Bingöl’de bulunan Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, çözüm sürecine değinerek, “Bölgeyi sürekli istismar etmeye çalışan bir takım provokatörler var.”dedi.

Bingöl'de temaslarını sürdüren Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Bingöl Ticaret ve Sanayi Odası (Bingöl TSO) öncülüğünde yürütülen 3. Kalkınma Platformu Toplantısı'na katıldı.

3. Kalkınma Platformu toplantısına, AK Parti Bingöl Milletvekili Eşref Taş, Bingöl Valisi İbrahim Taşyapan, Bingöl TSO Başkanı Erkan Çalbay, Belediye Başkanı Yücel Barakazi ve kurum amirleri katıldı.

Bingöl TSO toplantı salonunda konuşan Bakan Yılmaz, çözüm sürecine ilişkin açıklamalarda bulunarak, "Ne kadar teşvik verirseniz verin, ne kadar altyapı yatırımı yaparsanız yapın bir bölgede huzur ortamı tesis edilmemiş ise, güven ortamı tam anlamıyla hissedilmiyorsa, böyle bir algı yoksa, orada maalesef arzu ettiğimiz ölçüde özel sektör yatırımı gerçekleşmiyor."ifadesini kullandı.

Çözüm sürecine de değinen Bakan Yılmaz, "Çözüm sürecinin başarıya ulaşması ve insanların zihinlerinde hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde bu defterin kapanması, aynı zamanda bir refah süreci demektir. İstihdam demektir. Ekonomimizin, sosyal hayatımızın zenginleşmesi demektir. Demokrasimizin gelişmesi demektir. Her bakımdan çözüm süreci çok önemli." şeklinde konuştu.

"Bölgeyi sürekli istismar etmeye çalışan bir takım provokatörler var"

Bakan Yılmaz, konuşmasının devamında: "Süreçle ilgili de son dönemlerde daha olumlu bir atmosfer görüyoruz. Ümit ederiz ki, bu en kısa sürede sonuçlanır. Tabi burada beklentileri çok aşırı yükseltmek çok doğru değil belki. Çözüm süreci gibi zor süreçlerde bazen inişler çıkışlar yaşanabiliyor. Çünkü bunu istemeyen çevreler var içeride ve dışarıda Türkiye'nin önünü kesmeye çalışan, bu bölgeyi sürekli istismar etmeye çalışan bir takım provokatörler, bir takım çevreler bunu karıştırmaya çalışıyorlar. Bundan sonra da yapmaya çalışacaklar ama, biz her zaman söylüyoruz, hükümet olarak son derece kararlıyız. Sonuna kadar da çözüm sürecinin arkasındayız. Aynı şekilde çözüm sürecinin ne kadar arkasındaysak, kamu düzenin de o kadar arkasındayız. Halkımızın emniyeti, güvenliği bizim için birinci önceliktir. Bakın devletin güvenliğinden bahsetmiyorum, toplumun, fertlerin güvenliğinden bahsediyorum. Bu güvenliği de bizim maksimum düzeyde sağlamamız lazım. Bu ortamı oluşturmamız lazım. Biz bunları birbirinin alternatifi olarak görmüyoruz. Hem ekonomiyi kalkındıracağız, hem çözüm sürecini sonuna kadar devam ettireceğiz, hem de kamu düzenini sağlayıp vatandaşımızın emniyetini güvence altına alacağız." sözlerine yer verdi. (Nihat Kanat-İLKHA)