Mardinli gazeteciler, lise öğrencilerine gazetecilik mesleğini, deneyimlerini, çalışma şartlarını, mesleğin zorluklarını, bilgi ve tecrübelerini anlattı.

Mardin Gazeteci ve Yazarlar Cemiyeti Başkanı Abdulkadir Üründü, Mardin Life Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nezir Güneş ve İLKHA Mardin Temsilcisi Mehmet Salih Keskin, lise öğrencilerine yönelik verdikleri seminerde gazetecilik mesleğini anlattı.

Said-i Nursi Anadolu İmam Hatip Lisesi pansiyonunda düzenlenen seminere öğrenciler yoğun ilgi gösterdi. Öğretmenlerin de katıldığı seminerde, gazeteciliğin önemine dikkat çekilen gazeteciler, gazeteci olmayı düşünen öğrencilere tavsiyelerde bulundular.

Meslekleri hakkında deneyimlerini, çalışma şartlarını, mesleğin zorlukları konusundaki bilgi ve tecrübelerini öğrencilere aktaran gazeteciler, gazeteciliğin fedakârlık gerektiren bir meslek olduğunu söyledi.

 “Gazeteci yaşadığı toplumun vicdanıdır”

23 yıldırı muhabir, radyo ve TV programcılığından sonra Mardin Life gazetesini kurarak mesleğinde yolla devam ettiğini söyleyen Mardin Gazeteci ve Yazarlar Cemiyeti Başkanı Abdulkadir Üründü, “Bir şey yolunda gitmiyorsa haberdir. Ama sadece yolunda gitmeyen değil yolunda giden bir şey varsa da haberdir. Güzel yapılan şeylerin örnek gösterilmesi ve sinerji oluşturulması için haberleştirilmesi gerekir.” dedi.

Üründü, “Gazeteci, sadece olumsuz olan şeyleri yansıtmakla değil, olumlu ve güzel şeyleri de çoğaltmakla mükelleftir. Gazeteci ‘ben gazeteciyim istediğimi yaparım, istediğim gibi karalarım, istediğim gibi sıkıntıya sokarım’ derse o gazeteci değildir. Gazetecilik ve gazeteci, yaşadığı toplumun bir anlamda vicdanıdır, vicdanı gibi hareket etmelidir. Toplumun hissiyatına birebir kulak vermek, sıkıntıları görebilecek, mutluluğu ve sinerjiyi yayabilecek karakterde ve birikimde olmalıdır. Gazeteciler için şu söylenir; herkes bakar gazeteci görür. Gazetecilerin alıcıları biraz daha fazla açıktır. Kendiliğinden oluşan bir şey değildir, sonradan daha fazla belirginleşir.” ifadelerini kullandı.

“Gazetecilikle zaman mefhumu yoktur”

Daha sonra söz alan Mardin Life Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nezir Güneş, kendisinin Silopi’de öğretmenlik yaptığı sırada basınla tanıştığını ve daha sonra öğretmenliği bırakarak gazetecilik mesleğine başladığını söyledi.

15 yıldır Mardin’de gazetecilik yaptığını söyleyen Güneş,  “Gazetecilikte kesinlikle özel hayat anlamında, yani çocuklarımla vakit geçireceğim, hobilerim var, hafta sonunu ailemle geçireceğim diye plan yapamazsınız. Çünkü gazetecilikte zaman mefhumu diye bir şey yok. Gecenin saat 03.00’ de bir haber geldiğinde, örneğin bir kaza olmuş… gitmeme durumumuz olamaz. Ya arabanızla, ya otostopla, ya bir taksi kiralamakla, ya da yürüyerek bir şekilde oraya gidecek, o haberi yapacaksınız.  Gazetecilik iyi yönde kullanıldığında en iyi şekilde hizmet verebilecek bir hizmet aracı olabilir. Ama kötü anlamında kullanıldığında da en zararlı sonuçları  verebilmektedir.” şeklinde konuştu.

“Tek bir fotoğraf karesiyle tüm dünyaya Müslümanların direnişini anlattı”

Vietnam savaşını en iyi anlatan objenin bir gazetecinin çektiği bir fotoğraf olduğunu belirten Güneş sözlerine şöyle devame etti:

“Afganistan savaşını en iyi şekilde anlatan ve Time Dergisinin kapağında yer alan, bir gazetecinin çektiği Afgan kızın fotoğrafıdır. Aynı şekilde Suriyeli mültecilerin durumunu en iyi şekilde anlatan Aylan bebeğin fotoğrafı, Kudüs mücadelesini, Kudüs’teki mücahitlerin direnişini en iyi anlatan Feyzi El- Cuneydi’nin tek başına 22 askerin arasındaki fotoğrafı. Tüm bu fotoğrafları çeken gazetecilerdi. O gazetecinin bir anda bastığı o deklanşör belki kitaplar dolusu veya binlerce haberin veremeyeceği mesajı bütün dünyaya veriyor ve oradaki Müslümanların direnişini anlatıyor.”

Ajans muhabirliği de anlatıldı

İLKHA Mardin Temsilcisi Mehmet Salih Keskin ise ajans muhabirliği hakkında deneyimlerini öğrencilere anlattı.

Haber ajansının televizyon, gazete, radyo, dergi ve haber siteleri gibi kitle iletişim araçlarına haber servis eden medya kuruluşları olduğunu ifade eden Keskin, haber ajanslarının her gün yüzlerce abonesine haber servis ettiğini söyledi.

Keskin, “Televizyonlarda geçen ya da gazetelerde yayımlanan haberlerin çoğunluğu haber ajansları tarafından servis edilen haberlerdir. Bir  TV kanalı tarafından ya da ulusal yayın yapan bir gazete tarafından yapılan haber, sadece kendisi ve kendisine bağlı birkaç medya organında yer alırken ajanslar tarafından yapılan bir haber yüzlerce gazete, TV kanalı, radyo ve haber sitesi tarafından topluma ulaşır. Bu anlamda haber ajansları tarafından servis edilen haberler, daha çok ses getirir ve daha çok kamuoyu oluşturur.” dedi.

“Bol bol kitap, dergi ve gazete haberi okuyun”

Gazeteci adaylarına çeşitli tavsiyelerde bulunan Keskin, gazeteciliğin fedakârlık gerektiren bir iş olduğunu hatırlattı. İyi bir metin yazarı olmak için bol bol kitap, dergi, gazete haberi okunması tavsiyesinde bulunan Keskin, günümüzde özellikle internet medyası başta olmak üzere, tüm yayın kuruluşlarının en önemli haber ihtiyacını, Türkiye'nin bütün illerine ve birçok ilçesine kadar örgütlenmiş haber ajanslarının karşıladığını ifade etti.

 “Emeğin karşılığı parayla ölçülemez”

Gazeteciliğin çok zevkli bir meslek olduğunu da dile getiren Keskin, şunları söyledi: “Sizin gibi imam hatip okullarında yetişip okuyan ve gazetecilik mesleğini yapabilecek birçok kişi var. Bu işi hakkıyla yapabilecek sizin gibi gençlere ihtiyacımız var. Medyanın önemli bir gücü var. Bu gücü toplumun yararına ve iyi işlerde kullanmak adına sizin gibi iyi şeyleri yazabilecek gençlerin de medya sektöründe olması elzemdir. Belki birinci hedefiniz farklı bir meslektir, ancak ikinci meslek olarak gazeteciliği bir köşeye yazın. Gazetecilik, var olan meslekler arasında en zevkli mesleklerdendir ve çok heyecanlıdır. Biz bu işi sadece para için yapmıyoruz. Kimsesizlerin sesi oluyoruz. Zor durumda olan mağdur bir vatandaşın veya sesleri hiç duyulmayan kişilerin sesi oluyoruz. Onların yaşadıkları sıkıntıları haberleştirip sıkıntılarını gideriyoruz. Bu konuda yaptığımız sayısız haberler var. Biz bir haber yaptığımızda, haber amacına ulaştığında, mağduriyetler giderildiğinde asıl emeğimizin karşılığını o zaman alıyoruz. Yaptığımız işin, emeğin karşılığı parayla ölçülemez ve kimse de hakkını veremez. Bu meslek parayla kıyaslanmayacak kadar değerlidir.” (Mehmet Aslan – İLKHA)