Gazze soykırımında iki yıl içinde 20 bin Filistinli esir alındı, 77 mahkûm şehit edildi

Siyonist rejimin soykırım savaşı boyunca 20 binden fazla Filistinli esir alındı, aralarında gazeteciler, doktorlar ve çocuklar da bulunuyor. Cezaevlerinde en az 77 esir şehit olurken, onlarcası hâlâ kayıp.
Ramallah'taki esir kurumları, siyonist rejimin Gazze'ye yönelik iki yıldır süren soykırım saldırılarıyla birlikte Filistinlilere karşı uyguladığı kitlesel alıkoyma ve işkence politikasının boyutlarını açıkladı. Paylaşılan verilere göre, soykırımın başlangıcından bu yana Batı Şeria ve Kudüs dâhil 20 bin Filistinli esir alındı. Bu sayıya, esir alınıp daha sonra serbest bırakılanlar da dâhil.
Esir alınanlar arasında 1600 çocuk, 595 kadın, 202 gazeteci ve 360 sağlık çalışanı bulunuyor. Gazetecilerden ikisi -Nidal el-Vahidi ve Heysem Abdulvahid- hâlâ kayıp. Sağlık personelinden üçü, gördükleri ağır işkenceler sonucu şehit oldu: İyad er-Rentisi, Adnan el-Berş ve Ziyad ed-Dellu.
Raporlarda, cezaevlerinin "ölüm kamplarına" dönüştüğü ve işgal yönetiminin sistematik işkence, tecrit, aç bırakma ve cinsel saldırı yöntemlerine başvurduğu belirtiliyor. En az 77 esirin şehit olduğu, bunlardan 74'ünün naaşının siyonist rejim tarafından hâlâ teslim edilmediği ifade edildi. Gazze'den alıkonulan onlarca kişinin ise akıbeti bilinmiyor.
İnsan hakları örgütlerine göre, işgalciler tutsaklara yönelik işkenceleri "yasal" hâle getirmek için sözde "idari tutuklama" uygulamasını yaygınlaştırdı. Bugün itibarıyla siyonist cezaevlerinde 11 binden fazla Filistinli esir bulunuyor; bunların 3 bin 544'ü hiçbir suçlama olmaksızın "idari tutuklu" statüsünde. Ayrıca 2 bin 673 kişi, "yasa dışı savaşçı" olarak sınıflandırılarak hukuk dışı koşullarda tutuluyor.
Hak örgütleri, "Sde Teiman" kampının ve Remle Cezaevi'ndeki yeraltı "Rekefet" bölümünün, Gazze'den getirilen tutuklulara yönelik sistematik işkence merkezlerine dönüştüğünü bildirdi. Esirlerden alınan tanıklıklara göre, aç bırakma, dayak, cinsel saldırı, hastalık bulaştırma ve ölüm tehditleri günlük bir rutin hâline geldi.
Esir kurumları, uluslararası topluma "sükûtu bozma" çağrısında bulunarak, yaşananların açık bir soykırım ve insanlığa karşı suç teşkil ettiğini vurguladı: "Zindanlarda yürütülen bu yok etme politikası, Gazze'deki soykırımın bir uzantısıdır. Sessiz kalan her devlet, bu suçun ortağıdır." (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Siyonist işgal rejimi güçlerinin Kudüs’ün kuzeyinde yer alan Kalendiya ve er-Ram bölgelerinde açtığı ateş sonucu 2 Filistinlinin yaralandığı bildirildi.
Mardin'in Artuklu ilçesinde halk ve medrese öğrencileri bir araya gelen HAMAS liderlerinden Sami Ebu Zuhri, burada yaptığı konuşmada, "İşgal rejimi ve onlara destek veren şer güçler, HAMAS'la anlaşmaya varmaları HAMAS'ı bir güç olarak kabul ettiklerinin itirafıdır. Trump'ın kendisi bile anlaşmada HAMAS'ı terör olarak kabul ettiği halde bu uzlaşıyla ilgili HAMAS'ın beyanını aldı ve sosyal medyada kendi hesabından bunu yayımladı." dedi.
HAMAS'ın gece saatlerinde 4 işgalci esirin cenazesini teslim etmesinin ardından, Refah Sınır Kapısı’nın bugün yeniden açacağı belirtildi.
HAMAS ile işgal rejimi arasında varılan anlaşmanın ardından 7 işgalci bugün Kızılhaç'a teslim edildiği belirtildi.