Mavi Marmara Gazisi Mehmet Tunç, "Filistin’e Özgürlük sloganları atarak ölüme yürüyen bu cesur ve vicdanlı asker, eylemiyle, büyük şeytan ABD’nin ve işgalci siyonist israil’in sonunun yaklaşmakta olduğunu tüm dünyaya gösterdi." dedi.
Kürecik NATO Radar Üssüne Hayır İnisiyatifi, her ayın ilk cuma gününde düzenlediği basın açıklamasında bugün, "Mısır yönetimi Refah sınır kapısını bir an önce açsın ve başta Türkiye olmak üzer tüm İslam ülkeleri siyonist işgal rejimi ile ilişkilerini kessin" sloganıyla Gazze'de yaşanan soykırımı ele aldı.
Kernek Karagözlüler Camii bahçesinde düzenlenen basın açıklamasına HÜDA PAR Malatya İl Başkanı ve Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mehmet İlker Dönmez ve HÜDA PAR Malatya ilçe belediye başkan adayları ve STK'lar da destek verdi.
Açıklama öncesi Türkçe, Arapça ve İngilizce olmak üzere 3 dilde atılan sloganlarla Gazze'ye desteklerken, işgalci siyonist rejim ve destekçisi emparyalist ABD telin edildi.
İnisiyatif adına basın açıklamasını okuyan Mavi Marmara Gazisi Mehmet Tunç, "Bu ayki basın açıklamamıza her şeyden önce, ‘Artık Filistin’deki soykırım suçuna ortak olmayacağım’ diyerek kendisini siyonist israil’in Washington büyükelçiliğinin önünde yakan Amerikalı asker Aaron Bushnell’ı selamlayarak başlıyoruz. Filistin’e Özgürlük sloganları atarak ölüme yürüyen bu cesur ve vicdanlı genç, bu eylemiyle büyük şeytan ABD’nin ve işgalci siyonist israil’in sonunun yaklaşmakta olduğunu tüm dünyaya göstermiş oldu" diye belirtti.
"Vicdanlı ABD askeri kendi inancına göre Filistin karşısında görevini yaptı"
Mehmet Tunç
Müslüman alimlere ve Dünya Müslüman Alimler Birliği’ne çağrıda bulunan Tunç, şöyle devam etti:
"Başta Türkiye, Irak, Ürdün, Katar, Suud ve BAE olmak üzere İslam ülkelerinde ABD askerleriyle NATO görevi kapsamında yan yana görev yapan Müslüman askerlerin Gazze’de kalıcı ateşkes sağlanması amacıyla birlikte görev yaptıkları Amerikan askerlerini esir alması fetvasını ne zaman yayınlayacaksınız? Vicdanlı ABD askeri kendi inancına göre Filistin karşısında görevini yaptı. Peki, Müslüman askerler Filistin konusunda ne zaman üzerlerine düşen görevi yerine getirecekler?’ Müslüman kamuoyu Dünya Müslüman Alimler Birliği’nden bir an önce bu fetvayı yayınlamasını ve Müslüman askerlerden de bu fetva ile amel etmesini beklemektedir. Artık Gazze için sözün bittiği noktadayız. Şimdi, Gazze için bu Amerikan askerinin yaptığı gibi cesur adımlar atma vaktidir."
"Yaklaşık 5 aydır Gazze’de tüm dünyanın gözleri önünde bir soykırım yaşanıyor"
Yaklaşık 5 aydır Gazze’de tüm dünyanın gözleri önünde bir soykırımın yaşandığını anımsatan Tunç, "siyonist israil; büyük şeytan ABD ve batılı devletlerin desteğiyle çoğunluğu çocuk ve kadınlardan oluşan 30 binden fazla Gazzeli kardeşimizi hunharca katletti ve katletmeye de devam ediyor. Hastaneler, alt yapı tesisleri ve fırınlar vuruluyor. Yüzbinlerce Müslüman başını sokacak bir çadır bile bulamıyor. Korsan israil Gazzeli Müslümanları saldırı, hastalık ve açlıktan oluşan ölüm üçgenine hapsetti. Gazze’de şu anda 17 bin çocuk yetim ve öksüz. 11 bin yaralının durumu ağır. 10 bin kanser hastasının ve 60 bin hamile kadının hayatı tehlikede. 360 bin konut Siyonist rejimin saldırıları sonucu yıkıldı. Büyük şeytan ABD, Gazze’deki Dünya Gıda Programı’nın faaliyetlerini askıya aldırttı. Gazze’ye, Kerem Ebu Salim Kapısından da artık insani yardım sokulmuyor. Çünkü siyonist rejim tarafından organize edilen sözde sivil siyonist işgalciler bu kapının önünde eylem yaparak yardım tırlarının Gazze’ye geçmesini engelliyor. İşgalci israil ayrıca bölgede insani yardım yürüten kuruluşların elemanlarının vizelerini de iptal ediyor." diyerek yaşatılan mezalime dikkat çekti.
"2 milyon 200 bin Gazzeli kardeşimiz ölümün yanında açlık ve salgın hastalıklarla da pençeleşmektedir"
Tunç, "Öte yandan İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin yayınladığı raporlara göre, siyonist askerler Filistinli kadın ve kızlara burada söylemekten haya ettiğimiz insanlık dışı muamelelerde bulunmakta ve beyaz bayrak taşıyan sivilleri keskin nişancılar vasıtasıyla katletmektedir. Bu küçücük kara parçasına sıkışıp kalan 2 milyon 200 bin Gazzeli kardeşimiz ölümün yanında açlık ve salgın hastalıklarla da pençeleşmektedir. Zalim İsrail, bu mazlum kardeşlerimize karşı açlığı da bir silah olarak kullanmaktadır. Özellikle Gazze’nin kuzeyindeki bölgelerde artık açlıktan ölümler başlamıştır. Kuzeyde 700 bin Müslüman yardım ulaşmaması nedeniyle ölümle yüz yüzedir. Hayvanlar bile aç kaldıkları için, şehit olan kardeşlerimizin etini yemektedir. Ateşkes ilan edilse bile Ağustos’a kadar 12 bin kişinin salgın, hastalık ve yaralanmalardan dolayı öleceği öngörülmektedir. Tüm dünya devletlerinin liderleri ise bu içler acısı durumu sadece izlemekle yetinmektedir. Özellikle Gazze’nin tek umut kapısı olan Refah sınır kapısı hala kapalıdır. Maalesef Mısır yönetimi bu konuya duyarsız kalmakta ve soykırıma ortak olmaktadır. Mısır hükümeti, Gazze’ye yardım götürmek isteyen binlerce tırı Refah kapısında aylardır bekletmektedir. 2 milyon 200 bin Gazzeli Müslümanın çok acil gıda, su, ilaç ve yakıta ihtiyacı vardır. BM’nin acil yardım çağrılarına tüm dünya kulak tıkamaktadır." şeklinde konuştu.
"Refah bölgesine sıkışan yüzbinler, katliam tehlikesiyle karşı karşıyadır!"
Refah bölgesine sıkışan yüzbinlerce kişinin, katliam tehlikesiyle karşı karşıya olduklarına dikkat çeken Tunç, "Mübarek Ramazan ayının yaklaştığı bu günlerde ırkçı israil, Refah bölgesine saldırı hazırlığında olduğunu duyurmuştur. Katil Netanyahu açlık, cinayet ve soykırım politikasını sürdüreceğini deklare etmektedir." dedi.
"Ramazan ayında Müslümanların Mescid-i Aksa’ya girişini yasaklayacağını açıklayarak gerilimi daha da tırmandırmaktadır"
Ateşkes görüşmelerinin ise, ABD’nin himayesi altındaki katil Netanyahu'nun sözde hükümeti tarafından sürekli olarak sabote edildiğini kaydeden Tunç, "Netanyahu koltuğunu korumanın peşindedir. Siyonist halka yalan söylemektedir. Anlaşma konusunda ciddi değildir. HAMAS’ı yok etmek istemektedir. İşgalci israil Gazze’den geri çekilmeyeceğini ve esirleri serbest bırakmayacağını ilan etmiştir. Hatta Ramazan ayında Müslümanların Mescid-i Aksa’ya girişini yasaklayacağını açıklayarak gerilimi daha da tırmandırmaktadır." diye belirtti.
"İşbirlikçi Arap krallıklarını lanetliyoruz"
Tunç, "Bu arada Yemen Ensarullah Hareketinin Kızıldeniz’i gasıp işgalcilere dar etmesinin ardından siyonistlerin ihtiyacı olan ürünler Hindistan’dan kalkan gemiler aracılığıyla Birleşik Arap Emirlikleri’ne geliyor, buradan Suud ve Ürdün üzerinden karayoluyla korsan İsrail’e ulaştırılıyor. Bu yola Dubai-Hayfa hattı deniyor. Maalesef BAE, Suudi Arabistan ve Ürdün siyonistlere bu karayolunu açarak Gazzeli Müslümanların katledilmesine ortak oluyor. Bu işbirlikçi Arap krallıklarını şiddetle lanetliyoruz." dedi.
"HAMAS, İslami Cihad ve diğer direniş grupları Gazze’yi kanlarının son damlasına kadar savunmakta kararlıdır"
siyonistlerin saldırganlıkları karşısında HAMAS, İslami Cihad ve diğer direniş gruplarının Gazze’yi kanlarının son damlasına kadar savunmakta kararlı olduklarına vurgu yapan Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Onların bu şanlı direnişine Lübnan Hizbullahı, Yemen Ensarullahı ve Irak İslami Direnişi düzenledikleri askeri operasyonlarla destek vermektedir. Biz Malatya’dan Hamas’ı, İslami Cihad’ı, Lübnan Hizbullahı’nı, Yemen Ensarullahı’nı ve Irak İslami Direnişi’ni selamlıyoruz. Sonuna kadar Direniş Cephesi’nin yanındayız. Onlarla iftihar ediyoruz. Biz, direniş sayesinde korsan israil rejiminin çok yakında tarihin çöplüğüne atılacağına ve Kudüs ve Mescid-i Aksa’mızın özgürlüğüne kavuşacağına inanıyoruz."
"Ocak ayında Türkiye’den siyonist İsrail’e 320 milyon dolarlık ihracat yapıldı"
Başta Türkiye ve Mısır olmak üzere tüm İslam ülkelerinin yöneticilerinden gasıp işgalcilerle ile her türlü ilişkiyi kesmelerini talebinde bulunan Tunç, "Maalesef Ocak ayında Türkiye’den siyonist İsrail’e 320 milyon dolarlık ihracat yapıldı. Bu ihraç maddelerinin içinde akaryakıt, çelik, demir, makine, un, bakliyat ve sebze-meyve var. MÜSİAD ve TÜSİAD üyesi şirketler başta İçdaş, Kolin, Sabancı, Arkas, Mng, Limak, Manta, Oras, Yılmazlar İnşaat, Zorlu Holding, Socar, Arkas Petrol ve Enerji Petrol terörist israil’e ürün ve yakıt satmaya ve lojistik destek sağlamaya devam etmektedir." diye dikkat çekti.
"İşgalci israil ile ticaret ve iş birliği yapmak ağır bir vebal ve Filistin davasına büyük bir ihanettir"
Hem hükümeti hem de işgalci siyonistlerle iş birliği içerisinde bulunan şirketleri bir kez daha uyardıklarını ifade eden Tunç, "Bu ihanetten vazgeçin. Elleriniz katil israil ile birlikte Gazzeli kardeşlerimizin kanına bulaşmıştır. İşgalci israil ile ticaret ve iş birliği yapmak ağır bir vebal ve Filistin davasına büyük bir ihanettir. Azerbaycan’dan Bakü-Ceyhan boru hattı üzerinden ve Kuzey Irak’tan limanlarımıza gelen petrolün siyonist israil’e sevkiyatı bir an önce durdurulmalıdır, İncirlik ve Kürecik üsleri derhal kapatılmalı, Antalya, Mersin, Kocaeli ve İskenderun limanlarından işgalci israil’e gıda ve meyve-sebze ihracatı sonlandırılmalıdır" çağrısında bulundu.
"Türkiye Yemen ve Malezya’yı örnek almalıdır"
Tunç son olarak, "Hükümet için artık icraata geçme vaktidir. Türkiye Yemen ve Malezya’yı örnek almalıdır. Hükümet, Filistin davasına ihanet etmekten vazgeçmelidir. Mısır yönetimi de Refah kapısını hemen açmalı ve Gazzeli kardeşlerine karşı tarihi sorumluluğunu yerine getirmelidir" ifadelerini kullandı. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Siyonist işgal rejimi sözde ordusunun, Gazze'nin kuzeyindeki Kemal Advan Hastanesi çevresi ile sivillerin yaşadığı 2 evi bombalaması sonucu 65 Filistinli şehit oldu.
Mersin'in Tarsus ilçesinde, bir okulun öğrenci ve öğretmenleri, kendi aralarında topladıkları bağışları Gazze'ye ulaştırılmak üzere Umut Kervanı'na teslim etti.
Soykırımcı siyonist rejimin Gazze'de canlı yayın aracını bombalayarak 5 gazeteciyi hunharca katletmesine tepki gösteren Batman Medya Mensupları Derneği Başkan Yardımcısı, Gazeteci Yazar Sadullah Aydın, siyonistlerin gazetecileri hedef alarak işledikleri soykırımı gündemden düşürmeye çalıştıklarını söyledi.
Gazzeli kadınların evliliği Allah'ın rızasını kazanmak için bir araç olarak gördüklerini, en büyük çeyizlerinin ilim ve edep olduğunu ve evliliklerinde mal varlığına değil, davayı beraber yürütebilecekleri eşler seçtiklerini vurgulayan Dr. Rukiye Demir Salhiya, çocuklarını ise bu amaç doğrultusunda büyüttüklerini söyledi.