HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, siyonist işgal rejiminin Filistin'deki işgalinin sona erdirilmesi ve Gazze'deki soykırımın durdurulmasını içeren "Gazze Beyannamesi"ni kamuoyuyla paylaştı.
HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, siyonist işgal rejiminin soykırım suçlarının durdurulması ve işgalin sona ermesine yönelik hazırladıkları "Gazze Beyannamesi"ni İstanbul'da düzenlediği basın toplantısıyla paylaştı.
İşgalci siyonist rejimin Gazze'de işlemiş olduğu soykırımı durdurmak için birçok girişimlerde bulunduklarını belirten Yapıcıoğlu, işgalin sona ermesiyle ilgili Türkiye genelinde siyasetçi ve kanaat önderiyle görüştüklerini kaydetti.
Siyonist zulmün sona ermesiyle ilgili yapmış oldukları çalışmalara değinen Yapıcıoğlu, "Aksa Tufanı Operasyonu'ndan sonra Türkiye genelinde 32 ilde siyasetçi, kanaat önderi ve STK temsilcilerinden oluşan 250'den fazla kişiyle birebir görüştük. Bu görüşmelerde yapılan istişareler sonucunda başta Gazze'deki mevcut durum olmak üzere Filistin ve Kudüs Davası için yapılabilecekler konusunda şu ortak görüş ve kanaatler öne çıkmıştır. Bu görüş ve kanaatleri 11 başlık altında toplamaya çalıştık. Bu başlıklardaki içeriğinin bir özetini burada size ifade edeceğim. Geniş ve detaylı halini de yazılı olarak sizlere vereceğiz…" dedi.
"Sivil Toplum Meclisi adıyla bir ortak platform oluşturulmalıdır"
Sivil toplum kuruşları ve siyasi partilerin üzerine düşen görevlerini hatırlatan Yapıcıoğlu, "Âlimlerimiz, kanaat önderlerimiz, STK, siyasi parti ve bütün kurumlarımız; Kudüs'ün ortak paydamız, ortak görev ve sorumluluğumuz olduğunun şuurunda olmalıdır. Gazze'deki işgal ve soykırım saldırılarının sona erdirilmesi için bütün kurumlar arasında 'Sivil Toplum Meclisi' adıyla bir ortak platform oluşturulmalıdır. Buradaki istişareler sonucunda kısa, orta ve uzun vadede bir eylem planı ortaya çıkarılmalı ve acilen pratiğe geçirilmelidir." ifadelerin kullandı.
"Âlimlerimiz, her daim halkın içinde olmalı ve bu mücadelede öncülük etmelidir"
Alimlerin Gazze meselesinde üzerlerine düşen vazifelerinin olduğuna vurgu yapan Yapıcıoğlu, "Âlimlerimiz, her daim halkın içinde olmalı ve bu mücadelede öncülük etmelidir. Âlimlerimiz Kur'an-ı Kerim'de hikâyeleri ve tıynetleri uzun uzadıya anlatılan yahudiler ve siyonizm üzerinde araştırmalar yaparak bu konuda halkı aydınlatmalı. Âlimlerimiz, halkta Kudüs davası şuurunun oluşması, işgale karşı mal ve can ile mücadele ve cihat ruhunu oluşturmalıdır. siyonist işgale destek veren şirket ve markalara karşı boykot fetvası vermeli ve bunun uygulanmasını sağlamalıdır." dedi.
"Kudüs Davası konusundaki her türlü çalışma değerli ve kıymetlidir"
Siyonizm tehlikesine karşı kamuoyunun bilinçlendirilmesine yönelik her türlü etkinliğin yapılmasının önemine vurgu yapan Yapıcıoğlu, "Kudüs Davası konusundaki her türlü çalışma değerli ve kıymetlidir. Bu çalışma ve etkinliklerin dozajı, büyüklüğü, sürekliliği ve çeşitliliğinin artırılması sağlanmalıdır. Miting, konferans, panel, seminer, basın açıklamaları, bildiriler, resim sergileri, TV ve radyo programları, sosyal medya çalışmaları, yürüyüşler, yardım ve imza kampanyaları, camilerde dua, cuma namazı sonrası etkinlikler, sosyal farkındalık çalışmaları vb. etkinlikler düzenlenmeli, Filistin Davası anlatılmalı ve siyonizmin tehlikeleri hakkında kamuoyu bilgilendirilmeli ve bilinçlendirilmelidir." şeklinde konuştu.
"Gazze'ye insani yardım bir an önce ulaştırılmalıdır"
Gazze'ye insani yardımların ivedilikle ulaştırılması gerektiğinin altını çizen Yapıcıoğlu, "Mümkün olan en geniş katılım ile havadan, karadan ve denizden Gazze'ye insani yardım bir an önce ulaştırılmalıdır. Refah Sınır Kapısı'nın insani yardıma açık tutulması için Mısır'a baskı yapılmalıdır. Gazze'ye yönelik başlatılan yardım kampanyalarına destek verilmelidir." dedi.
"Boykot, bir tercih değil dünyevi ve uhrevi bir görev ve sorumluluktur"
Siyonist soykırım çetesine karşı başta hükümet olmak üzere tüm ticari kurum ve kuruluşların boykota katılım sağlaması gerektiğini belirten Yapıcıoğlu, "Boykot, bir tercih değil, dünyevi ve uhrevi bir görev ve sorumluluktur. İşgalci israille mücadelede büyük bir etkiye sahip olduğu bilinmeli ve bu halka kavratılmalıdır. Bu boykotun etkin olması için bütün yol ve yöntemler, araç ve gereçler kullanılmalıdır. Hükümetin, ticari kurum ve kuruluşların da boykota katılımı sağlanmalıdır. Belli bir süre için değil, işgal sürdüğü müddetçe boykotun devam etmesi sağlanmalıdır." ifadelerini kullandı.
"Mescid-i Aksa ve Kudüs ile olan tarihi, kültürel ve inanç bağlarımız eğitim müfredatına eklenmelidir"
Mescid-i Aksa'nın ve Kudüs'ün tarihi, kültürel ve inanç bağlarının eğitim müfredatına eklenmesinin önemine vurgu yapan Yapıcıoğlu, "Aksa Tufanı ile küreselleşen ve gündeme giren Kudüs Davasının çocuklarımıza, gençlerimize kavratılması için bir fırsat olduğu görülmelidir. Mescid-i Aksa ve Kudüs ile olan tarihi, kültürel ve inanç bağlarımız eğitim müfredatına eklenmelidir. Bilinçlendirme çalışmaları kapsamında toplumun tüm kesimlerini kapsayacak etkinlikler artırılarak devam ettirilmelidir." dedi.
"Gerçeklerin anlık ve doğru bir şekilde dünyaya duyurulması için ortak bir 'Medya Bilgi Havuzu' kurulmalıdır"
Gazze'de basın mensuplarına yönelik siyonist işgal rejiminin cinayetlerine dikkati çeken Yapıcıoğlu, "siyonist işgalci israilin Gazze'de internet erişimini kesmesi, sosyal medya platformları üzerinde baskı kurmaya çalışması, medya ofis ve bürolarını bombalaması, şu ana kadar 130'un üzerinde basın mensubunu şehit etmesi, medyayı susturarak yaptığı soykırım ve vahşetin üstünü örtme çabasıdır. Yapılan bu soykırımın ifşası ve insanlığa gösterilmesi medya ile mümkündür. Gerçeklerin anlık ve doğru bir şekilde dünyaya duyurulması için ortak bir 'Medya Bilgi Havuzu' kurulmalıdır. Bu havuzda toplanan bilgiler ve görüntüler, Gazze ile ilgili yapılan bütün etkinlikler, sosyal medya, basın ve medyada yoğun bir şekilde gündem edilmelidir." ifadelerini kullandı.
"Milletvekilleri Meclis'i, Meclis de hükümeti harekete geçirmelidir"
Milletvekillerinin, Meclis'in ve hükümetin Gazze'deki soykırıma son vermesi için sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğine vurgu yapan Yapıcıoğlu, "Milletvekilleri Meclis'i, Meclis de hükümeti harekete geçirmelidir. Milletvekilleri Gazze'deki soykırımın durdurulması için Refah Sınır Kapısı'na gitme dâhil farklı eylem ve etkinliklerle Gazze'de yaşanan katliam ve soykırımı durdurmaya ve dünyaya anlatmalıdır. Filistin ile Türkiye arasında 2018'de imzalanan Güvenlik İş Birliği Anlaşması 2021 yılında Resmî Gazetede yayımlandı. Hükümet, bu anlaşmanın gereğini yapmaya davet edilmeli ve bu anlaşmanın pratik olarak hayata geçirilmesi için çalışmalar yapılmalıdır." dedi.
"Direnişin unsurları olan HAMAS ve diğer gruplarla direk ve resmi ilişkiler kurulmalı"
Türkiye'nin siyonist işgal rejimiyle diplomatik, ekonomik, siyasi ve askeri ilişkilerini kesmesi gerektiğini belirten Yapıcıoğlu, "Filistin mücadelesine başta insani yardım olmak üzere hukuki, siyasi, diplomatik, askeri ve bütün ihtiyaçların karşılanması için çaba göstermelidir. Direnişin unsurları olan HAMAS ve diğer gruplarla direk ve resmi ilişkiler kurulmalı, her alanda direnişi destekleme ve yardımlaşma içinde olmalıdır. Türkiye, kendisine ve insanlığa karşı tehditler içeren siyonist işgalci israil ile diplomatik, ekonomik, siyasi ve askeri ilişkilerini kesmelidir. Hava sahamızı ve limanlarımızı, işgalci rejime gidecek ve gelecek her türlü uçak ve gemiye kapatmalıdır." şeklinde konuştu.
"Kudüs ve Filistin Davası' konulu bir zirve yapmalıdır"
Türkiye'nin İslam dünyasıyla birlikte siyonist işgalci israile karşı caydırıcı ve işgali sona erdirecek somut kararlar alıp uygulaması gerektiğini ifade eden Yapıcıoğlu, "Ümmetin birliği esastır ve fitne haramdır. Çözüm ise İttihad–ı İslam'dır. Kudüs Davası birleştirici bir ruha sahiptir. İşgalci israili güçlü ve pervasız kılan, Müslümanların birlikte yoksun olmalarıdır. Türkiye İstanbul'da, İslam dünyasıyla ve küresel siyonizmin rehin alamadığı diğer ülkelerle 'Kudüs ve Filistin Davası' konulu bir zirve yapmalıdır. Arap Birliğine üye ülkeleri, İslam İşbirliği Teşkilatı, D8 ülkeleri ve siyonizm karşıtı ülkeler toplanarak siyonist işgalci israile karşı caydırıcı ve işgali sona erdirecek somut kararlar almalı ve uygulamalıdır." ifadelerine yer verdi.
"Türkiye'de yargılanabilmelerinin önünün açılması için Adalet Bakanlığı tarafından savcılara gerekli talimat verilmelidir"
HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, siyonist soykırımcı çetelerin yargılanması için gerekli hukuki sürecin başlatılması gerektiğini belirterek şunları kaydetti:
"Netanyahu, kabinesi ve soykırım suçunu işleyen işgal kuvvetlerinin yargılanmaları için gerekli hukuki girişimlerde bulunulmalıdır. Türkiye'de de yargılanabilmelerinin önünün açılması için Adalet Bakanlığı tarafından savcılara gerekli talimat verilmelidir. Lahey'de açılan Soykırım Davası'na her türlü destek verilmeli, Mavi Marmara Dosyası yeniden açılarak yargılanma devam etmelidir. Siyonizm ve siyonistlerin bölge barışının önündeki en büyük engel ve dünya barışına büyük bir tehdit oldukları ısrarla işlenmelidir. Bu ısrar; siyonizmin en tehlikeli terör örgütü olarak kabul edilmesine kadar devam ettirilmelidir." (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
HÜDA PAR Bingöl İl Başkanlığı'nın düzenlediği basın açıklamasında, "Gazze'de yaşananlar tüm dünyanın imtihanı olmaya devam ederken, İslam alemi bu imtihanda kardeşlik sınavını vermekten aciz kalmıştır." denildi.
Gazze ve Ortadoğu coğrafyasında İslam beldelerine yönelik siyonist işgalcilerin yapmış olduğu zulüm ve soykırımı tel’in etmek üzere HÜDA PAR Osmaniye İl Başkanlığı cuma namazı çıkışı basın açıklaması gerçekleştirdi.
Peygamber Sevdalıları Adana Derneği tarafından Gazze'de yaşanan soykırıma dikkat çekmek amacıyla düzenlenen basın açıklamasında, "siyonist rejimin soykırımına karşı acil adımlar atılmalıdır" ifadeleri kullanıldı.
İşgalci siyonist rejimin Gazze'ye düzenlediği saldırılarda şehid olan Filistinlilerin sayısının 43 bin 259'a yükseldiği belirtildi.