Mavi Marmara Gazisi Tunç: Bu sinsi plan, Filistin direnişini yok etme çabalarının yeni bir sürümüdür

Mavi Marmara gazisi Mehmet Tunç, ABD'nin sözde Gazze Barış Planı'nı siyo-emperyal tahakkümün Ortadoğu'da yeni perdesi olduğunu belirterek, Türkiye'ye ve dünya kamuoyuna somut adımlar atma çağrısında bulundu.
Kürecik NATO Radar Üssü'ne Hayır İnisiyatifi, Malatya'da cuma namazı sonrası Kernek Karagözlüler Camii bahçesinde bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Kitle adına açıklamayı yapan Mavi Marmara Gazisi Mehmet Tunç, yaklaşan 7 Ekim Aksa Tufanı operasyonunun yıl dönümünü hatırlatarak Gazze halkının direnişini selamladı.
Öncelikle Aksa Tufanı operasyonunun yıl dönümüne işaret eden Tunç, "Bildiğiniz gibi önümüzdeki 7 Ekim Aksa Tufanı operasyonunun yıl dönümü. Bu vesileyle 2 yıldır başta büyük şeytan ABD olmak üzere birçok Avrupa ülkesinin ve işbirlikçi İslam ülkelerinin desteğini arkasına alan siyonist rejimin vahşi saldırıları karşısında izzetli bir direniş sergileyen Gazze halkını selamlıyoruz. Yüce Allah'tan şehitlerimize rahmet ve gazilerimize de acil şifa niyaz ediyoruz. Bu vahşi soykırımı gerçekleştiren siyonist rejimi ve ortaklarını da lanetliyoruz." dedi.
"Bu sinsi plan, Filistin direnişini yok etme çabalarının yeni bir sürümünden ibarettir"
Ardından ABD Başkanı Trump tarafından açıklanan 20 maddelik sözde "Gazze Barış Planı"na değinen Tunç, "Dünyanın gözleri önünde Gazze'de tüm bu katliamlar olurken ve çocuklar ablukadan dolayı açlıktan ölürken, geçtiğimiz günlerde ABD Başkanı kumarbaz Trump, 20 maddelik sözde 'Gazze Barış Planı'nı ilan etti. Bu sinsi plan, Filistin direnişini yok etme çabalarının yeni bir sürümünden ibarettir. Soykırımcıyı aklayan sözde barış planı, Filistin davasını tümüyle tasfiye etmeyi amaçlamakta ve 2 yıldır Filistin direnişi karşısında acziyet yaşayan siyonist rejime sahada elde edemediklerini masada altın tepside sunmaktadır. Katil Netanyahu'nun da itiraf ettiği gibi, bu plan israilin savaş stratejisiyle sonuna kadar uyumludur." ifadelerini kullandı.
"Bu plan siyonist rejim için yeni bir nefes borusunun oluşmasını mümkün kılmıştır"
Planı destekleyen ülkelere tepki gösteren Tunç, "Irkçı israilin dünya halklarının vicdanında mahkûm edildiği ve uluslararası siyasette izole edildiği bir vasatta, böyle bir planın ana çerçevesinin aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 8 bölge ülkesi tarafından onaylanması, siyonist rejim için yeni bir nefes borusunun oluşmasını mümkün kılmıştır. Güçlüyle uzlaşarak güçlünün şerrinden korunmayı amaçlayan bu acziyet yüklü politika, direnişin temsil ettiği şerefli duruşu mücrimleştirmeye katkı sunmanın yanı sıra zulmü harlayan yeni bir siyasi atmosferin öne çıkmasına kapı aralamaktadır." dedi.
"Bu 'teslimiyet planı', sadece ve sadece siyo-emperyal tahakkümün Ortadoğu'da yeni bir perde açmasıdır"
Anlaşmanın maddelerine değinen Tunç, "Bu sözde barış anlaşmasında, HAMAS'a esirleri serbest bırakması için 72 saat verilirken, katil israile herhangi bir zaman koşulu dayatılmamaktadır. Direnişe silahlarını teslim etme şartı koşulurken, işgalci israilin geri çekilmesi muğlak ifadelere bağlanmaktadır. Filistinlilerin zihin yapılarını ve perspektiflerini değiştirmeyi merkeze alırken, israil terör şebekesinin bakış açısına dair en ufak bir eleştiri getirmeyen; Gazze'nin güvenliğini 'Uluslararası İstikrar Gücü'ne devrederken, Filistinlilerin failliklerini hiç sayan yeni-sömürgeci bir anlatıyı besleyen bu 'teslimiyet planı', sadece ve sadece siyo-emperyal tahakkümün Ortadoğu'da yeni bir perde açmasıdır." şeklinde konuştu.
"Filistin direnişine teslim bayrağı açtırma girişimleri büyük bir utanç olmanın yanı sıra mevcut düzendeki iş birliklerini de ortaya koymaktadır"
Açıklamasının devamında planı kabul eden liderleri eleştiren Tunç, "Ne acıdır ki bu plana teşne olan ülke liderleri, yönetim pratiğinden yeniden inşa planlarına, silahsızlanmadan ekonomik sömürüye kadar pek çok maddeye itiraz etmeleri gerekirken, planın açıklanmasının hemen ardından 'efendiyi tazim' yarışına girmiş ve bu tiyatrodaki rollerini oynamak için tüm benlikleriyle hazır olduklarını ifşa etmişlerdir. Garantör olarak isimleri öne çıkacak olan bu ülkelerin soykırımcıyı mahkûm etmek yerine Filistin direnişine teslim bayrağı açtırma girişimleri büyük bir utanç olmanın yanı sıra mevcut düzendeki iş birliklerini de ortaya koymaktadır." ifadelerine yer verdi.
"Katar'da HAMAS heyetini ikna çabaları, ABD öncülüğünde takip edilen direnişi teslim alma projesine katkı sunmaktadır"
Ayrıca HAMAS'a yönelik baskılara değinen Tunç, "Gazze’nin içinde bulunduğu zor durumu öne sürüp bu planın son şans olduğunu fısıldayarak HAMAS'ı yoğun baskıya maruz bırakanlar, Filistin direnişine yönelik en büyük ihanetin ortakları konumundadırlar. Söz hakkı direnişin iken, kınamalardan başka adım atmayan uzlaşmacı cephe taraftarlarının Filistin’in şerefli evlatlarına akıl hocalığına soyunmaları kendilerinde içkin olan kibir dünyasının dışa yansımasıdır. Bu plana ilişkin son sözü söyleme hakkı HAMAS, FHKC, İslami Cihad gibi tüm direniş gruplarınındır. Katar'da HAMAS heyetini ikna çabaları, ABD öncülüğünde takip edilen direnişi teslim alma projesine katkı sunmaktadır. Unutulmamalıdır ki direnen, Filistin'i emperyalizme karşı savunan bu gruplardan azade bir Filistin mümkün olmadığı gibi, silahların teslimi Filistin'e barıştan çok işgal, baskı ve sömürü getirecektir. Bu bağlamda, diline iki devletli çözümü dolayanlar, Trump'ın metninde zoraki yer alan 'Filistin Devleti'nin Netanyahu'nun hiçbir şekilde gündeminde olmadığını ve Filistin'in geleceğinin tek garantörünün direniş olduğunu anlamak zorundadır." diye konuştu.
"Her türlü emperyalist hedef ve düzene karşı başkaldırıyoruz"
Tunç, "Bizler, direnişin taraftarları olarak Gazze direnişinin her daim yanında olduğumuzu bir kez daha yineliyoruz. Zalimlerin planlarının olduğu bir dünyada onurlu halkların kılıcının keskin olduğuna ve bir gün hesap sorma sırasının ezilen halklara geleceğine iman ediyoruz. Bu anlaşmanın garantörü olarak zikredilen teslimiyetçi zihinlere değil, izzeti tercih eden direnişçilere tüm benliğimizle güveniyoruz. Onların yolunu kendimize rehber edinerek, her türlü emperyalist hedef ve düzene karşı başkaldırıyoruz." dedi.
"siyonist israil filodaki gemilere saldırması vahşi yüzünü tüm dünyaya bir kez daha göstermiştir"
Global Sumud Filosu'na da değinen Tunç, "Bu arada insanlığın küresel vicdan hareketi olan Global Sumud Filosu'na olan desteğimizi yineliyoruz. siyonist israil bu filodaki gemilere saldırıp kardeşlerimizi esir alıp gemileri gasp ederek vahşi yüzünü tüm dünyaya bir kez daha göstermiştir. Başta Türkiye olmak üzere bu filoda bulunan yaklaşık 50 ülkenin vatandaşlarının devletlerinden siyonist israile karşı can yakıcı girişimlerde ve misillemelerde bulunmalarını talep ediyoruz. Başta milletimiz olmak üzere tüm halklardan sokaklara ve meydanlara çıkarak Sumud filosuna desteklerini en güçlü şekilde ortaya koymalarını istiyoruz." ifadelerini kullandı.
"HÜDA PAR'ın Meclis'e sunduğu soykırıma ortak olanların çifte vatandaşlıklarının iptal edilmesine yönelik kanun teklifini bir an önce kabul edin"
Son olarak hükümete seslenen Tunç, "Hükümete de taleplerimizi bir kez daha hatırlatıyoruz. Katil israili besleyen Azerbaycan petrolünün Türkiye üzerinden gitmesini engelleyin! İsraile hileli yollarla devam eden ticareti durdurun! Limanları siyonizme gerçekten kapatın! HÜDA PAR'ın meclise sunduğu, İsrail ordusunda bilfiil görev alıp soykırıma ortak olanların çifte vatandaşlıklarının iptal edilmesine yönelik kanun teklifini bir an önce Meclis'te görüşüp kabul edin. Bu siyonist işgal varlığını tanımaktan vazgeçin ve tüm ilişkileri kesin! siyonist israil'e istihbarat desteği sağlayan Kürecik NATO Radarını ve Amerika'nın hizmetinde olan İncirlik üssünü hemen kapatın. Filistin dostlarını hukuksuz bir şekilde gözaltına almaktan, tutuklamaktan ve yargılamaktan vazgeçin. Filistin konusunda somut ve gerçekçi adımlar atın!" çağrısında bulundu.
"siyonizm ve emperyalizme karşı mücadele eden tüm hareketlerin yanındayız"
Tunç, açıklamayı "Bir kez daha vurguluyoruz ki; Gazze, Lübnan, Yemen ve dünyanın diğer coğrafyalarında siyonizm ve emperyalizme karşı mücadele eden tüm hareketlerin yanındayız. Türkiye'de bu küresel direniş hattının bir parçası olarak sürdürdüğümüz anti-emperyalist ve anti-siyonist mücadeleniz, başta Gazze olmak üzere tüm Filistin özgürleşinceye kadar devam edecektir. Hakkın ve adaletin egemen olacağı bir dünya için yürüyüşümüz uzun soluklu biçimde sürecektir. Rabbimizden niyazımız, bizleri bu yolda sebatkâr ve muvaffak kılmasıdır." sözleriyle sonlandırdı. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Mardin’de üniversite öğrencileri ile akademisyenler, işgal rejimin Küresel Sumud Filosu’na yönelik yaptığı saldırılar, düzenlenen basın açıklamasıyla protesto edildi.
Şanlıurfa’nın Karaköprü ilçesinde Hatice Kübra Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencileri, Gazze’ye insani yardım ulaştırmak için yola çıkan Sumud Filosu'na destek amacıyla okul bahçesinde 'Sumud' yazısı ve gemi figürü oluşturdu. Öğrenciler, bu etkinlik ile Gazze’deki soykırıma dikkat çekerek moral mesajı verdi.
Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde Peygamber Sevdalıları Vakfı tarafından yapılan basın açıklamasında, Gazze’de yaşanan soykırıma dikkat çekilerek 'Sumud Özgürlük Filosuna destek mesajı verildi. Açıklamada, Filistin direnişinde önemli bir kavram olan 'Sumud'un, asla vazgeçmemek ve her şeye karşı direnmek anlamına geldiği vurgulandı.