Arap ülkelerine stratejik çağrı: Siyonist tehdide karşı ortak savunma vizyonu geliştirilmeli
Zeytuna Araştırma Merkezi, siyonist rejimin güvenlik doktrinindeki dönüşümün Arap bölgesine getirdiği riskleri analiz etti ve ortak Arap-İslam savunma stratejisi oluşturulması çağrısında bulundu.
Zeytuna Araştırma ve Danışmanlık Merkezi, "Siyonist güvenlik davranışındaki değişimlere karşı Arap seçenekleri" başlıklı yeni bir politika raporu yayımladı. Siyasi ve Stratejik Uzman Atıf el-Culani tarafından hazırlanan rapor, son dönemde siyonist rejimin güvenlik yaklaşımındaki dönüşümün bölge ülkeleri için oluşturduğu tehditleri ele alarak kapsamlı bir çözüm vizyonu sundu.
Rapor, Arap ve İslam ülkelerinin –tam bir ittifak olmasa bile– siyonist rejimi caydırmayı hedefleyen ortak bir strateji geliştirmesi gerektiğini vurguladı. Sadece ABD ile yapılan savunma anlaşmalarına bel bağlamanın tehlikelerine dikkat çeken çalışma, mevcut antlaşma ve ilişkilerin, işgalin sona ermesi ve bağımsız Filistin devletinin kurulması şartına bağlanması gerektiğini belirtti.
Çalışmada, Kudüs ve Filistin meselesinin Arap ve İslam dünyasının ortak davası olduğu vurgulanarak, siyonist rejimin bölgesel istikrara yönelik tehditlerinin altı çizildi. Özellikle rejimin "önleyici saldırı" stratejisine yönelmesi, direniş hareketlerini silahsızlandırma çabaları ve Arap toplumlarına sızarak bölgesel hegemonyasını genişletme girişimleri, yeni dönemin belirgin tehlikeleri arasında gösterildi.
Zeytuna raporu, Arap dünyasının bu tehditlere karşı üç olası seçenekle karşı karşıya olduğunu belirtti:
Birincisi, ABD’nin garantilerine ve ateşkes anlaşmalarına bel bağlamak ki bu, "en zayıf ve sonuçsuz seçenek" olarak değerlendirildi.
İkincisi, tüm Arap ve İslam ülkelerini kapsayan kolektif bir savunma mekanizması oluşturmak; bu ise "teorik olarak en güçlü ancak mevcut siyasi şartlarda en zor" yol olarak tanımlandı.
Üçüncüsü ve en gerçekçi seçenek olarak ise sınırlı sayıda Arap ve İslam ülkesinin ortak bir savunma ve caydırıcılık stratejisi üzerinde uzlaşması önerildi.
Rapor, bu adımın başarıya ulaşması halinde sürdürülebilir bir bölgesel güvenlik ittifakının temellerini atabileceğini vurguladı. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Ateşkesten bu yana Gazze'de şehit sayısının 240'a ulaştığını ve 10 binden fazla şehidin naaşının enkaz altından çıkarılmayı beklediğini hatırlatan Mavi Marmara gazisi Mehmet Tunç, Gazze'de kıtlık ve açlığın hala had safhada olduğuna dikkat çekti.
Siyonist rejimin kasıtlı ihmaliyle tırmanan şiddet olayları, 1948 işgali altındaki Filistin kentlerinde her geçen gün daha fazla can alıyor. Hayfa ve Salim'de iki genç, ayrı saldırılarda silahla vurularak şehit edildi.
Gazze'nin doğusunda bir Filistinli çocuk, siyonist rejime ait insansız hava aracının saldırısında yaralandı. İşgalciler, ateşkesin üzerinden 27 gün geçmesine rağmen topçu atışları ve ev yıkımlarıyla saldırılarını sürdürüyor.
Ramallah'ın kuzeyindeki Sinjil beldesinde zeytin hasadı yapan Filistinli çiftçilere saldıran Yahudi çeteler, topladıkları zeytinleri çaldı. Saldırıya destek için işgalciler bölgeye asker gönderdi.