Necef çölündeki Sde Teiman hapishanesinden kurtulan iki Filistinli, siyonist rejimin işkence merkezinde yaşanan insanlık dışı suçları anlattı. Esirler, köpek saldırıları, tecavüz, kör etme ve ölümle tehdit gibi vahşetlere maruz bırakıldıklarını aktardı.

Siyonist rejimin Necef çölünde kurduğu gizli askeri üs içindeki Sde Teiman hapishanesi, Filistinli esirlere yönelik akıl almaz işkence ve insanlık dışı uygulamalarla yeniden gündemde.

Şarku'l Avsat'ın ulaştığı iki eski Filistinli esir, rejimin burayı adeta "yaşayanların mezarlığına" dönüştürdüğünü söyledi.

Gazeteci Şadi Ebu Sido, 19 ay boyunca tutulduğu bu cehennem benzeri hapishanede askerlerin sistematik işkence yaptığını belirterek, "Askerler köpekleri üzerimize salıyor, bunu gülerek ve kayda alarak yapıyorlardı. İnsan onurunu yok eden bir vahşetin içindeydik" dedi. Ebu Sido, esir takasıyla serbest bırakılmasının ardından Gazze'ye dönebildiğini söyledi.

Bir diğer mağdur Mahmud Ebu Foul ise Aralık 2023'te bacağı kesildikten sonra hastanede tedavi görürken tutuklandığını anlattı. "Beni günlerce sorguya çektiler, iki saat boyunca kafama vuruldu, bilincimi kaybettim. Uyandığımda gözlerim artık görmüyordu" ifadelerini kullandı.

Hapishanede uygulanan vahşet, geçen aylarda sızdırılan bir videoyla dünya gündemine taşınmıştı. Görüntülerde bir Filistinli esirin siyonist askerler tarafından cinsel saldırıya uğradığı ve işkenceye maruz bırakıldığı görülüyor. Bu kayıtların ardından uluslararası insan hakları örgütleri, Sde Teiman'ın kapatılması ve bağımsız soruşturma başlatılması çağrısında bulunmuştu.

Ancak siyonist rejim, hapishanedeki suçları örtbas etmeye ve uluslararası kamuoyunu yanıltmaya devam ediyor. Filistinli insan hakları kuruluşları ise Sde Teiman'ı "modern çağın toplama kampı" olarak tanımlıyor ve yüzlerce esirin hâlâ işkence altında tutulduğunu belirtiyor.

Gazze'de dün, siyonist rejimin ateşkes kapsamında teslim ettiği kimliği belirsiz Filistinlilerin cenazeleri Deyr el-Belah'ta toprağa verildi. Hak örgütleri, bu cenazelerin bir kısmının Sde Teiman'daki işkenceler sonucu hayatını kaybeden esirlere ait olabileceğinden endişe ediyor. (İLKHA)