Resmî veriler, siyonist rejimin işgal altındaki Batı Şeria'da Filistinlilere saldıran Yahudi çetelere karşı son iki yıldır tek bir iddianame bile hazırlamadığını ortaya koydu. İnsan hakları örgütleri, bu durumu "cezasızlık politikası" olarak nitelendiriyor.

İşgal polisinin yayımladığı resmî verilere göre, Batı Şeria'da Yahudi çetelerin Filistinlilere yönelik şiddet eylemleriyle ilgili açılan soruşturma dosyaları son iki yılda yaklaşık yüzde 70 oranında azaldı.

İşgal basınının aktardığına göre, 2024 yılı boyunca hiçbir Yahudi hakkında dava açılmadı, oysa bölgede Yahudi çetelerin saldırıları hem yerel hem de uluslararası insan hakları kuruluşları tarafından defalarca belgelendi.

Veriler, aşırı sağcı İç Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir yönetimindeki polisin yerleşimcilere karşı son derece hoşgörülü bir politika izlediğini gösteriyor. 2022 yılında 235 olan soruşturma dosyası sayısı, 2024'te yalnızca 60'a düştü. Bu da iki yılda yüzde 73'lük bir gerilemeyi ifade ediyor.

Ayrıca 2023 yılında açılan dosyaların yalnızca yüzde 10'u iddianame aşamasına ulaşırken, çoğu dosya "delil yetersizliği" veya "kamu yararı yok" gerekçeleriyle kapatıldı. Belgelenen suçlar arasında fiziksel saldırı, mala zarar verme, Filistinlilere ateş açma, tehdit ve kamu düzenini bozma gibi vakalar yer alıyor.

Resmî istatistikler ayrıca şiddet olaylarında da azalma gösteriyor gibi görünse de, insan hakları örgütleri bunun gerçek bir azalmadan değil, kayıtların kasıtlı olarak örtbas edilmesinden kaynaklandığını savunuyor. Buna göre 2022'de 83 olan saldırı vakası 2024'te 30'a, mülk tahribi 56'dan 21'e, silahlı saldırılar ise 13'ten 4'e düşmüş görünüyor.

Siyonist rejim içindeki ve dışındaki insan hakları örgütleri, bu tabloyu "cezasızlık kültürünün derinleşmesi" olarak değerlendiriyor. Yapılan açıklamalarda, işgal yönetiminin Yahudi çetelere fiilî dokunulmazlık tanıdığı, buna karşılık Filistinlilerin en küçük direniş eylemlerinde dahi ağır cezalarla karşılaştığı vurgulandı.

Bu durum, Batı Şeria'da son iki yıldır hızla artan Yahudi çete saldırılarıyla birlikte, Filistinlilere yönelik sistematik ayrımcılığın kurumsallaştığını bir kez daha gözler önüne seriyor. (İLKHA)