Kadir Gecesi münasebetiyle Davet ve Gençlik Merkezi, Diyarbakır'da Kur'an-ı Kerim ziyafeti programı düzenledi.

Kur'an-ı Kerim'in nazil olduğu Kadir Gecesinde gönüllerin huzur bulabilmesi amacıyla Davet ve Gençlik Merkezi tarafından düzenlenen Kur'an-ı Kerim ziyafet programında sohbetler yapıldı, dualar edildi.

Diyarbakır merkez Kayapınar ilçesi Diclekent Camii’nde düzenlenen programda, Kurra Hafız Süfyan Abdülkadir Cırcis, Senger Abdülkadir Hemedemin'in Kur’an tilavetleriyle dinleyiciler duygu dolu anlar yaşadı.

Yatsı ezanının okunmasıyla kılınan teravih namazı sonrası başlayan Kadir Gecesi programı Kurra Hafız Süfyan Abdülkadir Cırcis ile Senger Abdülkadir Hemedemin'in tilavetleriyle başladı.

"Allah, özellikle bu gece genelde tüm gecelerde Kur'an'la kendini hatırlattı"

Kur'an-ı Kerim tilavetlerinin ardından seslendirilen ilahi ve kasidelerden sonra günün anlam ve önemine ilişkin Araştırmacı Zekeriya Gezer Hoca bir sohbet gerçekleştirdi.

Kur'an'ın nazil olduğu kadir gecesinin önemini konu alan Gezer, toplumun gün geçtikçe manevi değerlerinden uzaklaştığına dikkat çekerek bu tür önemli geceleri fırsat bilerek tövbe ve istiğfara ağırlık verilmesi gerektiğini dile getirdi.

İnsan oğlunun verilen nimetler karşısındaki tutumuna dikkat çeken Gezer, "Meleklerin insan olarak yeryüzüne teşrif ettiği bu gecede Allah'ın varlığını herkes kendine sormak zorundadır. Kur'an'ın sesi tüm kainatta yankılanırken kişinin yüreğinde Kur'an çarpmıyorsa, kendini hissettirmiyorsa o kişi Allah'tan uzak kalmış demektir. Herkes o mülk sahibine muhtaçken kişi nerede olduğunu sorgulamayacaksa ne zaman sorgulayacak? Ondan dolayı Kur'an-ı Kerim insan için 'Rabbine nankördür' diye buyurmaktadır. İnsanın gaflete düştüğü anda Allah, özellikle bu gece genelde tüm gecelerde Kur'an'la kendini hatırlattı." dedi.

"Allah, Kur'an'ı Kadir Gecesi'nde indirerek 'gece yatarak beni tanıyamazsınız' demeye getirdi"

Toplumda Kur'an okuma alışkanlığının gerilediğine vurgu yapan Gezer, öne sürülen bahaneler karşısında Kur'an'ın nazil oluş şeklini hatırlatarak şunları kaydetti:

"Nitekim Peygamber Aleyhisselatu Vesselama baktığımızda okuma yazma bilmezdi ve Allah O'na 'oku' diye emretti. İşte okuma yazma bilmeyen, karanlıklarda boğulanlara Allah kendini peygamberler üzerinden tanıttı. Allah şah damarımızdan daha yakın iken bizler Allah'a yakın mıyız? Bilemiyoruz. Allah'ı unutan bakış açısını unuttu, gözümüzü açtığımızda gördüğümüz dünyayla basiretimiz kapandı. Onun içindir ki Allah Resulü 'Ya Rabbim! Kavmim Kur'an'ı unuttu' diye buyurmuştu. Halbuki Allah insanı eşref-i mahlukat olarak yarattı."

Gezer, "Kur'an sadece sevap niyetine açılıp okunan bir kitap değil, Alemlerin Rabbi'nin indirdiği vahiydir. Altı bin küsur ayetten müteşekkil hayat yolumuzu belirleyen ve bizi Rabbimize götüren kitaptır. Fakat bizler Allah'ı unuttuk. Bizler geceleri uyuyarak geçirdiğimizde ilk önce Allah'ı kaybettik. İşte Allah Kur'an'ı Kadir Gecesi'nde indirerek 'gece yatarak beni tanıyamazsınız' demeye getirdi." ifadelerini kullandı.

"O Kur'an ki uğrunda nice canlar verildi…"

"Allah bizleri kulluk mücadelesi için yarattı" diyerek konuşmasını sürdüren Gezer, "Kulluk, Allah'ın razı olduğu hayatı yaşama mücadelesi vermenin adıdır. Biz buna tevhid diyoruz. Peygamberler üzerinden getirilen ve Kur'an'la haritası belirlenen yol tevhiddir. Kur'an hayatımıza yön verecekken bizler Kur'an'ı okumadık, Ramazandan Ramazana okuduk; yeterli değildir. O Kur'an ki uğrunda nice insan canını verdi. Başta Peygamber sahabeleri olmak üzere tabiinler, evliyalar, alimler, gaziler, şehidler ve bütün Kur'an takipçileri Rabbin emirlerini ayakta tutma uğruna her şeylerini feda ettiler. Biz ise sadece sevap olsun diye evimize aldık." şeklinde konuştu.

"Bu gece, alemlerin Rabbine dönüş için yeni bir sayfa açalım"

Bu gece bir fırsat olarak değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Gezer, "Bu gece hepimiz ayıplarımızı ve kusurlarımızı Rabbimize arz edeceğiz. Rabbimizin rahmetine sığınalım. Bu gece günahımız ve kusurlarımız ne olursa olsun secdede bırakalım ve alemlerin Rabbine dönüş için yeni bir sayfa açalım. Allah'ın yolunda gittiğinde, Allah kişiyi tıpkı Hazreti Yusuf'u kuyunun dibinden aldığı gibi karanlıktan alır, aydınlığa çıkarır. Allah yüceltmeden önce imtihanlardan geçirir. Hazreti Yusuf dibe girmeyi göze aldı ve aşkı göklere çıktı. Hazreti İsa babasız dünyaya gelmenin imtihanını yaşadı ki Allah onu mükafatlandırdı, onu yalnız bırakmadı. Her Peygamberi ayrı ayrı imtihanlardan geçirdi. Hazreti İbrahim gibi ateşle yüzleşmeyi göze alamayanlar ateşin içindeki selameti göremezler. Kuyunun dibine inmeyi göze alamayanlar, Hazreti Yusuf gibi makamlara erişemezler. Hazreti Musa gibi Allah'a teslim olmayanlar suyun dibindeki kuru yolu göremezler." ifadelerine yer verdi.

Gezer, "Allah yalnız yapılan ibadetleri değil, mescitlerde cemaatle yapılan ibadetleri daha çok sever. Allah kullarının birlikteliğini daha çok sever. Ey gençler yalnızlığınız şeytana kapı aralar ve günahlara göz açtırır. Düşmanlarımız yalnızlığımız üzerine hesap ve proje çiziyorlar. Televizyonu tableti ve telefonu evde bırakın bu gece olduğu gibi camilere koşun. Sadece Kadir gecelerinde değil, fırsatını bulduğunuz her an da Rabbinizle buluşacağınız mescitlerde olun. Rabbimiz bize mescitleri adres gösteriyor. Evet yiyeceğiz, içeceğiz ve yaşayacağız ama varlık sebebimiz unutmayın ki Allah'ı razı etmekten başka bir şey değildir." diye belirtti.

Program, Mücahid İleri'nin yaptığı dua ile sona erdi. (İLKHA)