Profesör Aşur: Mescid-i Aksa'yı korumak şer'i bir yükümlülüktür

İslam Hukuku Profesörü Dr. Vasfi Aşur "Bugün, saldırılardan korumak ve saygısızlığı önlemek için mübarek Mescid-i Aksa'ya yolculuk yapmak en önemli şer'i görevlerden biridir" dedi.
Mardin Artuklu Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi İslam Hukuku Profesörü Dr. Vasfi Aşur, Mescid-i Aksa'yı korumanın şer'i bir yükümlülük olduğunu belirtti.
Mescid-i Aksa'nın, İslam akidesinde iki kıbleden ilki, iki Haremi Şerif'ten ikincisi, Mescid-i Haram'dan sonra İslam'da inşa edilen ikinci mescit, Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem)'in gece yolculuğunun sonu ve Mirac'ının başlangıcı olduğunu belirten Profesör Aşur, "Buhari ve Müslim'in Sahihlerinde Ebu Hureyre (radiyallahu anhu)'den rivayet ettikleri üzere, 'Yoluculuk sadece üç mescide yapılır Mescid-i Haram, Mescid-i Nebi ve Mescid-i Aksa' [Sahih-i Buhari (1189) ve Sahih-i Müslim (1397)]. On yıllardır siyonist işgal altında olan, Yahudileştirmeye, zamansal ve mekânsal bölünmeye maruz kalan Mescid-i Aksa'nın özellikle Ramazan ayında yaygın bir saygısızlık hareketi ile karşı karşıya kalması, Mescid'e ziyareti bu yeni gelişmelerle orantılı olarak özel bir şer'i hüküm haline getirmektedir." dedi.
Profesör Aşur "Siyonist çeteler her yıl Ramazan ayında hahamlar öncülüğünde kendi Tevrat ritüellerini uygulayarak dini otorite olarak kitlelerini arkalarına almakta ve bu ritüellerle mübarek Mescid-i Aksa'nın avlusunda Müslümanlara her türlü saldırıyı uygulamakta, kadın ve erkek murabıtlar, bir Müslümanın Müslüman kardeşi için kabul etmeyeceği aşağılama ve saldırılara maruz kalmaktadır. Önceki Ramazanlarda bu saldırılar, Ramazan'dan Ramazan'a arttı ve 'Aksa Tufanı' savaşına kadar tırmandı. İçinde bulunduğumuz Hicri 1445 Ramazan'ında ise siyonistler mübarek Mescid-i Aksa'nın kapılarını kapatacaklarını açıkladılar." ifadelerini kullandı.
"Bu nedenle ister Filistin dışından ister Filistin içinden olsun, Mescid-i Aksa'ya gidebilen her Müslüman'ın bu saldırılara karşı koyması ve engellemesi şer'i bir zorunluluktur." diyen Profesör Aşur "Zira kutsal mekânlarını korumak, savunmak ve mübarek Mescid-i Aksa da dâhil olmak üzere, onlara yönelik fiili veya öngörülebilir herhangi bir zararı önlemek Müslümanların görevidir. Buradaki şer'i yükümlülük hem kurumlar hem hükümetler hem de bireyler üzerinedir." şeklinde konuştu.
Profesör Aşur "Müslümanların Kudüs-i Şerif ve mübarek Mescid-i Aksa'daki kardeşlerine destek olma konusundaki şer'i yükümlülüğü, Kur'an ve sünnette yer alan onlarca nasla desteklenmektedir. Buna bir de o yerin özel bir niteliğe sahip olması, yani kutsal mekânların varlığı da eklenirse, şeri yükümlülük hükmü açık, teyit edilmiş ve zorunlu hale gelmektedir. Dolayısıyla, özellikle bugün, saldırılardan korumak ve saygısızlığı önlemek için mübarek Mescid-i Aksa'ya yolculuk yapmak, Kudüs-i Şerif halkı ve onların ardından gelenler için en önemli şer'i görevlerden biridir, en iyisini Allah bilir." dedi. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Türkiye’nin dört bir yanında düzenlenen “Gazze İstişare Toplantıları”nın dördüncüsü, İstanbul, Ankara ve İzmir’in ardından Van’da gerçekleştirildi. Alimler, kanaat önderleri, STK temsilcileri ve siyasi parti temsilcilerinin katıldığı toplantıda Gazze için somut adımların atılmasın çağrısında bulunuldu.
Ceninli beş çocuk babası Samir er-Rifai, esir alındıktan sadece bir hafta sonra işgal zindanlarında şehit düştü.
Gazze'de siyonist rejimin 650 gündür sürdürdüğü soykırım saldırılarında şehit sayısı 58 bin 573'e, yaralı sayısı ise 139 bine ulaştı. ABD destekli saldırılar sonucu halk açlık, göç ve yoklukla mücadele ediyor.
Şam'a yönelik siyonist saldırıyı "ümmetin onuruna indirilmiş ağır bir darbe" olarak niteleyen Dünya Müslüman Âlimler Birliği, İslam ülkelerine acil zirve çağrısı yaptı. Birlik ayrıca Gazze ve Suriye için askeri ve ekonomik ittifak kurulmasını talep etti.