Üniversite öğrencileri, Filistin'e desteklerini sürdürmek için bir araya gelmeye devam ediyor. Siirt Üniversitesi öğrencileri, bir hafta önce başlattıkları "Gazze Obası" temalı çadır nöbetini, bugün de Uluslararası Öğrenci Topluluğu üyelerine devretti.

Gece çadır nöbetini devralan öğrenciler, gece namazları ve ibadetle geçirecekleri bir gecenin yanı sıra ezgiler ve marşlar eşliğinde desteklerini gösterdiler.

Batı ve ABD'nin Gazze'deki olaylara yönelik çifte standartlı tutumunu sert bir dille eleştiren öğrenciler, "Demokrasi, insan hakları, özgürlük" gibi kavramlarla kendilerini tanımlayan Batılı ülkelerin, Gazze'deki katliamlar karşısında sessiz kaldığına ve gerçek yüzlerini gösterdiğine vurgu yaptılar.

Müslüman ülkelerin de Gazze'deki zulme karşı yeterince tepki gösteremediğini ifade eden öğrenciler, Filistin meselesinin sadece Müslümanlar için değil, tüm insanlık için önemli olduğunu ve bu konuda daha fazla duyarlılık gösterilmesi gerektiği vurguladılar.

Siirt Üniversitesi öğrencilerinin başlattığı çadır nöbeti gibi etkinliklerin gençlerin Filistin davasına olan desteklerini göstermesi açısından önemli bir rol oynadığına dikkat çeken Siirt Uluslararası Öğrenci Derneği SUDER Başkanı Bilal Tan, Batı ve ABD'de üniversite öğrencilerinin başlattığı eylemlerin Türkiye'de de var olması amacıyla Siirt Üniversitesi'nde böyle bir etkinlik düzenlendiklerini söyledi.

Tan, "'Gazze Obası' temasıyla düzenlenen çadır nöbetini bugün devralmış bulunmaktayız. Batı ve ABD'de üniversite öğrencilerinin başlattığı eylemlerin ülkemizde de var olması amacıyla Siirt Üniversitesi'nde böyle bir etkinlik düzenlendi. ABD ve Batı'nın, Gazze olaylarında gösterdikleri iki yüzlü tutum, gerçek yüzlerini turnusol kâğıdı gibi ortaya çıkardı. Demokrasi, insan hakları, özgürlük, hayvan hakları, kadın haklarının savunucuları olarak kendilerini tanıtanlar, Gazze'de katliamlar yaşanırken insanlıkta nasıl sınıfta kaldıklarını bize gösterdiler. Müslüman ülkeler olarak da maalesef yeterince tepki gösteremedik; bu anlamda bizim de büyük eksiklerimiz var." dedi.

Arakan ve Doğu Türkistan gibi Müslüman coğrafyalarındaki zulme de dikkat çeken Tan, "Rabbim, inşallah bu etkinlikler sayesinde Selahaddin gibi bir lider çıkar ve Kudüs'ü, Filistin topraklarını özgürleştirir. Gündemimiz şu anda Gazze, ama Arakan ve Doğu Türkistan'da Müslümanlar zulüm görmeye devam ediyor. Gazze'ye odaklandığımız için bunu söylüyorum; Müslüman toprakların birçoğunda zulüm hala devam ediyor. Bu bölgeleri de unutmamalı ve gündemimize almalıyız. Batı'nın İslam topraklarında sergilediği ikiyüzlü davranışlar ve hareketler her zaman aklımızda olmalı. Böylece biz de tavrımızı belirleyip duruşumuzu net bir şekilde ortaya koyabiliriz." ifadelerini kullandı.

"7 ay önce öğrencilerin Gazze katliamına karşı duracağını düşünmezdik; 7 Ekim her şeyi değiştirdi"

Siirt Üniversitesi Uluslararası Öğrenci Topluluğu Ğars ekibi adına çadır nöbetini devraldıklarını ifade eden Hamza Ahmet, "Bu geceyi ibadet gecesi olarak geçireceğiz. Dualarımız ve teheccüt namazlarımızla sabaha kadar nöbet tutacağız. Avrupa ve Amerika'daki eylemler bizi mutlu etti. Yedi ay önce, Avrupa ve ABD'deki öğrencilerin sisteme ve Gazze'de yaşanan katliama karşı geleceklerine kesinlikle inanmazdık. Ancak 7 Ekim, bir dönüm noktası oldu. Bu sadece Müslümanlar için değil, gayri Müslimler için de bir dönüm noktasıydı. İnsanlar artık Filistin meselesini unutmaya başlamıştı, özellikle de gençler." şeklinde konuştu.

"İnşallah gelecek Müslümanlarındır. Yahudilerin ve kafirlerin değil"

"7 Ekim olayıyla birlikte Müslümanların, bu davayla sadece Filistinlilerin değil, tüm Müslümanların ortak dava olduğunu hatırladığına dikkat çeken Ahmet, "Sadece Müslümanlara değil, herkese hatırlattı. Allah'a şükürler olsun ki Amerika ve Batı'daki gençler bu davayı destekledi, sahiplendi. Buradaki eylemlerimizle Filistinli Mücahitlerin yanında olduğumuzu, onları desteklediğimizi, yanlarında olduğumuzu belirtmek istiyoruz. Ancak aynı zamanda Amerika ve Batı'daki gençlere de, yaptıkları eylemlere devam etmelerini talep ediyoruz. ABD ve Batı'nın insan hakları, kadın hakları, demokrasilerinin bir yalandan ibaret olduğu artık ortaya çıktı. İnşallah gelecek bizimdir, onların değil. Gelecek Müslümanların, Yahudilerin veya kafirlerin değildir.' diye konuştu. (İLKHA)