Malatya İnönü Üniversitesi Söz ve Kalem Gençlik Topluluğu tarafından Gazze’de devam eden soykırıma tepki destek göstermek amacıyla düzenlenen basın açıklamasını okuyan Mahmut Kılınç, işgalci siyonist rejimin Gazze'de 10'larca camiyi yıktığına ve onlarca mabede de zarar verdiğine dikkat çekti.
Malatya İnönü Üniversitesi bünyesinde bulunan Söz ve Kalem Gençlik Topluluğu, bu hafta 4'üncüsünü düzenlediği basın açıklamasında, işgalci siyonistlerin Gazze'de yıktığı ve zarar verdiği dini mabedleri gündeme aldı.
Cuma namazı çıkışı İlahiyat Camii’nin yanında düzenlenen basın açıklamasını topluluk adına okuyan Mahmut Kılınç, işgalci siyonist rejimin Gazze'de 10'larca camiyi yıktığına ve onlarca mabede de zarar verdiğine dikkat çekti.
Gazze’deki vahşice katliam sona erene kadar her Cuma yapmayı planladıkları basın açıklamalarına devam edeceklerini duyuran Kılınç, "Allah’ın mescitlerinde onun adının anılmasını yasak eden ve onların yıkılması için çalışandan daha zalim kim olabilir! Böyleleri oralara ancak korka korka girebilmelidirler. Bunlar için dünyada rezillik, ahirette de büyük bir azap vardır." dedi.
"Siyonist çeteler; din, dil, ırk, mezhep ayırt etmeden alçakça Gazze'de camileri, kiliseleri ve diğer dini mabetleri vahşice bombalıyor"
Mahmut Kılınç
Kılınç, "Başımıza bombalar yağmadan, ailelerimizin güvenliğinden emin olarak kıldığımız cumamız mübarek olsun. Bugün burada cuma namazımızı eda ettik. Ellerimizi açtık. Kendimize, ailemize, sevdiklerimize dua edebildik. İsteklerimizi söyleyebildik. Dertlerimizi paylaşabildik. Gazze'deki mazlumlara dua edebildik. Biz bu nimetler içindeyken işgalci Siyonist çeteleri; din, dil, ırk, mezhep ayırt etmeden alçakça Gazze'de camileri, kiliseleri ve diğer dini mabetleri vahşice bombalıyor. Oradaki mazlumların o lanetli kavmi şikâyet edebilecekleri el açıp beraber Allah'a yalvarıp yakarabilecekleri saf saf namaza durup kenetlenebilecekleri ibadethaneler bir bir yıkılıyor." diye dikkat çekti.
"Nerede insan hakları savunucuları? Nerede anlaşmalar sözleşmeler imzalayıp insanı güvence altına alacağını söyleyenler?" diyerek soran Kılınç, "Gerek 1949 Cenevre Sözleşmesi'nde gerekse 1998 Roma Statüsünde, savaş suçunun 'sivillerin kasıtlı olarak öldürülmesi, yaralanması, yaşamsal ihtiyaçlarının, tıbbi malzemelerinin kesilmesi' olduğunu maddeleyenler bu suçları işlemekten geri durmayan bu vahşilere karşı neden ses çıkarmıyor? Özellikle bu 4 suç tipine de bir arada baktığımız zaman buradaki temel hedef; herhangi bir silahlı çatışmada, bir savaş durumunda sivillerin korunmasıdır. Yani savaş durumunda sivillerin vurulmaları, konutlar, hastaneler, okullar, mabetler, cami, kilise, kültürel varlıklar, bütün bunların askeri hedef olarak vurulması kesinlikle yasaklanmıştır." diye anımsattı.
"Bütün bunlar dünyanın gözleri önünde gerçekleşirken dünya yazdığı çizdiği sözleşmelere uymayan bu alçaklara daha ne kadar göz yumacak?"
İşgalci siyonist rejimin hedef gözetmeksizin sivillerin yaşadıkları yerleri, çocuklar, bebekler, kadınlar, yaşlılar ve masum halkı hedefe koymasının açık olarak bir savaş suçu ve insanlığa karşı suç fiillerini oluşturduğuna dikkat çeken Kılınç, "Gazzelilerin toplu şekilde sürgün edilmesi, göçe zorlanması ve bunu zorla yapmaları, bombalamak suretiyle baskıyla yapılması da soykırımdır. Bütün bunlar dünyanın gözleri önünde gerçekleşirken dünya yazdığı çizdiği sözleşmelere uymayan bu alçaklara daha ne kadar göz yumacak?" diye sordu.
"Şimdiye kadar 10'larca camiyi tamamen yıktı ve onlarca cami ve mabede de zarar verdi!"
Dünyanın kınamaktan ileri gidemediğini gören bu alçak zalimlerin her geçen gün daha da vahşileşerek Gazze şeridinin kuzeyindeki Cibali’ye bölgesinde yer alan el-Ömer’i Camiine bombalar yağdırarak tamamen yıktığını anımsatan Kılınç, "Nusayrat Mülteci Kampı'ndaki Aksa Şehitleri Camisine saldırdı. Evleri yıkılan yerinden yurdundan edilen mazlumların sığındığı tarihi kiliseyi bombaladı. Hamas Basın Ofisi Başkanı Seleme Maruf israil'in 10 camiyi tamamen yıktığını ve onlarca cami ve mabede de zarar verdiğini açıkladı." diye belirtti.
"Gazze’deki katliam sona erene kadar her cuma günü burada toplanmaya ve Gazze’deki mazlumların sesi olmaya devam edeceğimizi duyuruyor Ümmetin izzeti ve şerefini koruyan Kassam Mücahitlerini saygıyla selamlıyoruz"
Kılınç son olarak, "Maddi manevi ciddi emekler harcayıp mabetleri imar edenler bu mabetlere sahip çıkmadıkça bu tür insanlık dışı haberleri daha çok duyacağız ve göreceğiz. Unutulmamalıdır ki dünyayı sarmış olan zehirli Siyonist İşgalci yılanının zehri mutlaka bizi de etkileyecektir. O halde bu zehirli yılana karşı hep birlikte savaşmalı ve başını ezmeliyiz. Ey iman ettiğini iddia edenler parçalanıp bölünmeyin, hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılın, kardeş olun. Mümin kardeşinin derdiyle dertlenmeyen bizden değildir. Bu vesileyle tüm vicdan sahibi insanları maddi manevi tüm imkanlarıyla Siyonist İşgal çetelerine karşı durmaya çağırıyoruz. Gazze’deki katliam sona erene kadar her cuma günü burada toplanmaya ve Gazze’deki mazlumların sesi olmaya devam edeceğimizi duyuruyor Ümmetin izzeti ve şerefini koruyan Kassam Mücahitlerini saygıyla selamlıyoruz." dedi. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Ankara Filistin Dayanışma Platformu (ANFİDAP), Ukrayna saldırıları nedeniyle Rus spor takımlarına uygulanan yaptırımın, Gazze’de soykırım yapan işgalci siyonistlerin de uygulanması çağrısı yaptı.
Filistin direnişinin 1891'de başladığını ve bugün hala devam ettiğine vurgu yapan Filistinli Araştırmacı-Yazar Muin Naim, Gazze'deki halkın yaşadığı soykırıma rağmen, direnişi inanç ve ruhla sürdürdüğünü belirtti.
Siyonist rejimin, işgal altındaki Batı Şeria'da 7 Ekim 2023'ten bu yana esir aldığı Filistinlilerin sayısının 11 bin 800'ü geçtiği bildirildi.
Birleşmiş Milletler, siyonist işgal rejiminin gıda girişine izin vermediği Gazze'de insanların haftalar öncesinden kalan çöp yığınlarında yiyecek aradığını belirtti.