Memur-Sen teşkilatı; Gazze'de binlerce sivil soykırıma maruz kalırken BM'nin kalıcı çözüm noktasında işlevsiz kalmasını protesto etmek amacıyla BM Ankara Temsilciliği önünde basın açıklaması yapılarak siyah çelenk bırakıldı.
Siyonist işgal rejiminin 7 Ekim'den bu yana özelde Gazze genelde ise tüm Filistin'e yönelik dünyanın gözleri önünde saldırı ve katliamlarına devam ediyor.
Memur-Sen Konfederasyonu tarafından 1 Mayıs öncesi Filistin'de yaşanan soykırıma dikkat çekmek ve BM'nin işlevsiz kaldığını haykırmak için protesto eylemi yapıldı. "Filistin'de Emekçiler 1 Mayıs'ı Soykırım Altında Geçiriyor BM (D)Uyuyor Musun?" sloganıyla BM Ankara Temsilciliği önünde basın açıklaması yapılarak siyah çelenk bırakıldı.
Basın açıklaması Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın tarafından okundu. Yalçın, "Memur-Sen olarak, 1 Mayıs münasebetiyle Gazzeli emekçi kardeşlerimizle dayanışmak, katledilen emekçileri anmak, insan hakları ihlalleri ile savaş ve soykırım suçuna karşı Gazzeli mazlumlarla dayanışmamızı göstermek, Gazze’de yaşanan soykırıma, Filistin’de süren işgale dur demek amacıyla bugün burada, bir kez daha BM’nin önündeyiz." dedi.
Filistin toprakları 1948’den beri siyonist çetenin işgali altında olduğunu hatırlatan Yalçın, "Her geçen gün yerleşimci adı verilen silahlı işgalci çeteler tarafından gasp edilen yerler genişletiliyor, dünya ile bağı işgalci siyonistlerin insafına terkedilen Gazze büyük oranda mülteci kamplarından oluşuyor. Biz buraya Aralık ayında da gelmiş, 'Duyuyor musunuz? Yoksa Uyuyor musunuz, Uyanın ve Katliamı Durdurun' demiştik. O günden bugüne BM soykırımı durdurmaya yönelik cılız da olsa bir somut adım atamayan, aciz bir pozisyonda izleyen bir kurum durumunda." ifadelerine yer verdi.
"7 Ekim’den bu yana Gazze’de yaklaşık 35 bin sivil şehit edildi, 77 bin masum da yaralandı"
Filistin'de yaşanan vahşetin bilançosu ile ilgili bilgi veren Yalçın, "O gün Gazze’de, toplam 17 bin Filistinli masum katledilmiş ve 46 binden fazla masum da yaralanmıştı. Bugün ise bu rakam 2 katını geçmiş durumda. BM ve Uluslararası toplum soykırımı durdurmadığı her gün bilanço daha korkunç bir hal alıyor, vahşetin düzeyi dehşete dönüşüyor. 7 Ekim’den bu yana Gazze’de işgalci israil güçleri tarafından yapılan soykırımda: yaklaşık 35 bin sivil şehit edildi, 77 bin masum da yaralandı. Katledilen Gazzelilerin 24 binden fazlası kadın ve çocuk; Gazze’nin yüzde 70’i yerle bir edildi. Evlerin yüzde 60'ı ticari tesislerin yüzde 80'i, okulların yüzde 90'ı yok edildi. 35 hastaneden 24’ü bombalandı ve sadece 11’i -o da kısmen- çalışıyor. 267 ibadethane bombalandı, Su kuyularının yüzde 83’ü çalışmaz hale getirildi." şeklinde belirtti.
"Vahşet o kadar büyük ki gelen haberler ve görüntüler kan dondurucu"
Açıklamasının devamında Yalçın, şunları aktardı:
"Vahşet o kadar büyük ki gelen haberler ve görüntüler kan dondurucu. İnsanların canlı canlı toprağa gömüldüğü, buldozerlerle bedenlerinin paramparça edildiği, gözaltında işkencelerle katledildiğini görüyoruz. Enkazların altında kalanların çıkarılmasına, katledilmiş cenazelerin alınmasına dahi izin verilmiyor. Savaş suçu sayılan fosfor bombaları kullanıyor. Sivil yerleri hedef alıyor: Hastaneleri, ambulansları, sağlık görevlilerini, yardım görevlilerini, su kuyularını, jeneratörleri, basını, otelleri, okulları, eğitimcileri ve siyasileri hedef alıyor. Bizzat BM’nin gözetiminde olan mekanları vuruyor, yardım için toplananları katlediyor, pazar yerlerini bombalıyor, sivil altyapıyı yok ediyor, insani yardımları engelliyor, elektrik, su, gıda girişine izin vermiyor. Kitlesel katliamlar gerçekleştirirken bir yandan da kıtlık ve açlıkla, sağlığa erişimi engelleyerek, yaralıların tedavisine izin vermeyerek, kitlesel ölümleri hedefliyor. Ve bunların hiç birini de gizlemiyor, bütün dünya bunları canlı yayında izliyor."
"İşgalciler Gazze’de istikrar kazanmış bir şekilde insancıl hukuku ihlal etmekte, soykırım ve savaş suçları işlemektedir"
Filistin'de soykırım ve savaş suçuna karşı uluslararası hukukun aciz olduğunu aktaran Yalçın, "Bir devlet terörü olarak örgütlenmiş yapısıyla israil, Gazze’de istikrar kazanmış bir şekilde insancıl hukuku ihlal etmekte, soykırım ve savaş suçları işlemektedir. Gerek; hasta ve yaralılarının vaziyetlerinin ıslahına ilişkin Birinci Cenevre Sözleşmesi, harp esirlerine yapılacak muameleye ilişkin Üçüncü Cenevre Sözleşmesi, harp zamanında sivillerin korunmasına ilişkin Dördüncü Cenevre Sözleşmesine, gerekse de; ulusal, etnik, ırksal veya dinsel bir grubu, kısmen veya tamamen ortadan kaldırmak amacıyla işlenen suçları soykırım suçu olarak kabul eden 'Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılmasına İlişkin Sözleşme'ye göre israil savaş suçu işliyor. israil soykırım suçu işliyor. israil insanlığa karşı suç işliyor. Ve bu suçları bütün dünyanın gözü önünde işleyen israil derhal durdurulmalıdır. Aksi takdirde insanlığın BM ve diğer uluslararası toplumu oluşturan kurumlara dair zaten yeterince zayıflamış olan inanç ve güveni tamamen çökecektir. BM’nin Sürdürülebilir Kalkınma hedeflerini adeta Gazze’de sürdürülebilir katliama çeviren BM Güvenlik Konseyin’in 'Vetocu Baronları' 'Soykırımın Garantörleri' olarak tarihe geçmişlerdir." dedi.
"Biz diyoruz ki; artık 'dünya 5’ten büyük' olmak zorundadır"
"Bu böyle gitmez!" diyen Yalçın, "Biz diyoruz ki; artık 'dünya 5’ten büyük' olmak zorundadır. BM Güvenlik Konseyinin '5’li Çetesi', dünya barışı için tehdittir. Eğer BM Güvelik Konseyi yeniden yapılandırılmazsa küresel eşkıyalık insanlığın sonunu getirecek! Dünyanın vicdanının köreldiği, güçlünün sözünün hukuku yok ettiği, çifte standardın insan hakları kavramını anlamsızlaştırdığı korkunç bir kara tablo ile karşı karşıyayız. Bu acı tabloyu değiştirmek için harekete geçmesi gereken BM görevini yapmalı ve Gazze’deki korkunç vahşeti ve soykırımı durdurmalıdır. Memur-Sen olarak bir kez daha 1 Mayıs vesilesiyle bütün bu olan bitenleri seyretmekle yetinen BM’yi ve onun şahsında uluslararası toplumu 'terör devletini' durdurma konusunda somut adımlar atmaya, inisiyatif almaya, soykırımı durdurmaya çağırıyoruz. Buradan, Ankara’dan BM önünde Gazze’ye, direnişe bin selam olsun diyoruz… Kahrolsun siyonist israil! Kahrolsun Amerikan emperyalizmi! Kahrolsun işbirlikçi soykırım ittifakı! Kahrolsun küresel çete! Yaşasın özgür Filistin! Yaşasın Gazze direnişimiz! Yaşasın küresel intifada!" ifadeleriyle açıklamasını sonlandırdı.
Ali Yalçın'ın ardından Filistinli sendika temsilcisi Fevzi Ahmed'e Arapça kısa bir konuşma yaptı. Ardından üzerinde "Gazze'de Soykırım Var. BM (D)Uyuyor Musun?" yazılı siyah çelenk BM Ankara Temsilciliğinin önüne bırakıldı. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Ankara Filistin Dayanışma Platformu (ANFİDAP), Ukrayna saldırıları nedeniyle Rus spor takımlarına uygulanan yaptırımın, Gazze’de soykırım yapan işgalci siyonistlerin de uygulanması çağrısı yaptı.
Filistin direnişinin 1891'de başladığını ve bugün hala devam ettiğine vurgu yapan Filistinli Araştırmacı-Yazar Muin Naim, Gazze'deki halkın yaşadığı soykırıma rağmen, direnişi inanç ve ruhla sürdürdüğünü belirtti.
Siyonist rejimin, işgal altındaki Batı Şeria'da 7 Ekim 2023'ten bu yana esir aldığı Filistinlilerin sayısının 11 bin 800'ü geçtiği bildirildi.
Birleşmiş Milletler, siyonist işgal rejiminin gıda girişine izin vermediği Gazze'de insanların haftalar öncesinden kalan çöp yığınlarında yiyecek aradığını belirtti.