İşgalci siyonist rejim tarafından Filistin'de katledilen Türkiye vatandaşı Ayşenur Ezgi Eygi için Ankara Adliyesi önünde basın açıklaması yapılarak sorumluların hesap vermesi gerektiği belirtildi.
Binlerce insanı katleden siyonist rejimin bizzat gözeterek katlettiği Türkiye vatandaşı Ayşenur Ezgi Eygi'nin hukukun korunması ve katillerin tespit ve yargılanmasını teminen Ankara Filistin Dayanışma Platformu, bu sürece müdahil olduklarını ilan etti.
Basın açıklamasında siyonist rejimin insanlığın tüm değer ve normlarına yönelttiği şiddete karşı bir vicdani direnç noktası oluşturmak tüm insanlığın ortak bir vazifesi olduğu belirtildi.
Basın açıklaması öncesi Hukukçu Kadınlar Derneği (HUKAD) Başkanı Av. Figen Şaştım, bir açıklama yaptı.
Ayşenur Ezgi Eygi bilinçli bir aktivist olarak Filistin'e gittiğini aktaran Şaştım, "İşlenen bu zulmün tüm insanlığın duyması gerekiyor. Ben onların sesi olmak için Filistin topraklarına gideceğim diyor. 'Velev ki benim canıma kıysalar bile. Eğer ben onları sesi olacaksam benim oraya gitmem gerekiyor.' Yani 'Ben feda olmaya talibim. Ben canımı feda etmeye talibim. Ben Allah'ın davası için şehid olmaya talibim' diyor." ifadelerine yer verdi.
"Tarihin kırılma noktalarından birisi günümüzde Gazze’de yaşanmaktadır"
Yapılan konuşmanın ardından Ankara Filistin Dayanışma Platformu adına basın açıklamasını Kudüs ve Hukuk Platformu Başkanı Av. Mustafa Eminoğlu okudu.
Eminoğlu, "Tarihin kırılma noktalarından birisi günümüzde Gazze’de yaşanmaktadır. Gazze’de taraflar yalnızca terörist israil ile Filistinli yiğitlerden ibaret değildir. Gazze’de mutlak kötülük ile o kötülüğe direnen erdemin savaşı yaşanmaktadır." dedi.
"Mutlak iyi ile mutlak kötünün savaşı Gazze’de gerçekleşmektedir"
Eminoğlu, "Bir tarafta İslam Hukukunun esirlere karşı merhametini yokluklar içinde uygulamaya çalışan yiğitler; diğer tarafta hamile kadınların öldürülmesiyle iki kişinin öldüğü sevincini yaşayan teröristler, bir tarafta tüm özgür insanları heyecanlandıran, küresel esaretten kurtuluşun müjdecisi olanlar; diğer tarafta tüm insanlığın kendisine hizmet etmesini düşünen ve bunu da tüm dünyadaki ticari hâkimiyetiyle sağlayanlar. Bir tarafta hukuku ve ahlakı koruyanlar; diğer tarafta toprağın, yaşamın ve her güzel şeyin hırsızları olan katiller… Mutlak iyi ile mutlak kötünün savaşı Gazze’de gerçekleşmektedir. Bizler inanıyoruz ki kötülük er ya da geç kaybedecek, zelil olacaktır. Tarih, siyonist soykırımcıların sahip olduğu kötülüklerin lanetle anılmalarıyla doludur." şeklinde belirtti.
"İyiliğin son öncüsü Ayşenur Ezgi Eygi’dir"
348 gündür siyonistlerin soykırıma devam ettiğini hatırlatan Eminoğlu, "Tam 348 gündür, mutlak kötülük israil tarafından tüm bebeklerin öldürülmesi hedefiyle yürütülen alçak soykırım devam etmektedir. Bu soykırımda kötüler pervasızca ortaya çıktığı gibi iyiliğin öncüleri de cesaretle ortaya çıkmakta tarihe isimlerini şerefle kaydettirmektedirler. İyiliğin son öncüsü Ayşenur Ezgi Eygi’dir. Türkiye’nin yüz akı ve vicdanların sesi olmuştur. Ayşenur, Washington Üniversitesi Psikoloji ve Ortadoğu dilleri alanında eğitim görmüş, akademik başarılarıyla dolu hayatında kendisini iyiliğe adamıştır. Arakan, Myanmar ve Bangladeş’te gönüllü yardımları organize eden Ayşenur, en son gittiği Batı Şeria’da mutlak kötülüğe karşı iyiliğin yanında saf tutarken, şahit ve şehit olmuştur. Allah, Ayşenur’un şehadetini kabul etsin, taksiratlarını affetsin." temennisinde bulundu.
"Ayşenur’un şehadeti terörist israilin bir suikasti sonucudur"
Açıklamanın devamında Eminoğlu, şunları aktardı:
"Ayşenur, ümmet bilinciyle hareket eden bir gençlik lideriydi. 'Wasat (Müslüman yardım kuruluşu), Allah’a tam bir teslimiyet içinde desteklemem gereken ümmettir. Birbirini dosdoğru yolda desteklemeye adanmış bir topluluktur' diyerek yaptığı ümmet tanımı tüm sivil toplum kuruluşlarının amacını, niyetini belirleyen bir ölçüt olarak yer alacaktır. Ayşenur’un şehadeti terörist israilin bir suikasti sonucudur. Batı Şeria’da gerçekleştirilen barışçıl eylem bittikten 20 dakika sonra keskin nişancı kurşunuyla Ayşenur’a suikast yapılmıştır. Bu alçak suikaste karşı yapılması gerekenler bir hayli fazladır. Hala israile destek veren firmaların ürünlerini satanlar ve bu ürünleri satın alanlar Ayşenur’un katledilmesinde pay sahibi olmadıklarını kim ileri sürebilir? Ayşenur’un katilinin Türkiye’den giden boru hatlarıyla taşınan petrolü kullanarak arabasını çalıştırmadığını kim ileri sürebilir? Ayşenur'un katillerinin Türkiye israil çifte vatandaşı olan ve soykırıma katılan kimselerden olmadığını kim ileri sürebilir?"
"Ayşenur’un nezdinde Türkiye hedef alınarak bu alçak suikast işlenmiştir"
"Vatandaşlık bağı hukuki ve siyasi bir bağdır." diyen Eminoğlu, "Vatandaşa karşı yurt dışında yapılan her menfi eylem, doğrudan vatandaşı olunan devlete karşı yapılmış sayılması tarihi bir teamüldür. Ayşenur’un nezdinde Türkiye hedef alınarak bu alçak suikast işlenmiştir. Yasalar uyarınca vatandaşa karşı yurt dışında suç işlenmesi halinde mahkemelerin yargılama yetkisi bulunmaktadır. Ayşenur’un şehadeti üzerine Türk Ceza Kanunu madde 12 gereği hukuki sürecin gecikmeksizin işletilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda Ayşenur'un şehit edilmesinden dolayı Adalet Bakanının soruşturma başlatıldığına, faillerin yakalanması için kırmızı bültenle yakalama kararı çıkartıldığına, ulusal ve uluslararası arenalarda sürecin takipçisi olunacağına ilişkin açıklamalarını Ankara Filistin Dayanışma Platformu olarak destekliyoruz. Soruşturmanın titizlikle sürdürülmesini ve hızlıca tamamlanarak yargılama aşamasına geçilmesini temenni ediyoruz. Zira geç gelen adalet, adalet değildir. Önemle belirtmek gerekir ki; yurt dışında vatandaşa karşı işlenen suçların yargılanmasına ilişkin düzenlemelerde ciddi eksiklikler bulunmaktadır. Türk Ceza Kanunu madde 12 kapsamında ceza verilebilmesi için failin Türkiye’de bulunması ve fail hakkında yabancı bir ülkede hüküm verilmemiş olması şartı bulunmaktadır." dedi.
"Terörist israil yapısı göstermelik mahkemelerle yargılamalar yaparak dünyaya demokrasi tiyatrosu oynadığı da bilinen bir gerçektir"
Eminoğlu, "Terörist israil yapısının suikasti gerçekleştiren tetikçisini gizleyeceği muhtemel olduğu gibi katilin ismi bir şekilde öğrenilse dahi Türkiye’de bulunmamasının yargılamayı engellemesi de oldukça muhtemeldir. Bu nedenle Türk Ceza Kanunu madde 12’de yer alan failin yargılanması için Türkiye’de bulunması şartının kanundan kaldırılması gerekmektedir. Yine terörist israil yapısı göstermelik mahkemelerle yargılamalar yaparak dünyaya demokrasi tiyatrosu oynadığı da bilinen bir gerçektir. Türk Ceza Kanunu madde 12’de yer alan düzenlemesinde, 'failin başka ülkede hüküm verilmemiş olması şartının' yer almasıyla israil tarafından yapılacak göstermelik hükümler sonucunda Ayşenur’un katilinin Türkiye’de cezalandırılmasının önüne geçilmesi de oldukça muhtemeldir. Bu haliyle güncel mevzuat Türk vatandaşlarına karşı işlenen suçlardan dolayı etkili bir koruma yöntemi sağlamamaktadır. Bu nedenle Türk Ceza Kanunu madde 12’de gerekli değişikliklerin yapılması için gecikmeksizin harekete geçilmesi gerekmektedir." diye konuştu.
"Tüm çağrılara rağmen soykırıma katılan Türkiye israil çifte vatandaşlarına karşı hukuki herhangi bir adım atılmamış"
Son olarak Eminoğlu, "Ayşenur'un katillerinin Türkiye israil çifte vatandaşı olan ve soykırıma katılan kimselerden olması oldukça muhtemeldir. Tüm çağrılara rağmen soykırıma katılan Türkiye israil çifte vatandaşlarına karşı hukuki herhangi bir adım atılmamış olması ve Türk Ceza Kanunu m. 13 uyarınca Soykırım ve İnsanlığa Karşı Suçlara yönelik soruşturma dahi başlatılmamış olması vicdanları derinden yaralamaktadır. Ayşenur'un katillerinin ve soykırıma katılan Türkiye israil çifte vatandaşlarının hesap vermesi için şehit Ayşenur’un deyimiyle 'Birbirini dosdoğru yolda desteklemeye adamış' sivil toplum kuruluşları olarak tüm sürecin sonuna kadar takipçisi olacağımızı kamuoyuna ilan ediyoruz." ifadelerine yer verdi.
"Ayşenur Ezgi Eygi ile ilgili Türkiye makamlarının soruşturma açmasını olumlu buluyoruz ve destekliyoruz"
Yapılan basın açıklaması sonrası MAZLUMDER Ankara Şube Başkanı Av. Osman Yurt da bir konuşma yaptı. Yurt, "Ayşenur Ezgi Eygi'nin Batı Şeria'da barışçıl bir gösteride silahsız ve saldırısız bir eylemde hem de eylemciler dağıldıktan sonra yapılan suikast ile ilgili Türkiye Cumhuriyeti makamlarının soruşturma açmasını olumlu buluyoruz ve destekliyoruz." dedi. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Ankara Filistin Dayanışma Platformu (ANFİDAP), Ukrayna saldırıları nedeniyle Rus spor takımlarına uygulanan yaptırımın, Gazze’de soykırım yapan işgalci siyonistlerin de uygulanması çağrısı yaptı.
Filistin direnişinin 1891'de başladığını ve bugün hala devam ettiğine vurgu yapan Filistinli Araştırmacı-Yazar Muin Naim, Gazze'deki halkın yaşadığı soykırıma rağmen, direnişi inanç ve ruhla sürdürdüğünü belirtti.
Siyonist rejimin, işgal altındaki Batı Şeria'da 7 Ekim 2023'ten bu yana esir aldığı Filistinlilerin sayısının 11 bin 800'ü geçtiği bildirildi.
Birleşmiş Milletler, siyonist işgal rejiminin gıda girişine izin vermediği Gazze'de insanların haftalar öncesinden kalan çöp yığınlarında yiyecek aradığını belirtti.