" söyleminin, fiili bir hazırlıktan çok Türkiye'ye yönelik siyasi ve askeri bir gözdağı niteliği taşıdığını vurguladı. Habere göre bu mesaj, özellikle Yunan basını üzerinden servis edilerek Ankara'nın bölgesel politikalarını yeniden değerlendirmesi amaçlanıyor. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Rusya'nın başkenti Moskova'da bir araca yerleştirilen bombanın patlatılması sonucu, Rus ordusunda görevli üst düzey bir general öldü. Olayın arkasında Ukrayna bağlantısı olabileceği ihtimali üzerinde duruluyor.
ABD ve Ukrayna, Miami'de yapılan görüşmeleri "yapıcı ve verimli" olarak nitelendirirken, Moskova ABD'nin revize edilen barış planına kapıyı kapattı. Taraflar arasındaki söylem farkı, sahadaki çatışmalar sürerken diplomatik umutların kırılganlığını ortaya koydu.
Tunus'ta muhalif Ulusal Kurtuluş Cephesi, siyasi tutuklular ve "düşünce mahkumları"yla dayanışma için toplu açlık grevi başlattı. Adım, yargının bağımsızlığı ve siyasi davalar tartışmasını yeniden alevlendirdi.