Siyonist rejimin 2025 ateşkes anlaşmasıyla belirlediği "sarı hat", Gazze Şeridi'nin yarısından fazlasını fiilen yasak bölgeye çeviriyor. Filistinliler, evlerinin birkaç yüz metre ötesine bile yaklaşırken ölüm riskiyle karşı karşıya kalıyor.

Ekim 2025'te imzalanan ateşkes anlaşmasının ardından siyonist rejim, Gazze'nin içlerinde bir hat belirleyerek askerî birliklerini bu sınırın gerisine çektiğini duyurmuştu. Ancak pratikte bu hat, 2 ila 7 kilometre derinliğe sahip geniş bir "ölüm şeridi"ne dönüştü ve Filistinlilerin evlerine, tarlalarına ve mahallelerine geçişi tamamen yasaklandı. Bölge, Gazze'nin yaklaşık yüzde 52–58'ine tekabül ediyor.

Başlangıçta sadece haritalarda tanımlanan bu sınır, daha sonra bölge boyunca yerleştirilen büyük sarı beton bloklarla işaretlendi. Böylece hat, sahada görünür bir "askerî tampon bölge" hâline getirildi. Sınır; kuzeyde Beyt Hanun ve Beyt Lahiya'dan başlayıp Gazze kentinin doğusundaki Şucaiyye, Tuffah ve Zeytun üzerinden güneye, Han Yunus ve Refah'ın doğusuna kadar uzanıyor.

Ateşkes yürürlükte ama saldırılar sürüyor

Ateşkesin 10 Ekim 2025'te yürürlüğe girmesinden bu yana, işgalcilerin bölge sakinlerine yönelik saldırıları devam ediyor. Hat boyunca konuşlu birlikler, Filistinlilere yaklaşmaları hâlinde doğrudan ateş açıyor. Bu süreçte 356 Filistinli şehit oldu; saldırıların bir kısmı belirtilen hattın dışında gerçekleşti.

20 Kasım'da hattın yaklaşık 300 metre genişletilmesiyle çok sayıda aile kuşatma altında kaldı ve bölgeden çıkamadı. Resmî kaynaklar, ateşkesin ilanından bu yana en az 80 ihlalin kayda geçtiğini, bunlar arasında topçu ateşi, doğrudan atış, insansız hava araçlarıyla saldırı ve yoğun hava bombardımanı bulunduğunu açıkladı.

18 Ekim'de Zeytun Mahallesi'nde evlerini kontrol etmek isteyen aralarında 7 çocuk bulunan Ebu Şaban ailesinden 11 kişi siyonist rejim tarafından hedef alınarak şehit edildi. Refah ve Han Yunus'un doğusunda da topçu ve hava saldırıları yoğun şekilde devam etti.

Hat gerisinde ortaya çıkan silahlı gruplar

Sarı hattın gerisinde, 2025 yılı boyunca ortaya çıkan işbirlikçi çetelerin varlığı dikkat çekiyor. Güvenlik boşluğunun derinleştiği bu bölgelerde çeteler sivillere zarar veren faaliyetlerle gündeme geldi.

Refah'ta Yaser Ebu Şebab'ın liderliğinde kurulan "Halk Güçleri" grubu, yardım konvoylarını yağmaladı. Siyonist rejim basını, grubun işgalcilerle koordinasyon içinde olduğunu belirtti. Ebu Şebab, geçtiğimiz günlerde hedef alınarak öldürüldü.

Han Yunus'ta Hüsam el-Esat'ın yönettiği "Terörle Mücadele Gücü" adlı yapı, siviller için yasaklanan bölgelerde görüntülendi. Gazze'deki İçişleri Bakanlığı, Esat'ın siyonist rejimle iş birliği yaptığını belirtti.

Gazze kentinin doğusunda, özellikle Şucaiyye'de Rami Hales liderliğinde bir başka grup ortaya çıktı. Kuzeyde ise Eşref el-Mensi'nin komutasındaki "Halk Ordusu", Beyt Hanun ve Beyt Lahiya çevresinde etkinlik göstermeye başladı.

İşgal basınına göre bu gruplar, siyonist rejimin iç istihbarat birimi Şabak ve orduya bağlı 8200 Birimi tarafından desteklendi. (İLKHA)