Yahudiler, siyonist rejimin korumasıyla Mescid-i Aksa'ya kurban hayvanı sokmaya çalıştı. Filistin makamları girişimi "Aksa'yı kirletmeye yönelik örgütlü bir saldırı", Ürdün ise "açık bir hukuk ihlali" olarak niteledi.

Kudüs Valiliği, salı günü Yahudilerin Mescid-i Aksa'ya kurban hayvanı sokma girişimini "son derece tehlikeli bir provokasyon" olarak tanımladı. Valiliğin açıklamasına göre 8 Yahudi, Babül-Esbat kapısından içeri girerken yanlarında bir keçi, üç güvercin ve Yahudi ibadet gereçleri taşıdı. Bu girişim, Aksa'yı hedef alan planlı ve örgütlü bir saldırı olarak değerlendirildi.

Kudüs Valiliği, bunun bireysel bir hareket olmadığını vurgulayarak "Bu provokasyon, işgalcilerin kutsal mekânı kirletme, Aksa'yı Yahudileştirme ve sahada yeni bir işgal düzeni dayatma stratejisinin parçasıdır." ifadelerine yer verdi. Açıklamada, Aksa'nın 144 dönümlük tüm alanının Müslümanlara ait bir ibadet mekânı olduğu ve siyonist rejimin burada hiçbir egemenlik iddiasında bulunamayacağı belirtildi.

Valilik, Yahudilerin taşımaya çalıştığı kurban hayvanlarının, Tevratî ritüelleri Aksa'ya dayatma girişimi anlamına geldiğini belirterek bu adımın kutsal mekânın kimliğini hedef alan açık bir saldırı olduğunu vurguladı. Aksa muhafızları, Yahudilerin kurban hayvanı sokma girişimini engelledi; işgal polisi ise olay sonrası siyonistleri alıkoymak zorunda kaldı.

Aynı gün içinde Mescid-i Aksa'yı 215 siyonist Yahudinin daha bastığı, işgal yönetiminin turizm kapısından ise 565 yabancı turistin giriş yapmasına izin verildiği bildirildi.

Ürdün'den sert kınama

Ürdün Dışişleri Bakanlığı, kurban hayvanı taşıyan siyonist Yahudilerin girişimini "Aksa'ya yönelik aleni bir saldırı" olarak kınadı.

Bakanlık açıklamasında bu tür provokasyonların uluslararası hukuka ve insancıl hukuka "açık bir meydan okuma" olduğu vurgulandı.

Amman yönetimi ayrıca "israilin Aksa üzerinde hiçbir egemenliği yoktur." diyerek işgalci polis eşliğindeki baskınları kesin bir dille reddetti.

İşgalci saldırılarının bilançosu ağır

Bu provokasyonlar, siyonist rejimin Gazze'de yürüttüğü soykırım saldırılarıyla aynı dönemde yoğunlaşmış durumda.

Resmî verilere göre işgalciler ve yerleşimci çeteler, son aylarda Batı Şeria ve Kudüs'te en az 1076 Filistinliyi şehit etti, yaklaşık 10 bin 700 kişiyi yaraladı ve 20 binden fazla Filistinliyi esir aldı.

Gazze'de ise 7 Ekim 2023'te başlayan saldırılar, ateşkes öncesine kadar 69 binden fazla Filistinlinin şehit olmasına, 170 binden fazlasının yaralanmasına ve kentin büyük bölümünün yıkılmasına yol açtı. Birleşmiş Milletler, Gazze'nin yeniden inşası için yaklaşık 70 milyar dolar gerektiğini bildiriyor.

Siyonistlerin Mescid-i Aksa'ya ısrarla kurban hayvanı sokmaya çalışmaları

Yahudi gruplar, Mescid-i Aksa ve Kubbetü's-Sahra'nın bulunduğu alanın yıkılmış olan Yahudi Tapınağı'nın yeri olduğuna inanıyor. Bu gruplar, "Üçüncü Tapınak" isimli hayali yapının yeniden inşası için Aksa'nın mevcut hâlinin "engelleyici" olduğunu savunuyor. Bu nedenle attıkları her adımı -baskınlar, bayrak turları, kurban girişimleri- tapınak hakimiyetini adım adım tesis etme planı olarak görüyorlar.

Kurban ritüeli, Tapınak'ın "zorunlu şartı" olarak görülüyor. Yahudilikteki "kurban ibadeti", Tapınak yeniden açılmadan tam olarak yerine getirilemiyor. Bu nedenle onlar için kurban hayvanını Aksa'ya sokmak, alanda Tevratî ritüeli sembolik olarak başlatmak, tapınağın yeniden inşası için ilk fiili adım niteliği taşıyor.

Yahudiler "kurban hayvanı girişimi"ni, Aksa'daki Müslüman varlığını ve yönetimini test eden bir siyasi meydan okuma olarak da görüyor.

Bu nedenle bu adım, Filistinliler tarafından Aksa'nın kimliğini hedef alan doğrudan bir saldırı olarak değerlendiriliyor. (İLKHA)