Adıyaman Filistin Dayanışma Platformu tarafından düzenlenen kitlesel basın açıklamasında, Filistin'de yaşanan katliamların artık dayanılmaz bir hal aldığına vurgu yapıldı.
Adıyaman'da birçok STK'nın bir arya gelerek oluşturduğu Filistin Dayanışma Platformu tarafından Halk Kütüphanesi yanında, ikindi namazı sonrası düzenlenen basın açıklamasında Gazze'nin yalnız bırakılmaması gerektiği belirtildi.
Basın açıklamasını, platformu adına İHH Adıyaman Başkanı Mücahit Tekin okudu.
Tekin, açıklamasında, "Kardeşlerim, aylardır İslam coğrafyasında yaşadığımız büyük acıları dikkate aldığımızda bu ayeti okuyan her Mü’min sanki bugün nazil olmuş gibi güçlü bir inanca sahip olmalıdır. Ayet günümüze adeta şöyle sesleniyor:
'Ey insanlar! Ne oluyor size ki, günlerdir insanlık tarihinin en vahşi katliamını seyrediyorsunuz! Ne oluyor size ki her yaşta ve her durumdaki insanın alçakça katledilişine yeterince ses çıkarmıyorsunuz. Ey Müslümanlar! Size ne oluyor ki; daracık bir sahil şehrinde abluka altına alınmış bir halkın topyekûn soykırıma uğramasına seyirci kalıyorsunuz! Ne oluyor size ki; her gün, her dakika insanlığın ortak vicdanına olan güvenin yitirilişine adeta kulaklarınızı tıkıyorsunuz. Ey insanlar! Çocuklar, bebekler ölüyor. Mabetlerdeki dua ve ibadet bombalanıyor. Çocukların masumiyeti hedef alınıyor. Sizler neredesiniz! Hastanelerdeki şifa katlediliyor, barınaklardaki iltica enkaza çevriliyor. Size ne oluyor da bütün bunlara kulak tıkıyorsunuz.' diye seslendi.
"Bu vahşet ve saldırı, artık dayanılmaz bir hal aldı"
Gazzeli Müslümanları Sina Çölü'ne sürme planları yapıldığına dikkat çeken Tekin, "Kardeşlerim aylardır, Gazze'de devam eden bu vahşet ve saldırı, artık dayanılmaz bir hal aldı. Bir zamanlar arkasında firavunun orduları varken Mısır'dan çıkıp Sina Çölü’ne sığınanlar, bugün Firavun'un işgal ordusuna dönüşüp ocaklarını söndürdükleri Gazzeli mazlum ve mustaz'afları yine aynı yere, yani Sina Çölü’ne sürmenin planlarını yapıyor. Gazzeli mazlum ve mustaz'afları yine aynı yere sürgün ediyor. Açlığa, susuzluğa mahkum etmenin ilaçtan, ışıktan, gıdadan mahrum bırakmanın hesabını yapıyor. Şimdilerde Refah sınır kapısına sıkıştırılmış mazlum çocuklar, mahzun kadınlar, mağdur yaşlılar bir kez daha toplu bir katliamla karşı karşıya. Ve ne acıdır ki, Ümmet kendi refahını bozmamak için kardeşlerinin soykırıma uğramalarına seyirci kalmaktan başka bir şey yapmıyor." dedi.
"Filistinli kadınlara yapılanlar sizin kadınlarınıza da yöneliktir"
Tüm insanlığa çağrıda bulunan Tekin, "Kardeşlerim, bugün iki çağrıda bulunmak istiyorum. Biri bütün insanlığa, insanlık onurunu taşıyan herkese, diğeri ise tüm Müslümanlara, İslam'ın haysiyetini taşıyan bütün İslam ümmetine. Birinci çağrım insanlığadır. Ey Nas, ey bu alemde insan diye ünlenen eşref-i mahluk, ey insanlık alemi! Şunu biliniz ki; Gazze'de yürütülen katliam, zulüm ve vahşet sadece Gazzelilere yönelik değildir. Bu bütün insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur, yapılmış bir soykırımdır. Filistinli çocuklara yapılanlar sizin çocuklarınıza da yöneliktir. Filistinli kadınlara yapılanlar sizin kadınlarınıza da yöneliktir. Bu savaş fıtrata yönelik bir savaştır, bu savaş varoluşa karşı bir işgal hareketidir, bu savaş insanlığa karşı bir harptir, bu savaş yeryüzünü ifsattır. Yürütülen bu çirkin savaş, insanı insan kılan bütün değerleredir. Allah'ın uğruna insanı yarattığı fıtratına zerk ettiği bütün değerlere açılan bir savaştır." ifadelerini kullandı.
"Bu katliam Peygamberlerin getirdiği dini, ahlaki, insani bütün yüce evrensel değerlere yöneliktir"
siyonist katliamın bütün Peygamberlerin getirdiği değerlere yönelik olduğuna vurgu yapan Tekin, "Kardeşlerim, biliniz ki; insandan ziyade insanlığı yitirmek çok daha büyük bir ziyandır. Bu telafisi mümkün olmayan bir hüsrandır. Bir tarafta sayılara döktüğümüz binlerce masum insan hayatını kaybederken diğer taraftan bütün beşeriyetin özü olan insanlık cevherini yitirmek üzereyiz. Unutmayalım ki; bugün bu katliamı önlemek için bizleri insan kılan vicdanlarımızı harekete geçirmezsek kendi elimizle insanlığımızı bitirmiş olacağız. Kardeşlerim, bugün Gazze'de yürütülen vahşet sadece bir dinin mensuplarına yönelik değildir. Sadece Muhammed Mustafa'nın (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ümmetinin bir grubuna yönelik değildir. Bu savaş Hazreti İbrahim'e, Hazret. İsmail'e açılan bir savaştır, Hazreti İshak'a açılan bir savaştır. Hazreti Yakup'un, Hazreti Yusuf'un, Hazreti Davut'un, Hazreti Süleyman'ın, Hazreti Musa'nın, Hazret İsa'nın kısaca bütün peygamberlerin getirdiği dini, ahlaki, insani bütün yüce evrensel değerlere yöneliktir." şeklinde konuştu.
"Bu cinayetin muhatapları bütün dünya milletleridir"
Tekin, Gazze'deki katliama değinerek, "Aziz Kardeşlerim, bu suçun doğrudan mağdurları; şüphesiz masum çocuklardır, mahzun annelerdir, şifa bekleyen hastalardır, bir açık hava hapishanesinde yıllardır açlığa yokluğa terk edilmiş özgürlüğüne, yurduna, mukaddesatına saldırılmış onurlu bir halktır. Ancak bu cinayetin muhatapları bütün dünya milletleridir, insanlık onuruna sahip olan herkestir. Bütün dünyanın bu yaşananlarda ahlaki sorumluluğu vardır. Gazze'de olup bitenlere karşı çıkmak için Müslüman olmak gerekmez, insan olmak yeterlidir. Bugün İzzet sahibi olmak isteyen vicdanlı ve aziz olmayı murat eden her fert Gazzelilerin çığlığına koşmak zorundadır, imdadına yetişmek mecburiyetindedir." dedi.
"Gazze kendi kanında boğulurken 2,5 milyarlık İslam alemi suskun kalmaya devam mı edecek?"
Gazze'de işlenen katliama sessiz kalınmaması gerektiğine dikkat çeken Tekin, "Kardeşlerim İkinci çağrım İslam ümmetinedir. Ey alem-i İslam, neredesiniz, hani İslam dünyası nerede? Ey insanlık için çıkarılmış en hayırlı ümmet, en hayırlı ümmet olduğumuzu bugün değil de ne zaman göstereceğiz insanlığa. 2,5 milyonluk Gazze kendi kanında boğulurken 2,5 milyarlık İslam alemi suskun kalmaya devam mı edecek? Ey bütün insanlığa şahit kılınan Ümmet! Şahitliğimizin gereğini bugün değil de ne zaman yerine getireceğiz? Ey İslam ümmeti, Gazze'de olup bitenler karşısında bugün harekete geçmezsek şahitlik vasfımızın da hayırlı Ümmet oluşumuzun da vallahi artık bir anlamı kalmayacaktır. Ey şahid ümmet, şuhedilillah olan Ümmet biz zulme ve mazluma şahit olmak için gönderilmedik, bütün insanlığa hakkın, adaletin şahidi olarak gönderildik. Ey Ümmet-i şahide, biz Ashab-ı Uhdud kıssasında zikredilen, ateş dolu çukurlarda diri diri yakılan Mü’minleri seyretmeye gelmedik. Biz hakkı ve adaleti ayakta tutmak için gönderildik." ifadelerini kullandı.
"Bütün kınama ve sorumluluğu başkalarına yüklemek bizi kurtarmaz"
Sessizliğin kimseyi sorumluluktan kurtarmayacağına değinen Tekin, "Ey İslam ümmeti, unutmamak gerekir ki; ümmetin her ferdinin Allah'a karşı başkasına asla yüklemeyeceği bir sorumluluğu vardır. Bilesiniz ki; bütün kınama ve sorumluluğu başkalarına yüklemek bizi kurtarmaz. Zamanımızı ihanetlere sızlanarak, hainlere lanet okuyarak geçirmek bize yakışmaz. Ey Müslümanlar, hakkı gören gözlerimizi yeniden bulalım, ilahi çağrıyı işiten kulaklarımızı yeniden hissedelim. Rabbimize söz verdiğimiz şehadet getiren o dilimizi yeniden bulalım. Resul’ün eli üzere biat eden o ellerimizi yeniden bulalım. Adalet üzere bilenen kılıcımızı bulalım, kardeşlik hukukunu bulalım. Mazlumun yanında durmakla, zalime mukavemet etmekle edindiğimiz o kayıp izzeti yeniden bulma zamanıdır. Ey aziz Ümmet! Vakit, ümmeti olmakla iftihar ettiğimiz Allah Resulü’nün bizi kardeş kılan o muhteşem cümlelerini hatırlama zamanıdır. 'Müslüman, Müslümanın kardeşidir, ona zulmetmez, zalimin eline terk etmez, onu aşağılamaz.' buyuran nice sözlerine kulak verelim. Sözlerimi bitirirken vahyin bize talim ettiği şu dua ile Rabbime iltica ediyorum: Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sağlam bastır ve şu kâfir kavme karşı bize yardım et. Ey kitabı indiren, hesabı çabuk gören, orduları bozguna uğratan Allahım, düşmanları hezimete uğrat ve onları sars." dedi. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Ankara Filistin Dayanışma Platformu (ANFİDAP), Ukrayna saldırıları nedeniyle Rus spor takımlarına uygulanan yaptırımın, Gazze’de soykırım yapan işgalci siyonistlerin de uygulanması çağrısı yaptı.
Filistin direnişinin 1891'de başladığını ve bugün hala devam ettiğine vurgu yapan Filistinli Araştırmacı-Yazar Muin Naim, Gazze'deki halkın yaşadığı soykırıma rağmen, direnişi inanç ve ruhla sürdürdüğünü belirtti.
Siyonist rejimin, işgal altındaki Batı Şeria'da 7 Ekim 2023'ten bu yana esir aldığı Filistinlilerin sayısının 11 bin 800'ü geçtiği bildirildi.
Birleşmiş Milletler, siyonist işgal rejiminin gıda girişine izin vermediği Gazze'de insanların haftalar öncesinden kalan çöp yığınlarında yiyecek aradığını belirtti.