Meşal: İşgali ve vesayeti reddediyoruz, silah konusundaki yaklaşımımız net
HAMAS liderlerinden Halid Meşal, Gazze'de yaşananların bir soykırım olduğunu vurgulayarak silah bırakma dayatmasını reddetti. Meşal, işgal sürdükçe direnişin meşru ve kaçınılmaz olduğunu söyledi.
HAMAS Siyasi Büro eski Başkanı ve hareketin yurt dışı liderlerinden Halid Meşal, Doha'da gazeteci Jeremy Scahill'e verdiği kapsamlı röportajda, Filistin direnişinin temel ilkelerini ve silah konusundaki yaklaşımını net ifadelerle ortaya koydu. Meşal, Filistin halkının işgali ve dış vesayeti kesin biçimde reddettiğini belirterek Batı'ya tutumlarını gözden geçirme çağrısı yaptı.
Gazze'de yaşananları "eşi benzeri görülmemiş bir soykırım" olarak niteleyen Meşal, siyonist rejimin dar bir coğrafyada en ağır yıkım ve imha araçlarını kullandığını söyledi.
Silah bırakma tartışmalarına da değinen Meşal, işgal altında yaşayan bir halktan silahsızlanmasının istenmesini gerçekçi ve kabul edilebilir bulmadıklarını vurguladı. Filistinlilerin siyonist rejime güvenmediğini belirten Meşal, bu güvensizliğin nedeninin yıllardır süren katliamlar, ihlaller ve bozulan anlaşmalar olduğunu ifade etti. Yaser Arafat'ın akıbetini ve Filistin Yönetimi'nin bugün içine itildiği çıkmazı hatırlatan Meşal, işgalcilerin hiçbir taahhüdüne sadık kalmadığını söyledi.
Meşal'e göre silah, Filistin halkı için bir tercih değil, varoluşsal bir zorunluluk. İşgal devam ettiği sürece direnişin doğal ve meşru olduğunu dile getiren Meşal, HAMAS'ın silah konusunda dayatmaya değil, garantilere dayalı bir yaklaşım sunduğunu aktardı. Bu çerçevede silahların sergilenmemesi ve kullanılmaması yönünde öz denetim, uluslararası güçlerin Gazze içine değil sınır hatlarına konuşlanması, uzun süreli bir ateşkes ve arabulucu ülkelerin güçlü garantörlüğü gibi başlıkları sıraladı.
ABD'ye de mesaj veren Meşal, Washington'un gerçekten istikrar istiyorsa başarısız müdahale modellerini tekrarlamaması gerektiğini söyledi. HAMAS'ın yalnızca askeri bir yapı olmadığını, Filistin toplumunun ayrılmaz bir parçası olduğunu vurgulayan Meşal, Gazze'de toplumsal düzenin ve güvenliğin yıllarca bu yapı sayesinde korunduğunu ifade etti.
Gazze'nin geleceğine ilişkin olarak ise Filistinli olmayan herhangi bir yönetim ya da gücün dayatılmasının yeni bir işgal anlamına geleceğini belirten Meşal, bunun doğrudan Filistin halkıyla çatışmaya neden olacağını söyledi. HAMAS'ın yönetimden çekilerek teknokratlardan oluşan bir Filistinli idareye kapı araladığını hatırlatan Meşal, sürecin siyonist rejimin tutumu nedeniyle tıkandığını dile getirdi.
Meşal, Filistin halkının iki seçeneği olduğunu vurguladı: Ya dünya işgali sona erdirmek için sorumluluk alacak ya da Filistinliler direnerek işgalcileri çekilmeye zorlayacak. HAMAS'ın ilkesel olarak işgali, vesayeti ve haklardan vazgeçmeyi reddettiğini söyleyen Meşal, buna karşın 1967 sınırlarında, Kudüs'ü de kapsayan gerçek bir Filistin devleti için ciddi ve bağlayıcı bir uluslararası irade ortaya konulması halinde sorumlu davranmaya hazır olduklarını ifade etti. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Siyonist rejimin koruması altındaki Yahudi çeteler, Ramallah’ın kuzeydoğusundaki Ayn Yabrud köyüne baskın düzenleyerek Filistinlilere ait araçları yaktı, evlerin duvarlarına ırkçı tehditler yazdı.
Şehit İzzeddin el-Kassam’ın Hayfa’daki kabri, şehadetinin üzerinden 90 yıl geçmesine rağmen siyonist rejimin korkularını diri tutuyor. Siyonist sözde bakan Ben Gvir’in tehditlerine Şeyh İzzettin'in torunu İbtihal el-Kassam net yanıt verdi: "Hedef aldıkları bir mezar değil, hâlâ yaşayan bir direniş sembolü."
Birleşmiş Milletler, Gazze'de artan insani felakete dikkat çekerek acil yardım çağrısı yaptı. Avrupa ülkeleri ise işgal altındaki Batı Şeria'da siyonist Yahudilerin artan saldırılarını kınadı.
Siyonist yerleşimcilerin Hanuka bahanesiyle Mescid-i Aksa'ya yönelik baskınları üçüncü gününde de devam etti. İşgalcilerin koruması altındaki provokasyonlar, kutsal mabedin statüsünü hedef alıyor.