Eskişehir'de bir araya gelen duyarlı STK'larca düzenlenen basın açıklamasıyla; HAMAS'ın siyonist rejime yönelik düzenlediği geniş kapsamlı "Aksa Tufanı" operasyonuna destek verilirken siyonist işgalcilerin zulmü telin edildi.
Tüm dünyada düzenlenen 'Cuma Tufanı' gösterileri Eskişehir'de de gerçekleştirildi.
Eskişehir'de bir araya gelen Sivil Toplum Kuruluşları, siyonist işgal rejiminin Filistin'e yönelik saldırılarını protesto etmek ve HAMAS'ın, işgal rejimine karşı başlattığı 'Aksa Tufan'ı operasyonuna destek vermek amacıyla basın açıklaması düzenledi.
HÜDA PAR Eskişehir İl Başkanı Mürsel Gülsarı, Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanı Fesih Bingöl, Odunpazarı İlçe Müftüsü Hamdi Uzunharman ve STK temsilcilerinin katıldığı basın açıklamasında vatandaşlar, HAMAS'ın operasyonlarına destek verip işgal rejimi ve destekçilerine yönelik lanet sloganları attı.
Reşadiye Camii'nde kılınan cuma namazı sonrasında Odunpazarı İlçe Müftüsü Hamdi Uzunharman hayatını kaybedenler için gıyabi cenaze namazı kıldırdı.
Sivil Toplum Kuruluşları adına basın açıklamasını Eskişehir Peygamber Sevdalıları Temsilcisi Kadir Arslan okudu.
"Her gün şehit vermesine rağmen, direnişi cephe cephe büyüten Filistin halkının şanlı direnişini selamlıyoruz"
Bir asırdan uzun bir süredir siyonist işgalciler Filistin halkına ve topraklarına yönelik uyguladığı sistematik işgal ve katliam devam ettiğini belirten Arslan, "Topyekûn bir soykırım hedefiyle hareket eden işgalci siyonistler, her geçen gün işgali genişletmekte, ilk kıblemiz Mescid-i Aksa'yı necis postallarıyla kirletmekte, bu kutsal beldenin kutsiyetini hiçe saymakta ve adeta bütün bir İslam âlemine meydan okumaktadır. Filistin halkı, soykırım ve işgal karşısında meşru müdafaa hakkını kullanarak kendi topraklarını, vatandaşlarının canını, İslam ümmetinin izzetini ve şerefini korumaktadır. Her gün şehit vermesine rağmen, direnişi cephe cephe büyüten Filistin halkının şanlı direnişini selamlıyoruz. Biliyor ve inanıyoruz ki mazlum olmak erdem değildir, zulme karşı direnmek erdemdir. Erdemli Filistin halkının haklı mücadelesinde muvaffak olması için dualarımızı gönderiyoruz. Yüce Allah yardımcıları olsun, onları muzaffer kılsın." dedi.
"Aksa Tufanı olarak bildiğimiz bu süreç yani israil saldırısı olmadan ilk kez bir taarruz olması, birçok ilki barındırmaktadır."
Filistin halkının yalnızca kendi topraklarını savunmadığını, İslam ülkelerinin izzetini ve şerefini de savunduğunu, bu nedenle Müslümanların resmi-sivil tüm unsurları ekonomik, askeri ve manevi olarak Müslüman kardeşlerinin yanında yer alması gerektiğini belirten Arslan şunları kaydetti:
"Filistinli Müslümanlar, işgale karşı direnişlerinde yalnız bırakılmamalıdır. Bu bağlamda; Filistin'de yapılan saldırıların enerji, Mescid-i Aksa, abluka ve normalleşmeler gibi birden fazla sebebi vardır. Sürecin normalleşmelerin sonunu da getirdiğini görmek gerekmektedir. Saldırıların hemen ardından hareketin liderlerinin ortak şekilde şükür secdesine giden görüntülerin paylaşılması ve verilen mesajlar, sürecin ortak bir irade neticesinde şekillendiğini gösteriyor. Alınan esirler süreçte oldukça belirleyici olacaktır. Onlarca askerin esir alınmasının israilin alacağı aksiyonlara önemli ölçüde etki edeceği aşikârdır. Aksa Tufanı olarak bildiğimiz bu süreç yani israil saldırısı olmadan ilk kez bir taarruz olması, birçok ilki barındırmaktadır. İlk defa bir operasyona yahut saldırıya karşılık olarak değil; doğrudan ilk kapsamlı saldırı hareket tarafından yapıldı. Gazze'ye giriş kapısının kontrolünün alınması, yerleşim yerlerindeki kontrolün sağlanması, Yahudilerin yaşadığı yerlerde kontrolün sağlanması bunu göstermektedir. Hareket bu saldırı için çok yoğun bir mühimmat kullandı. israilli yerleşimciler bölgelerini hızlı bir şekilde terk etmeye başladı. Bu savaş israilde yaşayan herkes için bir değişim başlangıcıdır. Bundan sonra nerede yaşıyor olurlarsa olsunlar tüm siyonistler bu endişeyi taşıyacaklardır." şeklinde konuştu.
"Ölen siyonistler için çocuk, kadın ve sivil edebiyatı yapmak vicdan yoksunu siyonist sevicilerin işidir"
Aksa Tufanı operasyonunun MOSSAD ve işgalci siyonistler için çok büyük bir prestij kaybı olduğunu belirten Arslan, "Çizmeye çalıştıkları imaj, verdikleri büyük güvenlik zafiyeti nedeniyle yerle bir oldu. Bu görüntüler aksi bir dalga oluşturma ihtimali barındırsa da israil komutanları dâhil bu görüntülerin verilmesi, Filistin direnişi adına büyük bir zaferdir. İlk kez Filistinliler israile büyük bir aşağılanma hissi yaşatıyor. israil 1973 sonrası en büyük şoku yaşıyor demek doğru olur. Hedef alınan yerler Filistin topraklarıdır. Hedef alınanlar sivil değil, hepsi asker hükmünde olan silahlı yerleşimcidirler. Söylem olarak burada yaşayan hiç kimsenin sivil olmadığının altını defaatle çizmek gerekir. Dolayısıyla ölen siyonistler için çocuk, kadın ve sivil edebiyatı yapmak vicdan yoksunu siyonist sevicilerin işidir. Onlara kulak vermemek ve prim vermemek lazımdır. Filistinlilerin meşru müdafaa hakkı olduğunu, israile yönelik saldırıların meşru olduğunu belirtmek gerekir." ifadelerini kullandı.
"Birileri HAMAS'ı terörist olmakla suçluyor. Yaptığınız ayıptır, aymazlıktır, art niyettir"
Görüntülerde yıkılan duvarların tankların olduğunun, Filistin topraklarında bunların neden var olduğu üzerinde durmak gerektiğini vurgulayan Arslan, "Yaşananları sadece Gazze'ye de sıkıştırmamak gerekir. Kudüs toprakları, Batı Şeria, diaspora, Doğu Akdeniz derken Filistinlilerin yaşadığı tüm topraklarda ve ilgilendiren konularda kapsamlı hak ihlalleri olduğunu muhakkak belirtmek gerekir. Yaşananlar 2021'in devamıdır. Savaşların mutlak kazanan ve kaybedeni olmaz; ancak ivme ve psikoloji olarak Filistin önemli bir adım attı. Şimdi birileri çıkmış direniş cephesi niye saldırdı diyor, HAMAS'ı terörist olmakla suçluyor. Yaptığınız ayıptır, aymazlıktır, art niyettir; sadece Batı Şeria içinde son bir sene içinde nelerin yapıldığı aşikârdır. Huwarada adlı belde komple yakılmaya çalışıldı. Cenin kampının hali ve dramı ortadadır. Nablus'ta her gün gençler öldürülüyor. Yenilenen Filistin mukavemeti, bu baskılara cevap veriyor. Savaşın süreceği göz önünde bulundurulursa; çağrılar, metinler, davetler, söylemler ve alınacak aksiyonlar için doğru bir ifade ediş rüzgârın yönünü bu tarafa doğru tutacaktır." diye konuştu.
"Siyonizm, İslam dünyasının bağrına saplanmış zehirli bir hançerdir"
İşgalci siyonistlerin, işgal ettiği Filistin topraklarından defolmalıdır şeklinde konuşan Arslan, "İşgalci çeteyi, gelinen aşamada katliamcı ve işgalci uygulama ve politikalarından vazgeçmesi, Gazze'ye uyguladığı ambargoyu kaldırması ve yeni bir katliama girişmemesi konusunda uyarıyoruz. Bizler; Filistin'i, başkenti Kudüs olan, Doğusu ve Batısıyla bölünmez bir bütün ve İslam'ın mukaddes toprakları olarak görüyoruz. İslam Dünyasını, işgal altında olan ilk kıblesi için bütün ayrılıklarını bir kenara bırakmaya, Filistin'e sahip çıkmaya ve kardeşlerinin yanında durmaya davet ediyoruz. Unutulmamalıdır ki siyonizm, İslam dünyasının bağrına saplanmış zehirli bir hançerdir. Bir kez daha en yüksek sesle haykırıyoruz ve diyoruz ki; canımızla, kanımızla, malımızla ve evlad-u iyalimizle ilk kıblemiz Mescid-i Aksa'nın ve Müslüman kardeşlerimizin yanındayız. Filistin'in ve Mescid-i Aksa'nın özgürlüğüne giden her meşru eylemin yanındayız ve destekçisiyiz. Bu yolda üzerimize düşen her türlü fedakârlığı yapmaya hazırız." ifadelerini kullandı.
Basın açıklaması, okunan dua ile nihayete erdi. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Ankara Filistin Dayanışma Platformu (ANFİDAP), Ukrayna saldırıları nedeniyle Rus spor takımlarına uygulanan yaptırımın, Gazze’de soykırım yapan işgalci siyonistlerin de uygulanması çağrısı yaptı.
Filistin direnişinin 1891'de başladığını ve bugün hala devam ettiğine vurgu yapan Filistinli Araştırmacı-Yazar Muin Naim, Gazze'deki halkın yaşadığı soykırıma rağmen, direnişi inanç ve ruhla sürdürdüğünü belirtti.
Siyonist rejimin, işgal altındaki Batı Şeria'da 7 Ekim 2023'ten bu yana esir aldığı Filistinlilerin sayısının 11 bin 800'ü geçtiği bildirildi.
Birleşmiş Milletler, siyonist işgal rejiminin gıda girişine izin vermediği Gazze'de insanların haftalar öncesinden kalan çöp yığınlarında yiyecek aradığını belirtti.