Kudüs’te şehid olan Hasan Saklanan'ın cenazesine devlet erkanının ve siyasilerin katılmamasının iç açıcı olmadığını söyleyen Şanlıurfa'daki STK'lar, şehid Saklanan'a herkesin sahip çıkması gerektiğine dikkat çektiler.
Kudüs'te siyonist işgal çetesi tarafından şehid edilen Hasan Saklanan'ın cenazesi memleketi Şanlıurfa'da getirilerek defnedildi.
Şehid olan imam Hasan Saklanan'ın cenazesine devlet erkanından ve yerel yöneticilerden kimse katılmadı. Cenazeye sadece HÜDA PAR Milletvekili Şehzade Demir, STK temsilcileri ve halk katıldı.
İLKHA'ya konuşan STK Temsilcileri, şehidin bir kazanım olduğunu kaybetmek olmadığını belirterek şehid Saklanan'a sahip çıkılması gerektiğini ifade ettiler.
"Kudüs surlarında şehid olduğu için onunla gurur duyuyoruz"
İbrahim Halil Güven
Şehid Saklanan ile iftihar ettiklerini ifade eden Şanlıurfa Peygamber Sevdalıları Derneği Başkanı İbrahim Halil Güven, "30 Nisan'da işgalci teröristler tarafından şehid edilen Hasan Saklanan kardeşimizin naaşı Urfa'ya geldi. Havaalanından adli tıpa getirildi. Naaşın Türkiye'ye getirilmesi konusunda emeği geçen bütün yetkililerimizden Allah razı olsun. Onlara teşekkür ediyoruz, gayret gösterdiler yoksa terör şebekesinin şehidin naaşını verme gibi bir niyeti yoktu. Şehid Urfa için bir kazançtır. Hasan Saklanan Hocamız Urfa'nın gururudur. Davasına inşallah sahip çıkacağız, davasını yürüteceğiz. İsmail Heniyye'nin haber kaynaklarında geçen bir sözü var; 1917'den sonra Osmanlı Devleti'nin Filistin'den çekildikten sonra Anadolu'dan giden ilk şehid olduğunu söyledi. Kudüs surlarında şehid olduğu için onunla gurur duyuyoruz. İftihar ediyoruz. Şehidin naaşının Urfa'ya getirilmesinden dolayı bayram günü olması lazım. Biz bunu böyle görüyoruz. Şehid bir kazanımdır, kaybetmek değildir. Biz şehidler kazandık. Ailesine elimizden geldiği kadar sahip çıkmaya çalışacağız." diye konuştu.
"Şehide herkesin sahip çıkması lazımdı"
Şehidin cenazesinin özellikle Şanlıurfa'daki yerel yöneticiler ve siyasiler tarafından sahiplenilmemesinin iç açıcı bir durum olmadığını söyleyen Güven, "Olmaması gereken bir durum. Şehide herkesin sahip çıkması lazımdı. Bu şehid ümmetin şehidi. Allah için canını veren bir şehidimiz var ortada ve buna bütün her kesimin sahip çıkması gerekirken maalesef hiçbir vekil gelmedi. Sadece HÜDA PAR vekili Şehzade Demir geldi. Allah kendilerinden razı olsun. Yine birilerinden haber geldikten sonra sahiplenmenin bir anlamı yok." dedi.
"Beklenilen bütün partilerin yetkililerinin burası olmasıydı"
Mehmet Faik Doğan
Şehid Hasan Saklanan ile ilgili yetkililerin ketum kalmasının üzüntü verici olduğunu belirten Umut Kervanı Vakfı 2. Bölge Koordinatörü Mehmet Faik Doğan, "Öncelikle Şehid Hasan Saklanan'ın cenazesinin geç de olsa buraya getirilmiş olması olumlu bir gelişme. Şehid Hasan'dan sonra Allah'ın izniyle artık siyonistler yeryüzünde istediği şekilde dolaşma cesaretini bulamayacaklar. Bundan sonra belki binlerce Şehid Hasan çıkacaktır. Beklenilen söylemlerin eyleme dönüşmesidir, sadece kınamak yeterli olmuyor. Beklenilen gerek iktidarın milletvekillerinden gerekse İslami parti olarak kendini addeden bütün partilerin yetkililerinin burada olmasıydı. Maalesef söylem ile eylem birbirini tutmadı. Öte taraftan Şehid Hasan imamdır; her ne kadar bireysel bazda imam kardeşlerimizin sahip çıkma çabası olsa da kurumsal bazda müftülüğün herhangi bir açıklamasının olmayışı yetkililerin bu noktada ketum kalması gerçekten üzüntü vericidir. Toplumsal olarak halkın beklentisi bu değil. Halkın beklentisi gerek iktidarıyla gerek muhalefetiyle şehid Hasan'ın cenazesine sahip çıkmasıydı. Şehid Hasan Türkiye'deki 80 milyon insanın tamamının duygusunun dışa yansıması olarak görmek gerekiyor." şeklinde konuştu.
"Şehid Hasan Saklanan demek ki şehid gibi yaşadı ki Mescid-i Aksa'nın bulunduğu yerde şehid oldu"
Faruk Cengiz
Şehid Hasan Saklanan'a Allah-u Teala'nın Mescid-i Aksa'nın bulunduğu yerde şehadeti nasip ettiğini vurgulayan İdeal Eğitim Vakfı Şanlıurfa Temsilcisi Faruk Cengiz, "İDEV olarak biz ümmetin şerefi ve izzeti için binlerce yıldır yanan şehadet meşalesine bir yakıt olarak buradan Filistin'e, Mescid-i Aksa'ya giden şehid Hasan Saklanan için buradayız. Bizler burada onun şeref ve izzetini bütün dünyaya haykırmak ve faydalanmak için geldik. Şehid Hasan Saklanan demek ki şehid gibi yaşadı ki Allah-u Teala ona şehadeti hem de öyle bir şehadeti verdi ki Mescid-i Aksa'nın bulunduğu yerde ona şehadeti nasip etti. Binlerce kilometre yol katlederek gidip orada o şerbeti içti. İnşallah o Bedir ve Uhud şehidleriyle beraberdir. Şehitlerin Efendisi olan Hazret-i Hamza ile beraber olduğuna inanıyoruz. Onun şehadeti Kerbela şehidi gibidir. Nasıl ki Kerbela'da Hazret-i Hüseyin ve ailesi orada Allah'ın dinini dimdik ayakta tutmak için canlarını ve kanlarını verdiyse şehid Hasan da bu mücadeleyi dimdik ayakta tutmak, canlı tutmak ve bu mücadeleyi gerekirse kıyamete kadar sürdürtmek için kanıyla canıyla bu meşaleye yakıt oldu." ifadelerini kullandı.
"Devlet erkanından bir söylem ve bir eylem geliştiğini görmedik"
Mustafa Tosun
Siyonizme karşı bütün insanlığın adeta ayağa kalktığı bir atmosferde Şehid Hasan Saklanan'ın eyleminin sahipsiz bırakılmaması gerektiğinin söyleyen Şanlıurfa Yardımeli Temsilcisi Mustafa Tosun ise Şehid Hasan Saklanan'ın şehadetini tebrik ederek "Tüm ümmet için bir motivasyon oldu. Üzerimize ölü toprağı serpilmiş bu ümmet için Hasan kardeşimizin kendi iradesiyle yaptığı bu bireysel hareket gerçekten ümmeti diriltti denilecek tarzda. Elbette ki cenazeler önemlidir. Cenazelerin kendi topraklarına, kendi vatanlarına gelmesi de çok önemlidir. Bu anlamda da görünür görünmez emek veren herkesten Allah razı olsun. Çaba gösteren, paylaşım yapan, duyuru yapan, hükümeti ve hükümetleri sıkıştıran, resmi ve sivil herkesten Allah razı olsun. Görünürde bu olay başladıktan bugüne kadar devlet erkanından bir söylem ve bir eylem geliştiğini görmedik. Elbette ki bunlar bizi düşündürüyor. Ancak son günlerde HÜDA PAR Vekili Faruk Dinç'in tweet attığını, ilgilendiğini gördüm. O anlamda bunu önemsiyorum ama diğer vekillerin de bu sivil hareketin siyonizme karşı şu an bütün insanlığın adeta ayağa kalktığı bir pozisyonda, atmosferde bu kardeşimizin bu eylemine de sahipsiz bırakılmaması gerektiğini düşünüyorum." dedi. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Ankara Filistin Dayanışma Platformu (ANFİDAP), Ukrayna saldırıları nedeniyle Rus spor takımlarına uygulanan yaptırımın, Gazze’de soykırım yapan işgalci siyonistlerin de uygulanması çağrısı yaptı.
Filistin direnişinin 1891'de başladığını ve bugün hala devam ettiğine vurgu yapan Filistinli Araştırmacı-Yazar Muin Naim, Gazze'deki halkın yaşadığı soykırıma rağmen, direnişi inanç ve ruhla sürdürdüğünü belirtti.
Siyonist rejimin, işgal altındaki Batı Şeria'da 7 Ekim 2023'ten bu yana esir aldığı Filistinlilerin sayısının 11 bin 800'ü geçtiği bildirildi.
Birleşmiş Milletler, siyonist işgal rejiminin gıda girişine izin vermediği Gazze'de insanların haftalar öncesinden kalan çöp yığınlarında yiyecek aradığını belirtti.