Mescid-i Aksa'da Talmudî ritüeller ve provokasyonlar sürüyor

İşgalci siyonist rejimin koruması altındaki en az 600 Yahudi, bu sabah Mescid-i Aksa'nın avlusuna baskın düzenleyerek kutsal mekânın içinde ve kapılarında Talmudî ayinler gerçekleştirdi.
Yerel kaynaklara göre, işgal güçlerinin yoğun koruması altında gruplar halinde Harem-i Şerif'e giren Yahudiler, Aksa'nın avlularında provokatif turlar attı.
Yahudilerden bazıları, El-Esbat, Hıtta ve El-Melik Faysal kapılarında sözde "Şavuot Bayramı" münasebetiyle Talmudî ritüeller ve danslarla Müslümanların kutsal değerlerini alenen hedef aldı.
Bu baskın sırasında siyonist polis, Aksa'ya girmek isteyen Müslümanlara yönelik ağır kısıtlamalar uygularken, Eski Şehir çevresinde sıkı güvenlik önlemleri aldı.
Kudüs'e yönelik sistematik tehdit
2003 yılından bu yana haftanın beş günü sürdürülen Aksa baskınları, son on yılda tehlikeli bir dönüşüme uğradı.
Önceleri "sessizce dua" ile başlayan bu saldırılar, bugün açıkça Talmudî ayinlerin icrasına, siyonist bayrağın dalgalandırılmasına ve Harem-i Şerif'in Yahudileştirilmesine yönelik doğrudan girişimlere dönüştü.
Sözde "Heykel Dağı"nı yeniden inşa etmeyi amaçlayan "Tapınak Grupları", son yıllarda ibadet eşyaları, dini giysiler ve kitaplar sokmakla yetinmeyip şimdi de Tevrat tomarları, şamdanlar, metal borular (şofar), hatta kurban sunakları ve hayvanları Aksa'ya sokma girişimlerinde bulunuyor. Bu adımlar, Mescid-i Aksa'nın İslamî kimliğini hedef alan açık bir meydan okuma olarak değerlendiriliyor.
Kudüs ve Mescid-i Aksa kuşatma altında
7 Ekim 2023'te başlayan Gazze soykırımıyla eş zamanlı olarak Kudüs'te de sistematik bir asimilasyon ve baskı politikası yürütülüyor. Kudüslü Filistinlilere yönelik baskılar artarken, kutsal mekanlar sürekli bir tehdit altında tutuluyor.
Filistinli yetkililer ve sivil toplum kuruluşları, uluslararası camiaya Kudüs'teki tehlikeli gelişmelere karşı seslerini yükseltmeleri çağrısında bulunuyor. Ancak şu ana kadar etkili bir adım atılabilmiş değil.
Mescid-i Aksa, yalnızca Kudüslülerin değil, tüm İslam ümmetinin ortak mirasıdır. Bu kutsal mekânın statüsüne yönelik her saldırı, topyekûn bir dini ve kültürel provokasyon anlamına geliyor. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
HAMAS, siyonist rejim sözde güvenlik kabinesinin Gazze'yi işgal ve sivilleri göçe zorlama kararını "tam teşekküllü bir savaş suçu" olarak nitelendirdi, "işgal" yerine "kontrol" kelimesini kullanmasını da "hukuki sorumluluktan kaçma çabası" olduğunu vurguladı.
Fundamentalist Netanyahu hükümeti, Gazze'nin tamamını işgal etme kararı aldı. Filistin İslami Cihad Hareketi, bu adımı "soykırımın yeni aşaması" olarak nitelendirirken, bölgede hasta, yaralı, ilaç ve yakıt sıkıntısı kritik seviyelere ulaştı.
El-Aksa Hastanesi Sözcüsü Halil Daqran, yaralı ve hastaların sayısındaki artışa rağmen hastanede kalan dizel yakıtın yalnızca birkaç saatlik çalışmaya yeteceğini belirterek, "Acil yakıt temin edilmezse hastane tamamen hizmet dışı kalacak" uyarısında bulundu.
Ankara Filistin Dayanışma Platformu (ANFİDAP), Gazze’ye insani koridor talebiyle Pazar günü Güvenpark’tan TBMM’ye yapılacak yürüyüş öncesi, bu akşam sosyal medyada etiket çalışması başlatacak.