Zulüm altında bir şehadet daha: Gazzeli esir işgal merkezinde şehit oldu

Siyonist rejim, Gazzeli bir esiri daha sorgu merkezinde şehit etti. Şehadet aylarca gizlenirken, işgal rejimi olayı "kazayla düşme" olarak örtbas etmeye çalıştı.
İşgal basınından Haaretz gazetesinin haberine göre, siyonist rejim, Gazze'den esir alınan ve iç güvenlik birimi Şabak'a ait bir sorgu merkezinde tutulan 40 yaşındaki Filistinli esirin, 2024 yılı Ocak ayında şehit olduğunu gizledi.
Haberde, esirin elleri bağlıyken yüksekten düşerek şehit olduğu belirtildi. Siyonist yetkililer, şahsın kaçmaya çalışırken düştüğünü iddia etti. Ancak otopsi raporu, şehidin uzun süre elleri bağlı tutulduğuna ve yüksekten düşmeye bağlı iç kırıklar bulunduğuna işaret etti.
Daha da vahimi, esirin naaşı kimlik bilgisi olmadan nakledildi ve "kimliği bilinmeyen kişi" olarak kayıtlara geçti. Oysa Şabak esirin kimliğini biliyordu. İşgalin bu tavrı, olayı sistematik biçimde örtbas etme girişimi olarak değerlendiriliyor.
Siyonist rejim sözde adalet bakanlığı, olayla ilgili soruşturmanın tamamlandığını ve herhangi bir cezai şüpheye rastlanmadığını duyurdu. Ancak Haaretz gazetesi dahil pek çok kaynak, esirin rejime ait bir merkezde hayatını kaybettiğine dikkat çekerek bunun ağır bir ihmal veya işkence vakası olduğunu belirtti.
Esirlere yönelik sistematik işkence
Haberde, savaşın başlangıcından bu yana en az 6 Filistinli esirin Şabak sorguları sırasında şehit olduğu kaydedildi. Aynı zamanda, siyonist rejim zaman zaman topluca esir aldığı Filistinlileri serbest bırakıyor.
Gazze Esir Medya Ofisi, pazartesi günü işgal rejiminin 9 esiri serbest bıraktığını duyurdu. Bu kişiler, Deyr el-Belah'taki Eş-Şehid el-Aksa Hastanesi'ne ulaştı.
Ancak Gazze'den alınan 1747 esir, işgal rejimi tarafından "yasa dışı savaşçı" statüsünde tanımlanıyor. Bu tanım, esirleri uluslararası korumadan mahrum bırakıyor ve onları denetimsiz askeri kamplarda tutma imkânı veriyor.
Uluslararası hukukun açık ihlali
Serbest bırakılan esirlerin ifadeleri, işgal zindanlarında yaşanan insanlık dışı uygulamaları ortaya koyuyor.
Sistematik işkence, kasıtlı sağlık ihmali, aç bırakma, tecrit ve psikolojik baskı gibi uygulamaların, siyonist rejim içinde üst düzey onayla yürütüldüğü ifade ediliyor. Bu süreci yöneten isimlerin başında ise aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir bulunuyor.
Uzmanlara göre, bu uygulamalar Cenevre Sözleşmeleri'ni açıkça ihlal ediyor ve savaş suçu niteliği taşıyor. Ancak uluslararası toplumdan somut bir tepki gelmemesi, işgalin suçlarını daha da pervasızlaştırıyor. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Siyonist işgal rejimi güçlerinin Kudüs’ün kuzeyinde yer alan Kalendiya ve er-Ram bölgelerinde açtığı ateş sonucu 2 Filistinlinin yaralandığı bildirildi.
Mardin'in Artuklu ilçesinde halk ve medrese öğrencileri bir araya gelen HAMAS liderlerinden Sami Ebu Zuhri, burada yaptığı konuşmada, "İşgal rejimi ve onlara destek veren şer güçler, HAMAS'la anlaşmaya varmaları HAMAS'ı bir güç olarak kabul ettiklerinin itirafıdır. Trump'ın kendisi bile anlaşmada HAMAS'ı terör olarak kabul ettiği halde bu uzlaşıyla ilgili HAMAS'ın beyanını aldı ve sosyal medyada kendi hesabından bunu yayımladı." dedi.
HAMAS'ın gece saatlerinde 4 işgalci esirin cenazesini teslim etmesinin ardından, Refah Sınır Kapısı’nın bugün yeniden açacağı belirtildi.
HAMAS ile işgal rejimi arasında varılan anlaşmanın ardından 7 işgalci bugün Kızılhaç'a teslim edildiği belirtildi.