El Kassam Tugaylarının iman gücüyle gösterdikleri direniş ve yaptıkları cihadın kendilerine umut verdiğini belirten üniversite öğrencileri, yeni neslin Kudüs ve Ebu Ubeyde şuuruyla yetiştirilmesinin yolunun, Kur'an-ı Kerim'i anlayarak okuma ve beş vakit namazın hakkıyla ihlaslı bir şekilde eda edilmesinden geçtiğini söylediler.
7 Ekim 2023 tarihinden sonra işgalci siyonist rejim tarafından soykırımın başladığı günden itibaren İslam coğrafyasının birçok ülkesinde çeşitli eylem ve etkinliklere soykırım telin edilirken, ABD ve Avrupa ülkelerindeki üniversite öğrencilerinin büyük ses getirdiği eylemleri gündemdeki yerini koruyor.
Malatya İnönü Üniversitesi öğrenci toplulukları da ilk günlerden itibaren düzenledikleri eylem etkinliklerine yenisini katarak Gazze ve Kudüs bilincini yaymak amacıyla soykırım sona erene kadar "Kampüs İntifadası" sloganıyla üniversite de kurdukları çadırlarda nöbet tutmaya devam ediyor.
İLKHA muhabirine konuşan kız öğrenciler, El Kassam Tugaylarının iman gücüyle gösterdikleri direniş ve yaptıkları cihadın kendilerine umut verdiğini, yeni neslin Kudüs ve Ebu Ubeyde şuuruyla yetiştirilmesinin yolunun Kur'an-ı Kerim'in anlayarak okumaktan ve beş vakit namazı hakkıyla ihlaslı bir şekilde eda edilmesinden geçtiğini söylediler.
"Kudüs bilincini oluşturmak için çabalıyoruz!"
Burcu Karaçay
Öğrenci Toplulukları olarak 2 Mayıs'tan beri çadırları kurduklarını anımsatan İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğrencisi Burcu Karaçay, "Dönem sonuna kadar buradayız ve çeşitli etkinlikler yapacağız. Arkadaşlarımızla birlikte Kudüs bilincini oluşturmak için çabalıyoruz inşallah. Burada aslında Gazze'de olan zulme karşı duruşumuzu göstermeyi amaçlıyoruz. Herkesin elinden gelen bir şey elbette ki vardır. Hiçbir şey yapamasak bile zulme karşı sesimizi yükselterek sessiz kalmayarak bunu dile getirebiliriz. Duruşumuzla bunu gösterebiliriz. Biz zaten üç yıldır Kudüs öğrenci topluluğu olarak Kudüs bilincini edinmek için çabalıyoruz. Bu yönde kardeşlerimiz de özel olarak da ilgileniyoruz. Biz inanıyoruz ki bir şey yapamam edemem sözü elbette ki boş bir şeydir. Burada en önemlisi okumak, bilmek, bilinçlenmek. Bu yönde öğrenciler olarak bizim de yapacağımız en büyük iş budur." diye konuştu.
"Vicdanlarımıza seslenilmesi gerektiğini düşünüyoruz"
Zehra Dursun
Buradaki amaçlarının Gazze'deki direnişi temsil etmek ve destek olmak olduğunu ifade eden Turgut Özal Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Öğrencisi Zehra Dursun, "Çünkü orada (Gazze'de) büyük bir direniş var, büyük bir mücadele var. Bizler de öğrenciler olarak elimizden geldiğince böyle faaliyetler gerçekleştirebiliyoruz. Allah izin verirse daha fazlasını da gerçekleştireceğiz. Bu anlamda desteklerini esirgemeyen hocalarımıza çok teşekkür ediyoruz. İnsanları daha şuurlu bir noktaya taşımak için destek bekliyoruz. Çünkü Kudüs davası onun bunun değil, aslında bu insanlığın davası. Vicdanlarımıza seslenilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu anlamda çalışmalar yürütüyoruz herkesin de desteğini bekliyoruz." çağrısında bulundu.
"Yeni nesli Ebu Ubeyde şuuruyla yetiştirmemiz gerekiyor"
Öğrenci Zehra Dursun, "Orada büyük bir mücadele veriliyor. Onları gerçekten takdir ediyorum ve ne yaparsak yapalım onların hakkını ödeyemeyiz. Burada onların direnişini sürekli dile getiriyoruz ama kendi vazifelerimizi de anlamamız gerekiyor. Yeni bir nesil yetişecek inşallah. Yetişecek olan, nesil de bizim elimizde. Bu anlamda öğretmenlerimiz, annelerimiz, babalarımız, belki de bizler, yeni nesli Ebu Ubeyde şuuruyla yetiştirmemiz gerekiyor. Şuurlu nesil yetiştirmek çok önemlidir. Bu anlamda ülkemizin çok fazla yetersiz kaldığını, boykot sürecinde görüyoruz. Çünkü boykot bizi aslında ekonomik anlamda sosyal anlamda ne kadar yetersiz olduğumuzu gösterdi. Müslümanların bu noktada bağımsızlığını kazanabilmesi gerekiyor. Ve bunun da en önemli etken anne, baba ve yetiştirilmiş çocuklar. Bu şuurla yetiştirip her alanda en güzel şekilde İslam'ı temsil etmemiz gerektiğini düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
"Batının dikte ettiği kişileri değil, bizzat İslam'ın içinden gelen ve devrim yapmış insanları örnek almamız gerekir"
Gülizar Taştan
İnönü Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Öğrencisi Gülizar Taştan, "İbn-i Haldun'un da dediği gibi, öncelikle kendimizi yetiştirmemiz gerekir. Çünkü siz evladınıza, kendinizi yetiştirdiğiniz kadarını verebilirsiniz. Her anlamda kendimizi yetiştirmeli ve üretken olmalıyız çünkü ileride bizim evladımız bize bakarak ilerleyecek. Dolayısıyla bu neslin kendini yetiştirmelerini ve gerçekten evliliğe önem vermeleri gerektiğini düşünüyorum. Çünkü biz bu dünyaya öylesine yaşamak için gelmedik. Dolayısıyla evlilik öylesine sünnet olarak kılınmadı. Yeni neslin evliliğe gereken önemi vermesi ve kendini yetiştirmesi gerekiyor. Batının dikte ettiği kişileri değil büyüklerimizi tanımamız gerekiyor. Batının bize dikte ettiği kişileri değil, bizzat İslam'ın içinden gelen, tarihin içerisinden gelen devrim yapmış insanları örnek alarak ilerlemenin çok mühim olduğunu düşünüyorum." dedi.
"Kur'an'a bağlanmalı ve anlayarak okumalıyız. Beş vakit namazı hakkıyla ihlaslı bir şekilde kıldığımızda bu gençlik dirilecek İnşallah"
Elif Demir
Kudüs meselesine Filistin meselesi olarak değil, imanın ve insanlığın meselesi olarak bakılması gerektiğine vurgu yapan İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğrencisi Elif Demir, "Biz buna Filistin meselesi olarak hiçbir zaman bakmadık. El Kassam Tugaylarının iman gücüyle gösterdikleri direniş ve yaptıkları cihad bize umut veriyor. Bu konuda Türkiye'deki gençlere de umut veriyor. Tabi Kur'an'a bağlanmalıyız ve anlayarak okumalıyız. Çünkü bu yönde eksikliğimiz var ve tam anlamıyla cihadın ne olduğunu bilmiyoruz. Bir de 5 vakit namaz. Eğer gençler olarak beş vakit namazı hakkıyla ihlaslı bir şekilde kıldığımızda bu gençlik dirilecek İnşallah." diye konuştu.
"ABD'deki öğrenciler geleceklerini hiçe sayarak Gazze'ye sahip çıkıyorlar"
Gülsüm Bozdaş
İnönü Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Öğrencisi Gülsüm Bozdaş ise, "Biz burada Filistin'e destek amaçlı toplandık. Artık bir uyanış olsun Müslümanlar uyansın diye dikkat çekmek amacıyla bu nöbet çadırlarını kurduk. Dikkat edilirse ABD işgalci israil'e destek veriyor. Ama ABD vatandaşları da Gazze'deki insanlara destek veriyor. Onlar artık uyandılar ve doğrunun, Müslümanların yanındalar. Şu an dünyadaki gayrimüslimler akın akın İslam dinini seçerek Müslüman oluyorlar. ABD'deki üniversite öğrenciler en son bir eylem de yöneticilerine 'siz işgalci İsrail'i desteklemeyi kesmeyene kadar biz artık derslere girmeyeceğiz' dediler. Kendi geleceklerini hiçe sayıp sahneye çıkıp diplomalarını yırttılar. Artık yavaş yavaş gayrimüslimler Filistin'i destekliyor ve bu destek yavaş yavaş büyüyor. Kamplar, kurmuşlar, çadırlar kurmuşlar, akın akın sokaktalar, Filistin'i destekliyorlar. Biz birkaç gün çıktık, konuştuk. Bu yetmez. Filistin, Gazze özgür olana kadar bizim konuşmamız gerekiyor. Bizim sokaklara dökülmemiz gerekiyor. Yani korkmamamız gerekiyor. Çünkü bu ülkenin geleceği bizleriz. Bizim susmamamız lazım" diye konuştu. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Ankara Filistin Dayanışma Platformu (ANFİDAP), Ukrayna saldırıları nedeniyle Rus spor takımlarına uygulanan yaptırımın, Gazze’de soykırım yapan işgalci siyonistlerin de uygulanması çağrısı yaptı.
Filistin direnişinin 1891'de başladığını ve bugün hala devam ettiğine vurgu yapan Filistinli Araştırmacı-Yazar Muin Naim, Gazze'deki halkın yaşadığı soykırıma rağmen, direnişi inanç ve ruhla sürdürdüğünü belirtti.
Siyonist rejimin, işgal altındaki Batı Şeria'da 7 Ekim 2023'ten bu yana esir aldığı Filistinlilerin sayısının 11 bin 800'ü geçtiği bildirildi.
Birleşmiş Milletler, siyonist işgal rejiminin gıda girişine izin vermediği Gazze'de insanların haftalar öncesinden kalan çöp yığınlarında yiyecek aradığını belirtti.