Mardin’de Sivil Toplum Kuruluşları öncülüğünde Gazze için “Küresel Vicdan Yürüyüşü” ve basın açıklaması düzenlendi.

Mardin’de faaliyet gösteren Sivil Toplum Kuruluşları öncülüğünde, Gazze için yürüyüş ve basın açıklaması düzenledi.

Etkinliğe, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan'ın yanı sıra Mardin Valisi Tuncay Akkoyun, STK, halk ve siyasi partiler katıldı.

Tarihi Cumhuriyet Meydanında yapılan basın açıklamasının ardından, Sabancı Müzesine kadar yürüyüş yapıldı.

Yürüyüş esnasında Gazze'ye destek, işgal rejimine lanet mesajları verildi.

Basın açıklamasını, Mardin STK platformu dönem sözcü Necmettin Başboğa okudu.

Başboğa, “Tarihte en fazla bombanın atıldığı Gazze dünya tarihinin en büyük zalimlerine karşı direnişe devam ediyor. Bu direniş insanlıktan nasibi olan vicdanları yavaşta olsa, geçte olsa harekete geçirirken zalimlerin ve işbirlikçilerinin yıkılışını hızlandırıyor. Gazze'deki soykırıma dikkat çekmek, ablukayı delmek ve insani yardımların ulaşmasını sağlamak niyetiyle yola çıkan, Gazze'nin ilk kadın balıkçısının adı verilen ve vicdan hareketi olan Madleen Gemisinin yolculuğunu bir başlangıç olarak selâmlarken katil siyonist çeteyi, terör devletini bir kez daha kınıyor, zulümlerinin hesabının er geç ama mutlaka sorulacağını hatırlatıyor, Rabbimizin intikamına bizleri memur etmesi için dua ederek yol aradığımızı belirtiyoruz.” şeklinde belirtti.

Gazze’de 20 ayı aşkın süredir olağanüstü bir zulmün devam ettiğini belirten Başboğa, “Kadim geleneği olan, her türlü silahlara sahip devletlerin bile karşısında zorluk yaşadığı terör devleti, Gazze'de 20 ayı aşkın süredir olağanüstü bir zulüm, vahşi bir soykırım yürütüyor olmasına rağmen esirlerini kurtaramıyor. Müslüman ülkelerin sessizliklerine rağmen onca imkânsızlık içinde onurla direnen Gazzeli kardeşlerimizi bir kez daha hayranlıkla selamlıyoruz. Gazzeliler, Kurban Bayramı’nı, Gazzeli bir babanın deyimiyle ‘Çocuklarını kurban vererek’ tamamladılar. Kendileri kurban olmayı göze alan, ciğerparelerini kurban edebilen inanç mensuplarına kaybettirecek bir yöntemi insanlık tarihi icat edememiştir. Onlar, göklerden gelecek kurbanları beklemeyi sonuna kadar hak etmişlerdir. Yaşayan bu eli öpülesi rol modellerimizin kıymetini bilmek, onların yanında olmak, onların yüklerini almak bizlere düşendir. Yazık ki bu konuda çok eksiğimiz var. Ve ağıtlar eksiğimizi gidermiyor. Yapabileceğimiz çok şey var. Yeter ki yapabilme çabamız istikrarlı ve daim olsun.” dedi.

Özgürlük Filosu Madleen Gemisi hakkında konuşan Başboğa, “Çabanın güzel örneklerinden biri şüphesiz ki, ‘Özgürlük Filosu Koalisyonu’ tarafından organize edilen ve 1 Haziran 2025’te İtalya’dan hareket eden Madleen Gemisi, bir diğeri ise Cezayir’den Fas’a, Tunus’tan Moritanya’ya… Kuzey Afrika’nın dört bir yanından yola çıkan yüzlerce araç, Sumud Konvoyu ile Gazze’ye nefes olma kararlılığıyla Refah Sınır Kapısı’na doğru ilerlemek için yola çıktı. Türkiye dâhil 41 ülkeden içinde parlamenterlerin de bulunduğu vicdanlı insanlar ablukayı yarmak için bugüne kadar ki en anlamlı girişimde bulundular. Son iki gündür şahit olduklarımız en az İsrail kadar varlıklarını İsrail’i korumaya adayan rejimlerin de yıkılması gerektiğini ortaya koydu.” ifadelerini kullandı.

“Türkiye’ye kaçmaya çalışan hiçbir siyonistin ülkemize gelmesine müsaade edilmemelidir”

Başboğa, Türkiye’ye kaçmaya çalışan işgalcilerin ülkeye girmesine müsaade edilmemesi gerektiğini vurgulayarak, “Görünen o ki, her iki çaba da şimdilik engellenmiştir. Ama her engel, yapılacak yeni bir çalışmanın habercisi, kazanılacak yeni zaferlerin başlangıcıdır. Gazzeli kardeşlerimizin dilinde gerçek anlamını kavradığımız ayeti kerime dili ile ‘Allah ne güzel vekildir, O mevlamız ve yardımcımızdır’ diyor, sağa sola bakmadan biz varız, buradayız, zalimlerin hakkından geleceğiz diye haykırıyoruz. İki yıldır ilan ettiğimiz tüm taleplerimizi yineliyoruz. Masumların canına kasteden tüm çifte vatandaşların vatandaşlıkları iptal edilmelidir. Türkiye tarafından da terör şebekesi olarak görülen israilin bekası için tüm varlığını adayan şirketlerin Türkiye’de taşeronluğunu yapan firmalarda zalimin ve teröristin ta kendisi değil midir? Bu terör yardakçılarına müdahale etmek onların şirketlerini kapatmak gerekmez mi? İran’ın telavivi vurmasıyla havaalanlarına koşarak Türkiye’ye kaçmaya çalışan hiçbir siyonistin ülkemize gelmesine müsaade edilmemelidir. Ülkecek bu kadar gerilmiş bir haldeyken bu alçak siyonistlerin ülkemize gelmesine müsaade etmek elleriyle siyonistlerin boğazına yapışma hayali kuran halkımızı da tahrik edecektir.” şeklinde kaydetti.

Başboğa, ifadelerini söyle sürdü: “Tarih bize düşmanlarımızın koynunda büyütülen her bir iktidarın eninde sonunda yıkıldığını gösterdi. İktidarlarını sağlamlaştırmak için Amerika’ya köle olan tüm satılmış yöneticiler bilsin ki Gazze halkının yakini imanı, İslam ümmetinin dirilişine vesile olacak ve kirli kapılar arkasında yapılan pazarlıklarını ifşa ederek onları alaşağı edecektir. Karşılaştığımız tablo ‘Siyonizmle; ekonomik, ticari ve askeri savaştan başka yol kalmamıştır’ sözünü icraata dökecek bir devletler birliği kurma zamanıdır. Zaman İsrail’in pervasızlığına topyekûn karşı koyma zamanıdır. Ey İslam ümmetinin onurunu kendi onuru görenler! Ey Gazze’nin çocuklarının kanını kendi çocuklarının kanından ayırmayanla yapmaya gücünüz yettiği halde yapmadıklarınızdan da sorumlusunuz. Ey Müslümanlar bugüne kadar yaptıklarımız soykırımı durdurmaya yetmedi. Artık bedeli ne olursa olsun büyük kitlesel organizasyonlar yapmanın zamanı gelmiştir. Ülkemiz idarecileri de dâhil olmak üzere dünya üzerinde bulunan devletler, kurum ve kuruluşlara sesleniyoruz; küçücük bebeklere hangi suçlarından dolayı öldürüldüğü sorulduğunda söyleyecek bir cevabınız olsun istiyorsanız son şanslarınız. Zulme sessiz kalmak, zulme ortak olmaktır. Bilinsin ki vicdan intifadası başarıya ulaşacak, insanlık onuru siyonizmi yenecektir.”

Etkinlik, yapılan dua ile sona erdi. (İLKHA)