HAMAS, Şifa Hastanesi bahçesindeki basın çadırına yönelik hava saldırısında gazetecilerin şehit edilmesini "uluslararası hukuku ve insani değerleri ayaklar altına alan bir savaş suçu" olarak nitelendirdi.

HAMAS, Gazze'nin batısındaki Şifa Hastanesi bahçesinde bulunan basın çadırına düzenlenen saldırıda Al Jazeera muhabirleri Enes el-Şerif ve Muhammed Kurayka'nın yanı sıra fotoğrafçılar İbrahim Zahir ve Muhammed Nufel, gazeteci Muhammed Halidi ve kameraman Mümin Aliyve dahil olmak üzere toplam 7 kişinin şehit edilmesini sert bir açıklamayla kınadı.

Açıklamada, "Siyonist rejimin faşist ordusu, Enes el-Şerif ve Muhammed Kurayka başta olmak üzere Al Jazeera'nın cesur gazetecilerini kasten hedef alarak katletmiştir. Bu vahşi saldırı, faşizm ve suç sınırlarını aşan bir barbarlıktır" denildi.

HAMAS, bu saldırının dünyada herhangi bir savaşta gazetecilere yönelik en geniş çaplı katliam zincirinin parçası olduğuna dikkat çekerek, "232 gazeteci, soğukkanlılıkla ve kasıtlı olarak işgalciler tarafından öldürüldü" ifadesini kullandı.

Açıklamada, şehit Enes el-Şerif'in özel rolü şu sözlerle anıldı:

"El-Şerif, Gazze'deki açlık ve kuşatma gerçeğini dünyaya aktaran, kamerasıyla işgalin dayattığı açlık sahnelerini ifşa eden örnek bir gazeteciydi."

HAMAS, saldırıların öncesinde işgalci ordunun sözcüleri tarafından Filistinli gazetecilere, aralarında el-Şerif ve Kurayka'nın da bulunduğu isimlere açık tehditler yöneltildiğini hatırlattı:

"Bu tehditler, onların mesleki görevlerinden vazgeçmelerini sağlamak içindi. Ancak susturamayınca, faşist yöntemlerle infaz ettiler."

Açıklamada, gazetecilerin susturulmasının Gazze'de planlanan daha büyük bir katliamın habercisi olduğu uyarısında bulunuldu:

"Medyanın sesini keserek kenti yalnız bırakmak, sivillere karşı yeni ve daha büyük suçlar işlemeyi kolaylaştıracaktır."

HAMAS, uluslararası basına ve medya kuruluşlarına çağrıda bulunarak, "Bu vahşeti durdurmak, gerçeğin sesini daha gür çıkarmak için dünyadaki tüm gazeteciler sessiz kalmamalıdır" dedi.

Açıklama, Birleşmiş Milletler ve özellikle BM Güvenlik Konseyi'ne ise "Bu suçu açıkça kınayın, işgalcilerin hukuksuzluklarını durdurun ve sorumluları yargı önüne çıkarın" çağrısıyla sona erdi. (İLKHA)