HÜDA PAR Antalya İl Başkanlığının Filistin'e destek amacıyla başlatmış olduğu Gazze Destek Çadırı programları 11'inci gününde de devam etti.
Kepez Kent Meydanı'nda bir araya gelen Antalyalı Kudüs aşıkları, Filistin davasına olan bağlılıklarını bir kez daha ispatladı.
Sunuculuğunu Muhammed Şahin'in yaptığı program, Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Programda Gazze'de yaşanan gelişmelere ilişkin bir konuşma yapan HÜDA PAR Genel İdare Kurulu Üyesi Muhammet Şerif Durmaz, Filistinli mücahitlerin mücadelelerinin tüm insanlık ailesi için yapılan bir mücadele olduğunu söyledi.
"Ortaya konan mücadele hak ve batıl mücadelesidir"
Gazze'de dünyanın gözü önünde işgal çetesinin genç yaşlı demeden Müslümanları katledip masumların üzerine bombalar yağdırdığını dile getiren Durmaz, "İşgal rejimi 7 Ekim'den bugüne değil uzun süreden bu yana mazlumların üzerine bombalar yağdırıyor. Ancak ne var ki sahtekâr Batı devletleri ve siyonist işbirlikçileri HAMAS'ın başlatmış olduğu Aksa Tufanı Harekâtını eleştirerek Kassam Tugaylarının yapmış olduğu operasyonları eleştiriyorlar. Halbuki onlar uzun yıllardan bu yana kardeşlerimizi katlediyor. Onların bir amaçları var. Amaçları; kendilerine vaat edildiğini düşündükleri Arz-ı Mev'ud topraklarına sahip olmak. Gazze'de kahramanca mücadele eden Müslümanların da bir amaç ve gayesi var, bir hedefi var. Onlar da kendi topraklarını işgalcilere vermemek adına üzerlerine düşen bütün mesuliyetleri yerine getirme gayretinde oluyorlar. Ortaya konan mücadele aslında hak ve batıl mücadelesidir." ifadelerini kullandı.
"Bugün safları netleştirme ve mazlumlara sahip çıkma zamanıdır"
Son tahlilde herkesin safını belli etmesi gerektiğini belirten Durmaz, "Bugün safları netleştirme zamanıdır. Çünkü bugün mazlumlara sahip çıkma zamanıdır. Filistin'deki kardeşlerimiz katledilirken bizler yerimizde oturamayız. Elbette bizim de ortaya koymamız gereken refleksler ve davranışlar var. Zaten Gazze'de tüm Müslümanların izzeti ve şerefi için mücadele edenler var. Diğer tarafta bu mücadelelerinde hem maddi olarak hem de manevi olarak destek veren Müslümanlar var. Müslümanlar meydanda, Gazzeli Mücahitler de cephede kahramanca mücadelelerini sürdürüyorlar. Bu mücadele neticesinde herkesin üzerine düşenler var, özellikle de ülkeleri idare edenler bu mesuliyetlerini en hızlı bir biçimde yerine getirmeleri gerekiyor. Miting yapmak sivil toplum kuruluşlarının işi, eleştirmek-öneriler sunmak siyasi partilerin işidir. Peki icra makamında olanlar ne yapmalı? İcra makamında olanlar da somut adımlar atmalı. Bugün o somut adımların atılması gereken zamandır." şeklinde konuştu.
"Müslüman halklar olarak asla o mazlumları terk etmeyeceğiz"
Charlie Hedbo'ya yapılan saldırıyı hatırlatan Durmaz, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
"Orada 17 insan öldürülmüştü. O öldürülmelerden sonra dünya, hükümetler, yetkililer, Batılı devletler ne yapmıştı? Meydanlara inmiş hep birlikte teröre karşı duruş sergilemişlerdi. Türkiye'den de gidenler olmuştu. Bugün bakıyoruz Gazze'de mazlumlar, masumlar, kadınlar, erkekler hatta hayvanlar öldürülüyor, hastaneler bombalanıyor, okullar bombalanıyor. Ama diğer taraftan sahtekâr Batılı devletler bu katliamları lanetlemiyorlar, bilakis bu katliamları desteklediklerini açıklıyorlar. Onlar kendilerine yakışanı yapıyorlar, onlar birbirlerine sahip çıkıyorlar ama Müslümanlar ise kardeşlerini yalnız bırakıyorlar. Özellikle lider pozisyonunda olanlar kardeşlerini o zalimlerin insafına terk ediyorlar. Bizler Müslüman halklar olarak asla ve asla o mazlumları terk etmeyeceğiz. O zalimlerin insafına bırakmayacağız." dedi.
"Aksa Tufanı Harekatı'nın verdiği mesaj açık ve nettir; Müslümanlar birlik olmalı"
Gazze'de yaşanan savaşın, Müslüman alemine bir mesaj verdiğini aktaran Durmaz, "Bu mesaj hem birey olarak bizlere hem de İslam aleminedir. O mesaj açık ve nettir; eğer bizler bir olmazsak, İslam alemi olarak vahdeti elde etmezsek emperyalistler, zalim kafirler bizleri tek tek öldürecekler, bizleri tek tek yerlerimizden edecekler. Müslümanlar Birlik olmalıdır. İslam alemi, arasındaki ihtilafları en kısa sürede bir kenara bırakmalıdır. İttihad-ı İslam'ı sağlamalıyız. Kürd'üyle, Türk'üyle, Çerkez'i ve Arab'ıyla bir bütün olarak birlikte hareket etme hürriyetini elde edebilmeliyiz. Bunları yaptığımız takdirde zalimler Müslüman kardeşlerimize bu zulmü edemeyecek, onları katledemeyecek. O yüzden bizim tek çaremiz var: Müslümanlar olarak, alem-i İslam olarak birlikte hareket etme, ittifak edebilmeliyiz." ifadelerini kullandı.
Gazze'deki Müslümanlara umut olmamız gerektiğinin altını çizen Durmaz, son olarak şöyle konuştu:
"Her durumda elimizden geleni yapmalıyız. Çünkü bugün Gazzeli Müslümanların sizlere ihtiyacı var. Her birimizin yapabileceği çok şey var. Bizler vallahi bu zulme taraf değiliz. Hem elimizle hem dilimizle hem de kalbimizle bu katliamların karşısındayız. Yarın öbür gün mahşerde o Müslüman kardeşlerimizin yüzlerine baktığımız zaman en azından 'Sizler orada siyonistlere karşı mücadele ederken bizler de burada bu meydanlarda sizlere destek veriyorduk, bizler de malımızla canımızla evlad-u iyalimizle sizin yanınızdaydık.' şeklinde onlara bir cevap verebilmeliyiz."
Program, HÜDA PAR Antalya İl Sekreteri Abdurrezzak Çelik'in okuduğu basın açıklaması ve yapılan dua ile sona erdi. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani'nin, ateşkes müzakerelerini görüşmek üzere Halil el-Hayye başkanlığındaki İslami Direniş Hareketi (HAMAS) heyetini kabul ettiği duyuruldu.
İşgal altındaki Batı Şeria'nın çeşitli bölgelerinde 22 Filistinli daha siyonist işgal rejimi tarafından alıkonuldu.
İşgalci siyonistlerin, Gazze'de sivillere yönelik son saldırılarında çoğu çocuk ve kadın en az 55 Filistinli şehit oldu, onlarca kişi yaralandı.
Batı Şeria'da saldırı ve alıkoymalarını artıran işgalci siyonistler, son 24 saatte 70 Filistinliyi daha alıkoydu.