İslami Cihat Hareketi, 7 Ekim'de Gazze'de Ortak Operasyon Merkezinin başlattığı Aksa Tufanı harekatında HAMAS ile birlikte direnişin belkemiğini oluşturuyor. Peki, Filistin İslami Cihad Hareketi hakkında ne biliyoruz?
Filistinli direniş hareketlerinin "Kudüs Davası" etrafında birleşerek gerçekleştirdikleri Aksa Tufanı operasyonu devam ediyor. İşgal çetesinin özellikle kadın ve çocukları hedef alan saldırılarına karşın mücahit gruplar, her gün yeni sürprizlerle siyonist rejime ağır darbeler indiriyor.
Filistin'de 2006 yılında direniş grupları arasında başlayan ittifak bugün büyük bir askeri güce ulaşmış durumda. Bölgesel faaliyetler yerine direniş gruplarının güçlerini birleştirerek oluşturdukları ve başında El Kassam Tugayları Komutanı Muhammed Dayf'ın bulunduğu Ortak Operasyon Merkezine bağlı on binlerce mücahit, siyonist rejime karşı kahramanca savaşıyor.
İslami Cihat Hareketi de Ortak Operasyon Merkezinin başlattığı Aksa Tufanı harekatında HAMAS ile birlikte direnişin belkemiğini oluşturuyor.
Tamamı askeri eğitimden geçmiş, cesur Filistinli mücahitlerden oluşan İslami Cihad'ın askeri kanadı Kudüs Tugayları, Aksa Tufanı harekatı başlamadan 2 gün önce Gazze'de görkemli bir askeri tören düzenleyerek işgal rejimine gözdağı vermişti. Binlerce mücahidin askeri disiplin içerisinde yürüdüğü törende Aksa Tugaylarının envanterinde bulunan ağır silahlar, füzeler ve kamikaze droneler sergilenmişti.
İslami prensiplere sık sıkıya bağlı, Kudüs davasından asla taviz vermeyen İslami Cihad'ın 1982 yılında işgalci rejime karşı başlattığı silahlı direniş, her geçen gün güçlenerek devam ediyor. İslami Cihad'ın fedai eylemleri şeklinde başlayan eylemleri, bugün akıllara durgunluk veren taktik ve stratejilerle siyonistlerin arz-ı mev'ud hayallerini Gazze'nin sokaklarına gömüyor.
Filistin toprakları başta olmak üzere Suriye ve Lübnan'da faaliyetlerde bulunan İslami Cihad Hareketi, direniş grupları içerisinde HAMAS'tan sonra en geniş tabana ve etkinlik alanına sahiptir. Siyonizm ile mücadelenin sadece işgal altındaki Filistin topraklarında değil başka bölgelerde de olması gerektiğine inanan Hareket, zaman zaman Filistin'e komşu olan ülkeler üzerinde de işgal rejimine karşı operasyonlar düzenliyor.
İslami Cihad Hareketinin kuruluşu
İslami Cihad Hareketinin düşünsel temeli, 1970'lerin sonlarında Mısır'da üniversite öğrencisi olarak bulunan Fethi Şikaki ve arkadaşları tarafından atıldı. Bu dönemde işgal altındaki Filistin topraklarının durumu, İslam ülkelerinin yaşadığı politik sorunlar, Fethi Şikaki ve arkadaşları tarafından tartışılıyor ve bunların çareleri olabilecek çözümler üzerinde fikir teatisinde bulunuyorlardı.
Fethi Şikaki, Filistin'in özgürlük mücadelesinin İslamileştirilmesi gerektiğini düşünüyordu. Filistin Kurtuluş Hareketi (FKÖ) eliyle verilen mücadelenin Kudüs'ün ve Mescid-i Aksa'nın tarihi misyonuyla uyumlu olmadığını düşünüyordu. O dönemdeki İslami yapıların Filistin'e karşı yeterli hassasiyeti taşımadığını düşünen Şikaki, devrimci İslami bir hareket fikri ile ortaya çıktı.
İhvan Hareketi içerisinden gelen Şikaki, mezhepler girdabında hapsolmamış evrensel bir İslam düşüncesini dile getiriyor ve çıkardığı el-Muhtarul İslami adlı dergi aracılığı ile fikirlerini halka ulaştırıyordu. Fethi Şikaki liderliğinde gelişen bu hareket, bütün İslam alimlerinin fikirlerini değerli buluyor ve onlardan istifade yoluna gidiyordu.
1980'li yılların başlarında Filistin'e geçen Fethi Şikaki ve arkadaşları, camilerde, okullarda, üniversitelerde ve Mescid-i Aksa'da yaptıkları çalışmalar ile Filistin'in kurtuluşunun silahlı mücadele ile olabileceği fikrini yaydılar. İslami Cihad Hareketinin çalışmaları kısa sürede özellikle gençler arasında karşılık buldu. Bu düşünce, Filistin'de 1987 yılında başlayan Birinci İntifada'nın da temel gerekçesi oldu.
1986 yılına gelinince İslami Cihad Hareketi, siyonist rejime karşı askeri operasyonlarını artırdı. Fethi Şikaki tarafından organize edilen silahlı eylemler, siyonist rejimi zor durumda bırakırken mazlum Filistin halkının özgürlük umutlarını yeşertiyordu.
Aynı yıl Fethi Şikaki, siyonist rejim tarafından tutuklanarak cezaevine konuldu. 6 Ekim 1987 tarihinde siyonist rejim zindanlarından kaçan direnişçiler ile dışarıda mücadele eden mücahitlerin birleşerek Şucaiye'de işgal rejimine karşı düzenledikleri operasyonlar, Filistin sokaklarını hareketlendirdi. Birinci İntifada hareketine zemin hazırladı. Yıllarca devam edecek Birinci İntifada Hareketinin başlamasında İslami Cihad Hareketinin büyük katkısı oldu.
1988 yılında İntifada ateşinin bütün Filistin'i çevrelediği bir zamanda Fethi Şikaki, cezaevindeyken işgal rejimi tarafından Lübnan'a sürgün edildi. Şikaki, Lübnan'da bir yıl kaldıktan sonra Suriye'ye geçti.
Siyonist işgal rejiminin mazlum Filistin halkına dönük vahşi katliamları devam ederken İslami Cihad Hareketi, 1992 yılında Kudüs Tugaylarını kurarak daha sistemli ve profesyonel bir askeri mücadele içerisine girdi. Bu süreçte İslami Cihad Hareketi, siyonist hedeflere yönelik istişhadi (şehadet) eylemleri düzenledi.
1990'lı yıllarda Filistin'de İslami hareketlerinin sahayı kontrol edecek güce ulaşması üzerine ABD'nin girişimleriyle FKÖ faktörü öne sürüldü. HAMAS, İslami Cihad ve Filistin halkının kahir ekseriyetinin kabul etmeyeceği bilindiği halde ABD, Yaser Arafat eliyle Oslo Anlaşmasına gidecek süreci başlattı. Nihayetinde Norveç'in başkenti Oslo'da Filistin Kurtuluş Örgütü lideri Arafat ile işgalci siyonist rejimin sözde başbakanı İzak Rabin tarafından Oslo Anlaşması imzalandı. Anlaşma ile FKÖ, israili devlet olarak tanıyacaktı. Bu anlaşma ile FKÖ, küçük bir kara parçası üzerine kurulacak özerk bir Filistin yönetimi için 1948'den itibaren işgal edilmiş topraklardan vazgeçiyordu. Anlaşma, İslami Cihad ve HAMAS gibi özgür Filistin için mücadele eden hareketler tarafından şiddetle reddedildi ve bir ihanet belgesi olarak değerlendirildi.
1994 yılında İslami Cihad ve HAMAS hareketlerinin liderlerine yönelik suikastlar arttı. 2 Kasım 1994 tarihinde İslami Cihat Hareketinin Gazze'deki liderlerinden Hani el-Abid uğradığı suikast sonucu şehit edildi. Suikastta FKÖ'nin parmağının olduğu iddia edildi. 22 Haziran 1995'te ise yine İslami Cihad'ın liderlerinden Mahmut Havece Gazze'de uğradığı suikast sonucu şehit edildi.
Fethi Şikaki'nin şehadeti
İslami Cihad Hareketi lideri Doktor Fethi Şikaki, siyonist rejimle mücadelede direniş gruplarının ortak hareket etmesi için elinden gelen çabayı gösteriyordu. 1994 yılında 8 Filistinli grubun bir araya geldiği Ulusal İttifak'ın kuruluşunda önemli rol oynadı. Bu dönemde Şam'da kalan Şikaki, yurtlarından sürülerek muhacir olmuş Filistinlilerin de sorunlarıyla ilgileniyordu. 1995 yılının ekim ayında Filistinli işçilerin sorunlarıyla ilgilenmek amacıyla Libya'ya gitti, ardından Malta adasına geçti. Siyonist cinayet şebekesinin takibinde olan Şikaki, 26 Ekim 1995 tarihinde Malta'da silahlı saldırıya uğradı ve şehadet makamına ulaştı.
Fethi Şikaki'nin şehadeti İslam dünyasında büyük yankı uyandırdı. Şikaki'nin şehadeti üzerine İslami Cihad ve HAMAS hareketleri direniş çağrıları yaptı. Filistin'in dört bir yanında halk gösteriler yaptı. Birçok İslam ülkesinde protestolar düzenlendi. İran İslam Cumhuriyetinde yas ilan edildi. Türkiye'de birçok üniversite de öğrenciler bildiri dağıttı ve birçok camide gıyabi cenaze namazları kılındı. (Dönemin siyonist işbirlikçisi, 28 Şubat destekçisi bazı gazeteleri ise cinayet şebekesi Mossad'a güzellemeler yaparak 'müthiş suikast' manşeti attılar.)
Suriye'nin başkenti Şam'a getirilen İslami Cihad lideri Şikaki'nin naaşı 40 bin kişinin katıldığı cenaze töreniyle tekbirler ve intikam sloganları eşliğinde toprağa verildi.
Fethi Şikaki'nin şehadeti üzerine İslami Cihad Hareketi tarafından yapılan açıklamada, "Dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar tüm siyonistler bizim şiddetli darbelerimizin hedefi olacaktır. Bugünden sonra nerede ağlarlarsa ağlasınlar ayaklarının altındaki yeryüzünü parçalayacağız…" denilerek siyonistler tehdit edildi. İslami Cihad'ın açıklamasında belirtildiği üzere Şikaki'nin şehadetinden sonra siyonistlere yönelik çok sayıda eylem yapıldı.
Fethi Şikaki'nin şehadetinden sonra Hareketin başına Profesör Doktor Ramazan Abdullah Şallah getirildi. İslami Cihad Hareketinin kuruluşundan itibaren Fethi Şikaki ile beraber olan Şallah, siyonist çetenin suikastlarına karşı daha sıkı bir teşkilatlanma yolunu tercih etti.
1992 yılında Fethi Şikaki tarafından kurulan İslami Cihad'ın askeri kanadı Kudüs Tugayları, yeni dönemde profesyonel bir askeri eğitimden geçirildi. Bu konuda Lübnan Hizbullah Hareketinin askeri tecrübelerinden istifade ettiler.
Sabra Şatilla Kasabı Ariel Şaron'un Kudüs'ü ziyaretiyle başlayan 2. İntifada sırasında İslami Cihad Hareketi HAMAS'la birlikte etkin bir rol oynadı.
Lübnan Hizbullah'ı ile siyonist rejim arasında 2006 yılında çıkan ve Güney Lübnan'ın işgalden kurtuluşu ile sonuçlanan savaşta İslami Cihad Hareketi, Hizbullah'ın yanında savaşa girdi. Aynı yıl Kudüs Tugayı Komutanı Halid Dahduh, siyonistlerin düzenlediği bombalı saldırıda şehit oldu.
Kassam Tugayları ile ittifak
2006 yılında Filistinli direnişçilerin oluşturduğu Ortak Operasyon Merkezi içinde yer alan Aksa Tugayları bu tarihten günümüze kadar Kassam Tugayları ile tam bir uyum ve ittifak içerisinde siyonist rejime karşı savaştı.
27 Aralık 2009 tarihinde siyonist israilin saldırısıyla başlayan Gazze Savaşında İslami Cihad Hareketi HAMAS ile birlikte işgal rejimine karşı büyük bir direniş sergiledi. İşgal rejiminin misket ve fosfor bombaları kullandığı bu savaşta bin 500'ü aşkın Filistinli masum katledilmişti.
İslami Cihad, 8 Temmuz 2014 tarihinde başlayıp 51 gün devam eden Gazze-siyonist rejim savaşında HAMAS'la birlikte terör rejimine ağır kayıplar verdirdi. İşgal rejiminin havadan sivilleri bombalamasına karşılık direniş güçleri roket ve füzelerle siyonistlere karşılık verdi.
Filistin İslami Cihad lideri Ramazan Şallah, 2018'de yakalandığı ağır hastalık nedeniyle görevini Ziyad en-Nehale'ye bıraktı. Doktor Ramazan Şallah, 2020 yılında hastalığının ilerlemesi nedeniyle Beyrut'ta vefat etti.
Mayıs 2021'de İslami Cihad, diğer direniş gruplarıyla birlikte siyonist rejime karşı Kudüs'ün Kılıcı adlı operasyonu başlattı. 11 gün süren bu savaşta işgal rejimi direnişçiler karşısında şartsız ateşkesi kabul etmek zorunda kaldı.
İşgal rejiminin son yıllarda düzenlediği suikastlar sonucu İslami Cihad Hareketinin liderlerinden Baha Ebul Ata, Teysir el-Caberi, Halid Mansur, Ziyad el-Mudallal ve Rıfat Şeyh el-Eyd şehid oldu. Hareketin liderlerinin peşi sıra şehit oluşları Filistin halkının İslami Cihad Hareketini daha çok sahiplenmesine vesile oluyor. Zira Filistin İslami Cihad Hareketi, Gazze'de HAMAS'tan sonra en geniş tabanlı direniş hareketi olarak biliniyor.
7 Ekim'de başlayan Aksa Tufanı operasyonunda İslami Cihad Hareketi, HAMAS'la birlikte yüzyılın en büyük direnişini sergiliyor. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Ankara Filistin Dayanışma Platformu (ANFİDAP), Ukrayna saldırıları nedeniyle Rus spor takımlarına uygulanan yaptırımın, Gazze’de soykırım yapan işgalci siyonistlerin de uygulanması çağrısı yaptı.
Filistin direnişinin 1891'de başladığını ve bugün hala devam ettiğine vurgu yapan Filistinli Araştırmacı-Yazar Muin Naim, Gazze'deki halkın yaşadığı soykırıma rağmen, direnişi inanç ve ruhla sürdürdüğünü belirtti.
Siyonist rejimin, işgal altındaki Batı Şeria'da 7 Ekim 2023'ten bu yana esir aldığı Filistinlilerin sayısının 11 bin 800'ü geçtiği bildirildi.
Birleşmiş Milletler, siyonist işgal rejiminin gıda girişine izin vermediği Gazze'de insanların haftalar öncesinden kalan çöp yığınlarında yiyecek aradığını belirtti.