Gazze'de açlığın toplu imha silahı olarak kullanılması soykırım suçu

BM uzmanları, siyonist rejimin Gazze'de açlığı sistematik bir şekilde kullanarak Filistin halkını fiziksel olarak yok etmeye çalıştığını vurguladı. Uzmanlara göre, bu uygulamalar uluslararası hukuka göre açık bir soykırım suçu anlamına geliyor.
Birleşmiş Milletler uzmanları, siyonist rejimin Gazze'de yürüttüğü soykırım savaşını sert bir dille kınayarak, açlığın bir silah olarak kullanıldığını ve bunun insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğunu belirtti. Açıklamada, uluslararası toplumun bu vahşet karşısında sergilediği sessizlik ve "tarihî boyuttaki" ihmalkârlık da açık şekilde eleştirildi.
BM uzmanları tarafından yapılan açıklamada, siyonist rejimin son dönemdeki zorla yerinden etme emirlerinin, uluslararası yardım ağlarının son kalan merkezlerini hedef aldığı, bunun son örneğinin de Filistin Kızılayı'na yönelik ölümcül hava saldırısı olduğu ifade edildi. Uzmanlar, siyonist rejimin açlığı sistematik ve kasıtlı olarak kullandığını, bunun da uluslararası hukuka göre açık bir soykırım suçu olduğunu vurguladı.
Açıklamaya göre, Gazze'de yarım milyondan fazla insan doğrudan açlıkla karşı karşıya, geri kalan nüfus ise acil düzeyde yetersiz beslenmeyle mücadele ediyor. 320 bini aşkın beş yaş altı çocuk, ağır beslenme bozukluğu yaşıyor.
Uzmanlar, "Gazze halkı –başta çocuklar olmak üzere– gıdaya, suya, sağlık hizmetlerine ve barınağa ulaşamamanın doğrudan sonucu olarak kitlesel biçimde ölüyor" diyerek, sözde "insani aralar" ve hava yoluyla yardım bırakmanın bu felaketi durdurmaya yeterli olmadığını ifade etti. Yardımların kesintisiz ve sınırsız şekilde bölgeye girişine izin verilmesi gerektiğini vurguladılar.
Siyonist rejimin yardımlara uyguladığı yasa dışı kısıtlamaların, Filistin halkının fiziksel olarak yok edilmesine neden olan yaşam koşullarını oluşturduğunu belirten uzmanlar, bunun soykırım suçunu teşkil ettiğini ve uluslararası hukukta cezalandırılması gerektiğini ifade etti.
Ayrıca, BM uzmanları siyonist rejimin Gazze halkını "tüm imkânları kullanarak" yok etmeye çalıştığını ve insani yardım almak için sıraya giren binlerce Filistinlinin işgalciler tarafından katledildiğini kaydetti.
Ayrıca siyonist rejimin, Gazze halkını Mısır sınırına yakın sözde "insani şehir" adı altında toplama kamplarına benzer koşullara zorlamasının, halkı zorla vatansızlaştırma girişimi olduğunu belirttiler.
BM uzmanları, uluslararası toplumun harekete geçmemesi halinde, "Bir daha asla" ifadesinin anlamını yitireceğini ve bunun soykırımı önleme sözü değil, Filistin halkının yok oluşuna tanıklık eden bir itiraf olacağını vurguladı.
Uzmanlar, özellikle ABD ve Batılı devletlerin siyonist rejimi silahlandırmaya ve ekonomik olarak desteklemeye devam ederek bu soykırımın mümkün hale gelmesinden doğrudan sorumlu olduklarını da ifade etti. Avrupa Birliği'nin ise insan hakları ihlallerine rağmen siyonist rejime karşı herhangi bir yaptırım uygulamaması eleştirildi. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Gazze'de süren soykırıma tepki gösteren binlerce kişi, Ağrı'nın Patnos ilçesinde düzenlenen yürüyüşte "Özgür Filistin" sloganları attı.
Siyonist işgal rejimi güçlerinin Kudüs’ün kuzeyinde yer alan Kalendiya ve er-Ram bölgelerinde açtığı ateş sonucu 2 Filistinlinin yaralandığı bildirildi.
Mardin'in Artuklu ilçesinde halk ve medrese öğrencileri bir araya gelen HAMAS liderlerinden Sami Ebu Zuhri, burada yaptığı konuşmada, "İşgal rejimi ve onlara destek veren şer güçler, HAMAS'la anlaşmaya varmaları HAMAS'ı bir güç olarak kabul ettiklerinin itirafıdır. Trump'ın kendisi bile anlaşmada HAMAS'ı terör olarak kabul ettiği halde bu uzlaşıyla ilgili HAMAS'ın beyanını aldı ve sosyal medyada kendi hesabından bunu yayımladı." dedi.
HAMAS'ın gece saatlerinde 4 işgalci esirin cenazesini teslim etmesinin ardından, Refah Sınır Kapısı’nın bugün yeniden açacağı belirtildi.