Mescid-i Aksa'da şofar sesleri: İşgal ve sessizlik sürüyor
Siyonistlerin "Yom Kippur" bahanesiyle Mescid-i Aksa'ya yönelik ihlalleri sürerken, Müslümanların sessizliği, işgalcilerin yerleşim ve tahrip politikalarını güçlendiriyor.
Siyonistlerin sözde kutsal "Yom Kippur" günü, Aksa'ya yönelik ihlalleri artırmak ve işgali pekiştirmek için bir fırsat olarak kullanıldı. Siyonist gruplar, Aksa'yı Yahudi kutsal alanı gibi göstererek şofar üfleme ritüelini gerçekleştirdi.
Araştırmacı Ziyad Abhyis, bu ritüelin Yahudi takviminde "Günahların Affı" ile on günlük tövbe dönemi sonunda yapıldığını ve en kutsal gün olarak kabul edildiğini belirtti.
Abhyis, şofar üflemenin, işgalcilerin Aksa'yı sözde "Tapınak" olarak kabul etme ve bunu psikolojik olarak inşa etme girişimi olduğunu vurguladı. İşgalciler, bu ritüeli Aksa'da ve çevresindeki alanlarda, Bab el-Rahme mezarlığında ve diğer kutsal noktalarda tekrarlıyor. Bu uygulama, 1967'de Aksa'nın işgali sırasında ve 1956'da Sina işgalinde de uygulanmıştı.
Aynı zamanda Kudüs Valiliği, işgalcilerin Yom Kippur boyunca şehrin birçok noktasını abluka altına aldığını, ana yolları kapattığını ve yayalar ile araçlar üzerinde sıkı kontroller uyguladığını açıkladı. Bu uygulamalar, şehrin günlük yaşamını neredeyse tamamen felç etti ve Filistinlilerin alternatif yollar kullanmasına neden oldu.
Aksa'ya yönelik işgalci ihlaller, yüzlerce Siyonist Yahudi'nin geniş çaplı baskınları ile sürdü. 1 Ekim itibarıyla 547 siyonist Aksa avlularını, 468'i ise ertesi gün işgal etti. İşgal polisi, siyonistlere koruma sağlarken, şofar üfleme ve dini törenler için alanlar tahsis etti.
İşgal güçleri, Aksa'ya girişleri sıkı şekilde sınırladı, dükkân sahiplerini kapılarını kapatmaya zorladı ve şehir merkezine geçişi engelledi. El-İsaviye, Um Tuba, Şeyh Cerrah ve Beyt Hanina başta olmak üzere birçok mahallede yollar kapatıldı, kontrol noktaları kuruldu ve Filistinlilerin kimlik ve araçları detaylı şekilde kontrol edildi.
Kudüs Valiliği, bu uygulamaların geçici güvenlik önlemi olmadığını, şehrin özgün sakinlerini boşaltmayı ve apartheid sistemini pekiştirmeyi amaçlayan işgalci bir politika olduğunu belirtti. Valilik, uluslararası toplum ve BM'yi, Aksa'daki ihlalleri durdurmak ve Filistin halkının haklarını korumak için harekete geçmeye çağırdı.
Valilik, uluslararası sessizliğin işgalcilerin uygulamalarını cesaretlendirdiğini ve bunun küresel barış ve güvenlik için doğrudan bir tehdit oluşturduğunu vurguladı. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Siyonist rejimin 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'ye yönelik saldırıları 70 binden fazla Filistinlinin şehadetine, 171 binden fazla kişinin yaralanmasına yol açtı. Enkaz altında hâlâ ulaşılamayan binlerce kişi bulunuyor.
Siyonist rejimin işlediği zorla gömme ve toplu gömü iddialarına ilişkin CNN'in ortaya koyduğu bulgular sonrası, kayıp merkezleri acil soruşturma ve Kızılhaç'ın bölgeye intikalini talep etti.
Belde girişinin toprak setlerle kapatılması hem hasta Filistinlileri hem de işine gitmek zorunda kalan yüzlerce kişiyi mağdur ederken, gece baskınları ve market–yakıt tedarikindeki kesinti krizi derinleştiriyor.
İşgal altındaki Batı Şeria'nın Halten–Beyt Umar arasındaki kırsal bölgede zeytinliklerine gitmeye çalışan Filistinli çiftçilere taşlarla saldıran Yahudi çeteler 7 kişiyi yaraladı. Yaralılar hastaneye kaldırıldı.