Dünya Müslüman Âlimler Birliği: HAMAS kendi topraklarını savunan direniş grubudur
Dünya Müslüman Âlimler Birliği Genel Sekreteri Ali Muhyiddin el-Karadaği, siyonist rejime karşı direnişin meşru olduğunu belirterek, "Filistin direnişinin işgal altındaki topraklarda yaptığı kesinlikle terör değildir" dedi.
Dünya Müslüman Alimler Birliği Genel Sekreteri Ali Muhyiddin el-Karadaği, Müslüman Alimler Birliğinin İstanbul Fatih Camisi'nde "Alimler ve Parlementerlerin Gazze ile Dayanışması Farzdır ve Bir Zorunluluktur" başlığı ile düzenlenen programında konuştu.
Karadaği, "Gazze'de yaşananalar hepimizin yüreğini parçalıyor. Ancak öyle bir görüntü gördüm ki psikolojimi bozdu. Yaşlı bir adam elinde torunlarının ceset parçalarını alarak, 'Ya Resullalah! Senin ümmetin davanı bıraktı. Ümmetini sana şikâyet ediyorum' diyordu. Bu noktada bir soykırım ile karşı karşıyayız. Gazze halkı toptan yok edilmek isteniyor. Sadece havadan saldırmıyor, sadece çocukları öldürmüyorlar. Hayatta kalanları da aç, susuz bırakarak yerlerinden sürmek istiyorlar. Bu olaylar bize şunu gösteriyor ki, bütün uluslararası sistem, ihlal edilmiştir. Batıdan gelen, işgal rejiminin yanında yer alan ülkelerin çifte standartlarını çok iyi anlıyoruz. Bu konuda her şeyin farkındayız ancak bizi daha çok yaralayan, üzen İslam ülkelerinin bu konuda hiçbir şey yapmıyor olmalarıdır. En azından hava sahalarında siyonist uçakların geçişini engelleyebilirler. Petrol ve gaz akışını durdurabilirler. Yapabilecekleri çok şey olmasına rağmen hiçbir şey yapmamaları bizi daha çok üzmektedir. Bütün bu olaylar karşısında asla sessiz kalamazdık." dedi.
Karadaği, "Gazze'ye yardım etmek farzdır. Bugün burada İstanbul fethinin sembolü olan Fatih Camii'nden tüm dünyaya şu mesajı haykırmak istiyoruz. Dünyanın neresinde olursa olsun işgalcilere karşı direniş ve mücadele uluslararası hukukta, bütün dini metinlerde bir haktır. Buradan hareket ederek diyoruz ki, Filistin'deki HAMAS hareketi kendi topraklarını savunan bir direniş grubudur. Bunun için kimse HAMAS'a terör diyemez. Bunun için diyoruz ki, Gazze'deki kardeşlerimize yapılabilecek her türlü yardımın yapılması farzdır. Herkesin üzerine düşen farz konumuna ve gücüne göre değişir. Hükümetlerin üzerine düşen farziyet ile bireylerin üzerine düşen farklıdır. Hükümetlerin orduları var ve onların üzerine düşen sorumluk daha fazladır. İmanımızın gereği olarak Gazze'deki kardeşlerimizin ne ihtiyacı varsa onu sağlamaktır. Bugün Gazze'deki kardeşlerimiz bir suya dahi muhtaçken, yiyecekleri, giyecekleri yokken bizler refah içerisinde evlerimizde, ülkelerimizde nasıl rahat oturabiliriz? Bu konudaki sorumluluklarımız çok fazladır." diye konuştu. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Siyonist rejimin 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'ye yönelik saldırıları 70 binden fazla Filistinlinin şehadetine, 171 binden fazla kişinin yaralanmasına yol açtı. Enkaz altında hâlâ ulaşılamayan binlerce kişi bulunuyor.
Siyonist rejimin işlediği zorla gömme ve toplu gömü iddialarına ilişkin CNN'in ortaya koyduğu bulgular sonrası, kayıp merkezleri acil soruşturma ve Kızılhaç'ın bölgeye intikalini talep etti.
Belde girişinin toprak setlerle kapatılması hem hasta Filistinlileri hem de işine gitmek zorunda kalan yüzlerce kişiyi mağdur ederken, gece baskınları ve market–yakıt tedarikindeki kesinti krizi derinleştiriyor.
İşgal altındaki Batı Şeria'nın Halten–Beyt Umar arasındaki kırsal bölgede zeytinliklerine gitmeye çalışan Filistinli çiftçilere taşlarla saldıran Yahudi çeteler 7 kişiyi yaraladı. Yaralılar hastaneye kaldırıldı.