İTTİHADUL ULEMA tarafından düzenlenen "Aksa Tufanı'nda Ulemanın Mesuliyeti" programında konuşan Şeyh Muhammed Hasan Ed-Dedo Eş-Şankiti, Filistin'in İslam toprakları içerisinde yer alması dolayısıyla yapılan zulümlerin hiçbir zaman unutulamayacağının altını çizdi.
Alimler ve Medreseler Birliği (İTTHADUL ULEMA)'nin düzenlediği ve farklı coğrafyalardan İslam ulemasının katıldığı "Aksa Tufanı'nda Ulemanın Mesuliyeti" programında Filistin ve Filistin halkının mücadelesi hakkında bilgi paylaşan Alim Yetiştirme Merkezi Başkanı Moritanyalı Şeyh Muhammed Hasan Ed-Dedo Eş-Şankiti, ayet ve hadislerle Mescid-i Aksa'nın önemine vurgu yaparak İslam alemi açısından ehemmiyetini ele aldı.
Allah-u Teâlâ'nın bazı mekanları mukaddes kıldığını ve bu mekanlardan birisinin de Kudüs ve Mescid-i Aksa olduğunu belirten Ed-Dedo, Kur'an-ı Kerim'de de bundan bahsedildiğini ve bereketle anıldığını ifade ederek Mescid-i Aksa'nın bereketinin bir diğer yansımasının da Peygamber Efendimizin ilk kıble olarak oraya yönelmesi ve oradan miraca yükselmesi olduğunu söyledi.
"Filistin toprakları haçlı seferlerine kadar İslam'ın toprakları olarak kaldı"
Hazreti İbrahim (Aleyhisselam)'ın da orada yaşadığını ifadelerine ekleyen Ed-Dedo, "Dolayısıyla Peygamber Efendimizin ümmeti dışında hiç kimse Hazreti İbrahim'e bağlılığını ifade edemez. Zira Allah'u Teâlâ, Kur'an-ı Kerim'de, 'İbrahim ne yahudi ne de Hristiyan'dı. Bilakis Müslümandı' diye buyuruyor. Peygamber Efendimiz de 'ahir zamanda Mescid-i Aksa Müslümanların hicret edeceği yerdir' diyor. Hatta farklı bir hadiste, Hazreti İsa'nın da ineceğini belirtiyor. Allah'u Teâlâ, Hazreti İsa'ya nefesiyle birçok şeyi yıkma kudreti verecek. Hiç kimse O'nun nefesinden kurtulamayacak. Hazreti İsa'nın Kudüs'e inmesi kıyamet alametlerinden birisi olacak." ifadelerini kullandı.
Ed-Dedo, "Bu topraklar Hazreti Ömer döneminde fethedildiğinde ve Mescid-i Aksa'nın anahtarı teslim edileceği zaman mescitte yahudiler yoktu. Sadece Hristiyanlar vardı ve onlar da anahtarı Hazreti Ömer'e teslim ettikleri vakit şartlarından bir tanesi de yahudilerin bu bölgeye gelip oturmamalarıdır. Hazreti Ömer ile Hristiyanlar arasındaki şartnamede bu yazıyor. Bu topraklar, haçlı seferlerine kadar İslam'ın toprakları olarak kaldı. Haçlılar orada bir asır kadar kaldılar. Ta ki Allah, Selahaddin-i Eyyubi'yi gönderene kadar." şeklinde konuştu.
"Şu anda başımıza gelen bir musibet var: Ümmetimizin miskinliği"
Haçlıların Kudüs'e girdiklerinde on binlerce insanı katlettiğini hatırlatan Ed-Dedo, "Ancak Hazreti Ömer Kudüs'ü fethettiğinde hiçbir Hristiyan'a zarar gelmedi, güven içerisinde şehri terk ettiler. Gerçek Müslümanlar böyledir. Mücahitlerin, Kassam Tugaylarının esirlere nasıl davrandıklarını tüm dünya gördü. Allah-u Teâlâ, bu davranışlarından dolayı onları sevinç ile karşılayacaktır. Maalesef şu anda başımıza gelen bir musibet var. Ümmetimizin miskinliği, içerisinde bulunduğu durum. Peygamber Efendimiz, İslam ümmetinin bir olması gerektiğini söylemiştir. Bunu Osmanlı'nın son dönemine kadar sürdürdük. O döneme kadar halifenin sözüne bakılırdı. Hilafet çöktüğünde tüm İslam ülkeleri parçalandı ve şu an içerisinde bulunduğu duruma düştü. Şimdi artık bazı İslam ülkeleri başka devletlerle iş birliği yapmak zorunda kalabiliyor." dedi.
"yahudilerin işgal ettikleri yer kalbimizde, Müslümanların Filistin meselesini unutması mümkün değildir"
"Müslümanların kalbine bu hançeri saplayanlar İngilizler oldu" ifadesiyle konuşmasını sürdüren Ed-Dedo, şunları söyledi:
"Allah-u Teâlâ bizlere Filistin meselesinde bize iki şekilde lütfetti. Birincisi; Eğer yahudiler şu anda Endonezya'da, Moritanya'da olsaydı Endülüs'ü unuttuğumuz gibi oraları da unutabilirdik. Endülüs işgal edildiğinde Müslümanlar orayı unuttu. Zira uzaktı. Ancak şu anda yahudilerin işgal ettikleri yer kalbimizde. Onun için Müslümanların Filistin meselesini unutması mümkün değildir. İkincisi; Filistin'de ikamet eden halkın Yemen'den gelen Araplardır. Peygamber Efendimiz gelmeden önce de Araplar bu bölgede yaşıyorlardı. Öyle ki yahudiler, 'orada güçlü bir kavim yaşıyor, onlar çıkmadan iz giremeyiz' diyorlar. Şunu söyleyebiliriz ki, cahiliye döneminden beri Filistin'de yaşayan halk izzetliydi. Şu anda da bunu garipsemiyoruz. Filistin'de yaşayanlar, geçmişte olduğu gibi yine izzetli olduklarını göstermiş oldular." Dolayısıyla onlar Allah için ölmeye alışmışlar. Orada birisinin evladı, babası öldüğünde tatlı dağıtıyorlar. Baba ölünce evladı, 'babam benden önce cennete gitti' diyor. Kocası ölen kadın 'eşim benden önce cennete gitti' diyor. Hatta oranın Müslüman olmayan halkı bile izzetlidir."
"yahudiler tüm beşeriyetin düşmanıdırlar"
yahudilerin karakterlerine de değinen Ed-Dedo, "Allah bu siyonistleri bir kanser olarak bize gönderdi ama bunun bir hikmeti var. Allah şeytanı insanlar için bir imtihan olarak gönderdi. yahudiler de şeytanın insanlar için imtihan olduğu gibi imtihandır. Peygamberler de yahudileri tekzip ediyorlar. yahudiler, kendi peygamberlerini dahi şehit ettiler. Onun için yahudiler Peygamberimize düşmanlık yapıyorlar. Hatta peygamberimize 5 defa suikast düzenlediler. Allah'u Teâlâ tüm peygamberlere bir düşmanlarının olduğunu söylüyor. Bu ümmetin düşmanları da yahudilerdir. Ayette, 'şeytanlar mutlaka dostlarına fısıldarlar. Onun için şeytanların fısıldadıkları ya münafıklardır ya da yahudilerdir." dedi.
Ed-Dedo, "yahudiler ekonominin de düşmanıdırlar. Faiz yemeleri haram kılınmasına rağmen faiz yediler. Dolayısıyla şu anda ekonomik sıkıntıların en büyük sebebi yahudilerdir. Şu anda var olan faizli bankaları da yahudiler kurdular. Bütün faiz müessesesini yahudiler kurdu. Şunu net bir şekilde söyleyebiliriz ki, yahudiler tüm beşeriyetin düşmanıdırlar. Allah'ın 'yapmayın' dediği ne varsa yaptılar ve bozgunculuğun zirvesine ulaştılar." şeklinde konuştu. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Ankara Filistin Dayanışma Platformu (ANFİDAP), Ukrayna saldırıları nedeniyle Rus spor takımlarına uygulanan yaptırımın, Gazze’de soykırım yapan işgalci siyonistlerin de uygulanması çağrısı yaptı.
Filistin direnişinin 1891'de başladığını ve bugün hala devam ettiğine vurgu yapan Filistinli Araştırmacı-Yazar Muin Naim, Gazze'deki halkın yaşadığı soykırıma rağmen, direnişi inanç ve ruhla sürdürdüğünü belirtti.
Siyonist rejimin, işgal altındaki Batı Şeria'da 7 Ekim 2023'ten bu yana esir aldığı Filistinlilerin sayısının 11 bin 800'ü geçtiği bildirildi.
Birleşmiş Milletler, siyonist işgal rejiminin gıda girişine izin vermediği Gazze'de insanların haftalar öncesinden kalan çöp yığınlarında yiyecek aradığını belirtti.