Hukuk Fakültesi öğrencileri: Filistin halkının kendini savunma hakkı meşrudur
Siyonist işgal rejiminin Gazze'ye yönelik sürdürdüğü soykırımı lanetlemek için okul bahçesinde toplanan Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencileri; Filistin'in yanında oldukları mesajını vererek, İslam ülkelerine Filistin davasına destek vermeye davet etti.
Uludağ Üniversitesinin Gemlik yerleşkesinde okuyan Hukuk Fakültesi öğrencileri kampüs bahçesinde gerçekleştirdikleri basın açıklaması ile siyonist rejimin uyguladığı soykırımı kınayarak, tam bağımsız Filistin devleti kurulana kadar haklı Filistin davasının yanında olacaklarını vurguladılar.
Üniversite öğrencileri adına basın açıklamasını okuyan öğrencilerden Merve Oruç, 17.10.2023 tarihinde Gazze'de bulunan El-Ehli Baptist Hastanesi işgal rejimi tarafından hedef alınmak suretiyle vurulmuş, geriye korkunç bir enkaz kalmıştır. İnsanlık dışı bu eylemleriyle uluslararası hukuku hiçe saymakta, sapkın siyonizm ideolojisi uğruna tam anlamıyla soykırım gerçekleştirdiğini belirtti.
"Hastanelerin, yaralı ve hasta toplama yerlerinin bombalanması yasaktır"
Oruç, "Savaş hukukuna dair temel prensipleri düzenleyen 1907 tarihli La Haye sözleşmesinin eki IV nolu kara savaşı kuralları sözleşmesi yönetmeliğinin 25'nci maddesine göre şehir, kasaba ve her türlü yerleşim yerine herhangi bir araçla taarruz edilmesi veya bu gibi yerlerin rastgele bombardıman edilmesi ile hastanelerin, yaralı ve hasta toplama yerlerinin bombalanması yasaktır." dedi.
"Filistin halkının soykırıma karşı kendini savunma hakkı meşrudur ve sorgulanamaz"
Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencileri olarak Filistin'i başkenti Kudüs olan, doğusu ve batısıyla bölünmez bir bütün ve İslam'ın mukaddes toprakları olarak gördüklerini söyleyen Oruç, "Bütün dünya bilip görüp de görmezlikten geliyorken bugün yaşananların sorumlusu Filistin'i işgal eden, on binlerce kişiyi katleden, milyonlarca kişiyi sürgün eden, Mescid-i Aksa'ya defalarca alçakça saldırılar düzenleyenlerdir. Filistin halkının soykırıma karşı kendini savunma hakkı meşrudur ve sorgulanamaz." şeklinde konuştu.
"Zulme karşı sesimizi yükseltmeyi insani bir görev addediyoruz"
Bu topraklara barışın gelmesinin, vahşetin bitmesinin, Filistin'in 75 yıllık acısının ve mazlumiyetinin sona ermesinin yegane yolu Filistin'e yönelik yapılan saldırıların ve işgalin son bulması olduğunu belirten Oruç, "Mazlumların gözyaşlarından deniz oluşturup karşısına geçerek izleyen sraile karşı din, dil, ırk ayrımı gözetmeksizin topyekun bir şekilde harekete geçmek insani bir sorumluluktur. Gazze'de yaşanan vahşet, yıkım ve soykırıma karşı durmayı, mazlumlara ses vermeyi, zulme karşı sesimizi yükseltmeyi insani bir görev addediyor, şehitlerimize rahmet diliyoruz." diye konuştu.
Okunan basın açıklaması Adalet Topluluğu Başkanı Mahmut Arslan'ın yaptığı dua ile sona erdi. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Siyonist rejimin 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'ye yönelik saldırıları 70 binden fazla Filistinlinin şehadetine, 171 binden fazla kişinin yaralanmasına yol açtı. Enkaz altında hâlâ ulaşılamayan binlerce kişi bulunuyor.
Siyonist rejimin işlediği zorla gömme ve toplu gömü iddialarına ilişkin CNN'in ortaya koyduğu bulgular sonrası, kayıp merkezleri acil soruşturma ve Kızılhaç'ın bölgeye intikalini talep etti.
Belde girişinin toprak setlerle kapatılması hem hasta Filistinlileri hem de işine gitmek zorunda kalan yüzlerce kişiyi mağdur ederken, gece baskınları ve market–yakıt tedarikindeki kesinti krizi derinleştiriyor.
İşgal altındaki Batı Şeria'nın Halten–Beyt Umar arasındaki kırsal bölgede zeytinliklerine gitmeye çalışan Filistinli çiftçilere taşlarla saldıran Yahudi çeteler 7 kişiyi yaraladı. Yaralılar hastaneye kaldırıldı.